Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2013/7641 E. 2013/6982 K. 13.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7641
KARAR NO : 2013/6982
KARAR TARİHİ : 13.05.2013

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı (ihtiyati tedbir)

…ile … ve müdahil … aralarındaki katkı payı alacağı (ihtiyati tedbir) davasının reddine dair … Aile Mahkemesi’nden verilen 13.12.2011 gün ve 94/Esas sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili, müdahil … tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, tarafların 04.01.1993 tarihinde evlendiklerini, aralarında şiddetli geçimsizlik nedeniyle açılan boşanma davasının devam ettiğini, evlilik birliğinin devamı sırasında 140 parselde kayıtlı taşınmazın satın alınarak üzerine ev inşa edildiğini, tapuda davalı eş … adına tescil edildiğini, ancak, eşler arasında anlaşmazlıklar başlaması üzerine davalı eşin, vekil edeninden mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak taşınmazı dava dışı 3. Kişiye satarak tapudan devrettiğini açıklayarak, hileli bir biçimde satılıp devredilen taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, satışın muvazaa nedeniyle iptaline ve eski hale getirilmesine, bunun mümkün bulunmaması halinde katkısı sebebiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1/2 hisse oranının bedeli olan 10.000 TL’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, dava konusu taşınmazın satın alınmasında davacı eşin herhangi bir katkısının bulunmadığını, vekil edeninin kazançları ve ailesinin yardımları ile edinildiğini, kaldı ki dava konusu taşınmazın “mera” niteliğindeki yer üzerinde bulunduğunun belirlendiğini ve yıkımına karar verileceğini bu nedenle katkı alacağının doğmayacağını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Dava konusu 140 parsel sayılı taşınmaz evlilik biliğinin devamı sırasında 18.04.2006 tarihinde satın alınarak davalı eş … adına tescil edilmiştir. Taraflar arasında boşanma davası devam ederken 15.09.2008 tarihinde 3. kişi … adına satış suretiyle devredilmiştir.
Yargılamanın devamı sırasında davacı vekili tarafından Mahkemeye sunulan 28.04.2011 tarihli dilekçe ile davanın kayıt maliki …’e ihbarını talep etmiştir. Bunun üzerine … 15.06.2012 havale tarihli, harç yatırmaksızın, müdahillik talebinde bulunan 3. Kişi başlıklı bir dilekçe ile 6100 sayılı HMK’nun 65 ve devamı maddeleri uyarınca davaya müdahil olarak kabulüne karar verilmesini istemiş, ayrıca Mahkemece adına kayıtlı bulunan 140 parselde kayıtlı taşınmaz üzerine teminat alınmadan konulan ihtiyati tedbirin mağduriyetine sebep olduğunu bu nedenle kaldırılmasına karar verilmesini, kaldı ki HMK’nun 392/1. maddesi gereğince davacı taraftan teminat alınması gerektiğini bildirmiştir.
Mahkemece, celse arasında verilen karar üzerine, 02.08.2011 tarihinde Tapu Müdürlüğü’ne yazılan müzekkere ile dava konusu taşınmazın tapu kaydına dava sonuçlanıncaya karar üçüncü kişilere devir ve satışının önlenmesi bakımından “ihtiyati tedbir” konulmuştur. Davalı … vekili taşınmaz üzerine konulan tedbir sebebiyle zarara uğradığını açıklayarak, müdahale dilekçesi ile davaya giren 3.kişi … ise, teminat alınmadan konulan tedbir sebebiyle taşınmazı kullanamadığını, mağdur olduğunu bildirmek suretiyle HMK’nun 394 maddesi uyarınca tedbir kararına itiraz etmişlerdir. Mahkemece, 29.12.2012 tarihli ara kararı ile davacının talebinin öncelikle taşınmazın 1/2 oranındaki payının iptali ile tescil isteğini yönelik bulunduğu, taşınmazın devri halinde bu talebin gerçekleşmesinin tapuya güven ilkesi gereğince imkansızlaşacağı, verilen ihtiyati tedbir kararının sadece devre yönelik olması nedeniyle diğer tasarrufları engellememesi hususları gözönünde alınarak HMK’nun 389. maddesi uyarınca teminat talebinin ve HMK’nun 394. maddesi uyarınca itirazların reddine karar verilmesi üzerine; davalı … vekili ile davaya giren 3. kişi … vekili tarafından ihtiyati tedbire konu bölümle ilgili olarak ayrı ayrı kanun yoluna başvurulmuştur.
Temyiz isteğinde bulunanlar, ihtiyati tedbir talebinin kabulü üzerine yapılan itirazların reddine ilişkin Mahkemenin verdiği karar bölümünün HMK’nun 394/5. maddesine dayalı olarak bozulmasını istemektedir. 6100 sayılı HMK’nun 394/5. maddesindeki düzenleme ile ihtiyati tedbir kararlarına karşı da kanun yolu açılmış ve kanun yoluna başvurulması halinde ihtiyati tedbirin özelliği gereği incelemenin öncelikle yapılacağı ve verilen kararın da kesin olacağı açıklanmıştır. 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3/3. maddesinin düzenlemesi ile Bölge Adli Mahkemeler’ine görev verilen hallerde bu Mahkemeler görevi başlayana kadar 1086 sayılı Kanunun 6100 sayılı kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanacaktır. Bu durumda HMK’nun 341. maddesi ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi ile bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurma Bölge Adliye Mahkemeler’ine görev olarak verildiğine göre HMK’nun 394/4-5 maddesi gereği ihtiyati tedbir isteğinin reddine ilişkin kararlara karşı kanun yoluna gidilebileceği ve bu isteğin Yargıtay tarafından inceleneceği hususunda duraksamamak gerekir.
Somut olayda, davacı vekilinin, açmış olduğu katılma alacağı ve tapu iptali ile eski hale getirilmesi davası sonunda elde edebileceği alacağını güvence altına almak amacı ile ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu görülmektedir. Dava dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, Mahkeme kararının gerekçesinde yazılı değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı … vekilinin, Mahkemenin ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ilişkin karara yönelik itirazların reddi ile ilgili karar bölümüne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi ile ihtiyati tedbire ilişkin hüküm bölümünün ONANMASINA,
Temyiz talebinde bulunan 3. kişi … vekilinin temyiz itirazlarına gelince; yargılamanın devamı sırasında davacı vekili tarafından sunulan dilekçe ile davanın ihbar edilmesi istenilen …, daha sonra Mahkemeye verdiği 15.06.2012 tarihli dilekçe ile HMK’nun 65. ve devamı maddeleri uyarınca müdahil olmak istediğini bildirmiştir. HMK.nun 65. maddesine göre davanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen veya tamamen hak iddia eden 3. kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek yargılamanın taraflarına karşı aynı Mahkemede dava açabilir. Şu halde harç yatırmak suretiyle davada usule uygun bir biçimde taraf durumunu almayan üçüncü kişi (dava ihbar edilen) …’in Mahkemece verilen kararı temyiz etme hakkı bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, yöntemine uygun biçimde harcını ödeyerek dava açmayan ya da müdahil olmayan üçüncü kişi … vekilinin temyiz dilekçesinin açıklanan nedenlerle REDDİNE, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve aşağıda dökümü yazılı davalıya ait 24,30 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna ve 24,30 TL peşin harcın da istek halinde temyiz eden müdahil Nazmiye Ülker’e iadesine 13.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.