Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2013/7638 E. 2013/13152 K. 24.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7638
KARAR NO : 2013/13152
KARAR TARİHİ : 24.09.2013

MAHKEMESİ :…….. Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak

………… A.Ş. ile …………Şirketi aralarındaki istihkak davasının reddine dair ………… …….. Hukuk Mahkemesi’nden verilen 15.11.2012 gün ve 230/173 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili duruşmasız olarak davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 24.09.2013 …….. günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı … Ticaret A.Ş vekili Avukat … ve Şirket temsilcisi …….. Babaoğlu bizzat ve karşı taraftan davalı …….. Şirketi vekili Avukat …, Avukat … geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı …….. kişi vekili, ………… …….. Müdürlüğü’nün 2009/4458 sayılı Takip dosyasında yazılan talimat uyarınca, …….. …….. Müdürlüğü’nün 2010/173 sayılı talimat dosyasında yapılan 02.04.2010 günlü hacze konu mahcuzların …….. kişiye ait olduğunu, davacının mahcuzları 28.12.2008 tarihli sözleşme kapsamında takip borçlusundan satın aldığını, belirterek istihkak davasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı alacaklı vekili, istihkak iddiasının alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı olarak ileri sürüldüğünü belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre: davacının dava dilekçesinde her türlü delil ifadesi ile yemin deliline de dayandığı, bu hakkının hatırlatılmasına rağmen yemin teklif etmediği, mülkiyet karinesinin aksinin kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı …….. kişi vekili ile tazminat hesabı ve vekâlet ücreti yönünden de davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, …….. kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir.
Dava konusu haciz, takip borçlusuna ait şantiye sahasında yapılmıştır. İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararınadır.
İspat yükü altında olan …….. kişi karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahiptir. Yemin deliline dayanmaması tek başına davanın reddi gerekçesi olarak kabul edilemez. Bununla birlikte sunulan 28.08.2009 tarihli …….. takibe dayanak çek tarihlerinden kısa bir süre önce borçlu tarafından …….. kişi adına düzenlenmiştir. Çeklerin ileri tarihli olarak düzenlenmesi ise ticari yaşam içinde sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Ne var ki alacaklı ve borçlu şirketin ticari sicil kayıtları üzerinde yaptırılacak bir bilirkişi incelemesi ile çekin verilmesine neden olan temeldeki hukuki ilişkinin, buna göre borcun gerçek doğum tarihinin belirlenmesi mümkündür.
Diğer yandan devredilen makinelerin tutarı 224.200,00.-TL değerindedir. Bir kısım tanık anlatımlarına göre …….. kişi ve borçlu şirketler arasında ortakları arasındaki yakın akrabalık bağı ve ortak iş yapmaları nedeni ile organik bağ bulunmaktadır. Diğer yandan iki şirket aynı alanda faaliyet göstermektedir. Buna göre davacı …….. kişi şirket, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu da bilebilecek durumdadır.
Somut olayda borcun doğum tarihinden sonra alacaklıdan mal kaçırmak için örtülü iş yeri devri yapılmış olma ihtimali bulunmaktadır. Ne var ki bunun tayini için öncelikle borcun doğum tarihinin saptanması ve borçlunun işletmesindeki mal varlığının toplam değerinin yine bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesi gerekir.
Bu şekilde toplanacak delillerin sonucuna göre borcun doğum tarihinden sonra alacaklıdan mal kaçırmak için örtülü iş yeri devri yapıldığı kesin olarak belirlenirse dava reddedilmeli, aradaki devir işlemi gerçek kabul edilse bile İİK’nun 44. TBK’nun 202. maddesindeki gereklerin yerine getirildiği iddia ve ispat edilemediğine göre iş yerini devralan …….. kişinin 6098 sayılı TBK’nun 202. (BK’nun 179.) maddesi uyarınca borçlu ile birlikte işletmenin borçlarından zincirleme olarak sorumlu olacağı dikkate alınmalıdır.
…….. kişi ve borçlu arasındaki satım sözleşmesi borcun doğum tarihinden önce yapılmışsa bu kez sunulan 28.08.2009 tarihli ……..nın, gerçekliği, sonradan temin edilip edilmediği üzerinde durulmalıdır. Dosyadaki bilirkişi incelemesi bu konuda yeterli görülmemiştir. Gerçekten de bir ……..nın gerçek olup olmadığı, alıcı ve satıcı ……..nın ticari kayıtları üzerinde yaptırılacak ayrıntılı bir bilirkişi incelemesi ile belirlenmeli, bu sırada ödeme ile ilgili iki ……..nın kayıtlarına bakılmalı, …….. dipkoçanları getirtilip incelenmeli ve gerekirse ……..nın ilgili vergi dairesine bildirilip bildirilmediği vb. hususları da araştırılmalıdır.
Diğer yandan dava dilekçesinde ve haciz tutanağında bahsi geçmeyen …….. ile ilgili deliller sunulduğu, bilirkişi raporunda bununla ilgili değerlendirmeler yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda dava konusu ile ilgili tereddüdün giderilmesi için davacı tarafa gerekli açıklamaların yaptırılması da gerekmektedir.
Belirtilen tüm bu hususlar dikkate alınmadan eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı biçimde karar verilmesi hatalı olmuştur.
Kabule göre de; istihkak davalarında alacak miktarı ile hacizli malın değerinden hangisi az ise onun üzerinden (karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan …….. uyarınca) hesaplanacak nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin ve 6352 sayılı Yasa’nın 106/b maddesi gereğince İİK’nun 97/13. maddesindeki tazminat oranının ile %20 olarak değiştirildiğinin dikkate alınmaması hatalı olmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı …….. kişi vekili ile davalı alacaklı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, 24.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.