Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2013/7360 E. 2013/12402 K. 17.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7360
KARAR NO : 2013/12402
KARAR TARİHİ : 17.09.2013

MAHKEMESİ :…….. Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı payı, değer artış payı ve katılma alacağı

… ile … aralarındaki katkı payı, değer artış payı ve katılma alacağı davalarının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair … 3. …….. Mahkemesi’nden verilen 17.12.2012 gün ve 837/1302 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili, duruşmasız olarak davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17.09.2013 …….. günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı … vekili Avukat … ve karşı taraftan davalı … vekili Avukat … geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı … vekili, tapuda davalı adına kayıtlı bulunan …….. 13168 …….. üzerine 1.1.2002 tarihinden önce …….. edilen binanın yapımında ve 18459, 135 ada 3 ve 487 …….. sayılı taşınmazların alımında davacının evlilik içinde çalışarak gerek para gerek emekle katkıda bulunduğunu açıklayarak katkı payı için şimdilik 10.000 TL’nin, ayrıca TMK’nun edinilmiş mal rejimine tabi ve yasal olarak eşit oranda hakkı bulunan 1.1.2002 tarihinden sonra alınan, 215 ada 8 ve 18 ada 8 …….. nedeniyle katılma alacağı ve 13168 …….. üzerindeki 9 daire ile dükkandan 1.1.2002 tarihinden 3.8.2006 …….. dava tarihine kadar elde edilmiş …….. gelirinden şimdilik 30.000 TL’nin, hüküm altına alınmasını istemiş, harcını da yatırdığı 26.11.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile de, edinilmiş mallara katılma rejiminden doğan 64.218,60 TL ve katkı alacağından kaynaklanan 50.000 TL olmak üzere toplam 114.218,60 TL’nin 40.000 TL’si için dava, 74.218,60 TL’si için ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, davacının çalışmadığının, gelirinin olmadığının, davalının verdiği harçlıkla geçindiğinin ve kendi adına bir takım mallar ve birikimler elde ettiğinin …….. kararının gerekçesinde kabul edildiğini, bunun mahkeme kararı ile sabitlendiğini, davacının katkı iddiasının yerinde bulunmadığını, davalının …….. gelirleri ile ……..nin ev ve geçiminin temin edildiğini, davacının artık değer üzerinde alacak hakkı olsa dahi TMK’nun 236.m. göre hayata kast ve davalı üzerindeki korku ve tehditleri dikkate alınarak hakkaniyete uygun şekilde mahkeme tarafından kaldırılması gerektiğini açıklayarak davanın reddine ve yine …….. davasında kadın lehine hükmedilen 5.000 TL’nin de mahsubuna karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, “davanın kısmen kabulüyle 24.945,10 TL’nin ıslah tarihi olan 23.11.2012 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin tüm taleplerin reddine” karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar, 11.04.1980 tarihinde evlenmişler, 10.10.2006 tarihinde açılan …….. davasının kabulü ve hükmün 14.09.2007 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Taraflar arasında, evlendikleri 11.04.1980 tarihinden 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM’nin 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı, taraflar sözleşmeyle başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerine göre 4721 sayılı TMK’nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden …….. davasının açıldığı 10.10.2006 tarihine kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TKM. m. 202, 4722 sayılı K.m.10) Taraflar arasındaki mal rejimi TMK’nun 225/2. fıkrası uyarınca …….. davasının açıldığı tarihte sona ermiştir.
Davacının talebi, arsası uyuşmazlık konusu olmayan 13168 …….. üzerinde 1.1.2002 tarihinden önce evlilik içinde …….. edildiği anlaşılan bina üzerinde katkı payı, 1.1.2002 tarihi sonrası evlilik birliği içinde edinildikleri anlaşılan dava dilekçesinde …….. numaraları yazılı diğer taşınmazlar, tüm taşınmazlardan elde edildiği iddia edilen …….. gelirleri ve davalı adına banka hesaplarındaki paranın faiz gelirlerine ilişkin katılma alacağı isteğidir.
Mahkemece, davacının katkıda bulunabileceği gelirini ispat edememesi, bizzat …….. gelirlerini davacının topladığının taraf tanıklarınca bildirilmesi sebebiyle katkı payı ve …….. gelirleri bakımından katılma alacağı isteğinin reddine, gelen cevaplar dikkate alınarak davalının banka hesaplarındaki faiz gelirleri yönünden 24.945,10 Tl katılma alacağının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kural olarak, TKM’nin 170. maddesi gereğince taraflar arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen taşınmazlara ilişkin katkı payı talebinde bulunabilmek için somut olayda para ya da parayla ölçülebilen maddi bir katkının olduğunun kanıtlanması gereklidir. …….. gelirleri bakımından, …….. gelirinin elde edilmesinin ispatı yeterli olmayıp bu …….. gelirlerinin mal rejiminin sona erdiği tarihte davalının malvarlığı içinde olduğunun ve tüketilmeyip tasarruf edildiğininde ispatlanması gerekir. TMK’nun 225/2. fıkrasında, taraflar arasındaki mal rejiminin …….. davasının açıldığı tarihte sona ereceği, aynı Kanunun 235/1. fıkrasında ise, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş malların, tasfiye anındaki değerleri ile hesaba katılacağı yazılıdır. Aynı kural faiz gelirleri bakımından da geçerlidir.
Bu açıklamalar karşısında dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve taktirde bir isabetsizlik bulunmadığına, davalıya ait kişisel mal niteliğindeki arsa üzerine 1992 tarihi sonrası 2-3 yıllık sürede …….. edildiği ve 1999 …….. de hasar gördüğü belirlenen binanın yapımında davacının …….. süresi ve öncesinde katkı sayılabilecek bir çalışması, geliri olmadığına,……..a emek ile katkı bakımından evlilik içindeki dayanışmayı aşacak şekilde bir katkınında ispat edilemediğine, esasen davalının taşınmazlardan …….. geliri elde ettiği …….. sözleşmeleri ve vergi beyannamelerinden anlaşılmakta ise de bu gelirlerin mal rejiminin sona erdiği tarihte davalının malvarlığı mevcudunda olduğunun kanıtlanamadığına, davalının banka hesaplarında bulunan paraların dava konusu edilmediği Mahkemenin de kabulünde olup faiz gelirleri ile ilgili bankalardan alınan yazı cevapları ve dosya arasındaki hesap hareketlerinden faiz gelirleri üzerinden hükmedilen katılma alacağında da bir hata yapılmadığına, hükmedilen miktarın katılma alacağı olması sebebiyle gerek dava gerek ıslah tarihi itibarıyla faize hükmedilme imkanı bulunmayıp eldeki davanın karar tarihinden geçerli olmak üzere faize hükmedilebileceğine, Mahkemenin ıslah tarihinden geçerli faize hükmetmesi hatalı ise de hüküm faiz bakımından davacı vekilince temyiz edilmesi sebebiyle davalı lehine davacı aleyhine bozma sevk edilemeyeceğine, davalının usulüne uygun harcı yatırılarak açtığı bir dava, davalı lehine belirlenmiş ve kesinleşmiş bir alacak olmadığından davalı tarafın davacı adına kayıtlı araç ve banka hesabından kaynaklanan mahsup isteğine değer verilemeyeceğine, bu tür davalarda fedakarlığın denkleştirilmesi ve hakkaniyet kuralının da gözetilmesi gerektiğine göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki husus dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak, dava dilekçesinde dava konusu edilen ve katılma alacağı talebinde bulunulan……..’de 215 ada 8 ……..in 24.04.2006, 18 ada 8 ……..de 11 numaralı meskenin ise 17.10.2003 tarihinde, taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde davalı adına satın alma yoluyla tapuya tescil edildikleri dosya arasındaki tapu kayıtlarından anlaşılmaktadır. Edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan katılma alacağına ilişkin isteklerde, yanların taşınmazın alınmasına katkıda bulunmasına gerek bulunmamaktadır.Yasal nedenlerle edinilmiş mal üzerinde diğer eşin 1/2 oranında katılma alacağı söz konusudur. (TMK’nun 236/1) Mahkemece……..’de bulunan bu iki taşınmazın da dava konusu edildiği ve katılma alacağı isteğinde bulunulduğu gözden kaçırılarak bilirkişi raporları ile taşınmazların piyasa sürüm değerlerinin belirlenmesi, 8.2.2010 tarihli üçlü bilirkişi raporunda da bu sürüm değerleri üzerinden katılma alacağı hesabı yapılması, katılma alacağı bakımından talepte bulunan eşin somut ve maddi katkısının gerekmemesi, çalışıp çalışmamasının önemi olmamasına rağmen bu taşınmazlar yönünden olumlu olumsuz bir değerlendirmede bulunulmadan yazılı şekilde fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
Davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle kısmen yerinde olduğundan kabulüyle hükmün……..’de bulunan 215 ada 8 …….. ve 18 ada 8 ……..deki 11 numaralı meskenle ilgili katılma alacağı isteğine yönelik olarak 6100 sayılı HMK’ nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya ve 450,30 TL peşin harcın da istek halinde davalıya iadesine, 17.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.