Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2013/7137 E. 2013/12362 K. 17.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7137
KARAR NO : 2013/12362
KARAR TARİHİ : 17.09.2013

MAHKEMESİ :…….. Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Borca itiraz

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı ile davalı taraflarından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için…….. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

K A R A R

Alacaklı tarafından başlatılan ilamlı takipte, takibe dayanak yapılan … Asliye 2. Ticaret Mahkemesi’nin 23.12.2009 tarih, 2002/228 E.-2009/730 K. sayılı ilamında, “….İşletme hakkı Devir Sözleşmesi’nin 27. maddesi gözetilerek, 6183 sayılı …. Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca hesaplanacak faizi ile birlikte davalı … Tic. A.Ş’den tahsili ile davacıya ödenmesine” hükmedilmiştir.
Borçlu vekili …….. Mahkemesi’ne başvurusunda; alacaklının takip talebinde Sözleşmenin 27. maddesinin (c) bendi uyarınca asıl alacağa takip tarihi itibariyle 6183 sayılı Yasa’nın 48. maddesindeki tecil faizi oranlarına göre 63.066.063,96 TL faiz talep etmesi gerekirken, aynı sözleşmenin (a) bendi uyarınca 6183 sayılı Yasa’nın 51. maddesine göre gecikme faizi oranında 84.022.674,26 TL faiz talep ettiğinden fazla hesaplanan 19.697.834,00 TL faiz alacağı yönünden takibin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, dayanak ilamın atıf yaptığı Sözleşmenin 27. maddesinde hem gecikme zammı hem de tecil faizinden söz edildiğinden, gecikme zammının (6183 sayılı Kanun madde 51) temerrüt faizi ile nitelik itibariyle örtüştüğü gerekçesiyle bilirkişiden 6183 sayılı Kanun’un 51. maddesine göre hesaplama yapması talep edilerek, şikayetin kısmen kabulüne, … 13. …….. Müdürlüğü’nün 2012/4256 Esas sayılı dosyasında …….. emrinin diğer unsurları aynen muhafaza edilerek, asıl alacağa işlemiş faizin “82.816.567,20 TL olarak” düzeltilmesine karar verilmesi üzerine, hüküm, taraf vekillerince ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
…….. takibine konu edilen … Asliye 2. Ticaret Mahkemesi’nin 23.12.2009 tarih, 2002/228 E. 2009/730 K. sayılı ilamında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin 27. maddesine göre faize hükmolunduğu, anılan maddenin incelenmesinde,……………. Sözleşmesi hükümlerine göre yapılması gereken ödemelerin süresinde olmaması çeşitlerine göre 6183 sayılı Yasa’nın 48. maddesine göre tecil faizi ya da aynı
Yasa’nın 51.maddesine göre gecikme zammı uygulanmasının kararlaştırıldığı, ilamı veren Mahkemece uyuşmazlığın mahsuplaşma işleminin bazı yıllarda hiç yapılmaması, bazı yıllarda ise eksik yapılmasından kaynaklanan kurum alacağının tazmini olarak nitelendirilerek, bila tarihli, bilirkişi heyeti …….. Ergül’ün raporu esas alınarak çözüme kavuşturulduğu, bahsi geçen raporun 36 sayfasında cezai sorumluluğu düzenleyen 27. maddenin açıklandığı kısımda bilirkişi heyetince “bu maddenin a ve b bentlerine göre oluşan bir alacak ve faiz uygulaması bu dava için söz konusu değildir. Davanın konusu mahsuplaşmadan kaynaklanan alacaktan oluşmaktadır……ödeme tarihine kadar 6183 sayılı Yasa’nın 48. maddesi hükümlerince belirlenen oranda tecil faizi tahakkuk ettirilecektir.” denilerek, 27 maddenin (c) fıkrasında düzenlenen tecil faizinin uygulanacağının belirlendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda itirazın 6183 sayılı Yasa’nın 48. maddesindeki tecil faizi oranlarına göre bilirkişiye hesaplama yaptırılarak, çözüme kavuşturulması gerekirken, aynı Yasa’nın 51. maddesindeki gecikme zammı hesabıyla sonuçlandırılması doğru değildir. Mahkemece bu doğrultuda yeni bir inceleme ile karar verilmesi gerekir.
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 17.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.