YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/705
KARAR NO : 2013/3498
KARAR TARİHİ : 12.03.2013
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
… ve … ile … ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair … Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 09.12.2011 gün ve 74/437 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 1013 parsel sayılı taşınmaz hakkında muristen intikal ve mirasçılar arasında yapılan paylaşma sözleşmesi hukuksal nedenine dayanarak, tapu kaydının iptali ile vekil edenleri adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, davanın hak düşürücü süre yönünden ve davaya dayanak olan senette vekil edeninin imzasının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Davalılar … ve … davayı kabul ettiklerine ilişkin dilekçe sunmuşlardır.
Mahkemece, davanın dayanağı olan senedin bağışlama vaadi olarak nitelendirilmesi gerektiği, senedin geçerli olabilmesi için resmi şekilde yapılmasının zorunlu olduğu, adi yazılı şekilde yapıldığından senedin geçerli olmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda, dava konusu taşınmazın ortak muristen kaldığı konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. 4721 sayılı TMK’nun 676. maddesi “Mirasçılar arasında payların oluşturulması ve fiilen alınması veya aralarında yapacakları paylaşma sözleşmesi mirasçıları bağlar. Paylaşma sözleşmesiyle mirasçılar, tereke mallarının tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin miras payları oranında paylı mülkiyete dönüştürülmesini de kabul edebilirler. Paylaşma sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır” hükmü uyarınca yazılı olmak koşuluyla mirasın paylaşılması konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmeler geçerlidir. Mirasın açılmasından önce yapılan sözleşmelerin geçerli olabilmesi için de, aynı kanunun 678. maddesi gereğince, sözleşmeye mirasbırakanın katılması veya izin vermesi gereklidir. Davacıların isteminin dayanağı olan 15.12.1973 tarihli paylaşma sözleşmesinin, mirasbırakan …’nın sağlığında, tüm mirasçıların ve mirasbırakanın katılımıyla yapıldığı dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Bununla beraber, sözleşme metnine göre dava konusu 1013 nolu parselin, paylaşımda davacılara bırakılan taşınmazlar arasında yer aldığı görülmektedir. Anılan Kanun
hükümleri ve tüm dosya kapsamına göre, davanın tarafları olan … mirasçıları arasında 15.12.1973 tarihli hukuken geçerli bir paylaşma sözleşmesinin mevcut olduğunun kabulü gerekir. Davanın bu sebeplerle kabulüne karar verilmesi gerekirken Mahkemece paylaşma sözleşmesinin geçerli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davacılar vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 12.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.