Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2013/5652 E. 2013/9845 K. 24.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5652
KARAR NO : 2013/9845
KARAR TARİHİ : 24.06.2013

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR
Davacı üçüncü kişi vekili, Antalya 8. İcra Müdürlüğü’nün 2012/1497 sayılı takip dosyasında yazılan talimat uyarınca, Serik İcra Müdürlüğü’nün 2012/332 sayılı talimat dosyasında yapılan 01.06.2012 günlü hacze konu menkullerin bir kısmının B.. P..Finansal Kiralama AŞ tarafından U.. K.. Ürünleri Ltd. Şti.’ne kiralandığını, üçüncü kişinin kiracılık hakkını devraldığını, diğerlerinin ise dava ve takip dışı başka firmalardan fatura karşılığında satın alındığını belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı alacaklı vekili, istihkak davasında yetkili mahkemenin asıl icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi olduğunu, esasa yönelik olarak da istihkak iddiasının yerinde olmadığını belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre: “takip borçlusunun icra dosyasına verdiği dilekçe ile haciz adresindeki işyerini borçları ile birlikte üçüncü kişiye devrettiklerini beyan ettiği, bunun üzerine gönderilen haciz ihbarnamesine üçüncü kişinin itiraz ettiği, dava konusu haciz adresindeki işyerinin borçludan değil dava ve takip dışı U.. K.. Ürünleri Ltd. Şti.’nden devralındığının tespit edildiği, diğer yandan borçlu ve davacı şirketler arasında organik bağ da tespit edilmediği“ gerekçesi ile davanın kabulü ile tazminat isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1.Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddeleri uyarınca açtığı istihkak davası niteliğindedir.
Dava, 6100 sayılı HMK’nun yürürlüğe girmesinden sonra 09.07.2012’de açılmıştır.
1086 sayılı HUMK’nun 512/1. maddesine göre eşyanın bulunduğu ya da icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde istihkak davasının açılabileceği açıkça düzenlenmişti. Bu özel yetki kuralı HUMK’nun 9. maddesindeki genel yetki kuralına ayrıcalık oluşturmakla birlikte genel yetki kuralını ortadan kaldırmadığı ve İİK’nun 50. maddesi gereğince de HUMK’nun yetkiye ilişkin hükümleri takip hukukunda da uygulandığı için hacizden doğan istihkak davaları genel yetki kuralınca, yasada ayrıca düzenlenmiş olmadıkça davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir, özel yetki kuralı uyarınca da; haciz icra takibinin yapıldığı yerde uygulanmış ise bu yer, talimat aracılığı ile uygulanmışsa hacizli malın bulunduğu yer ya da icra takibinin yapıldığı yer, haczi uygulayan talimat icra dairesi ile hacizli malın bulunduğu yer farklı ise hacizli malın bulunduğu yer icra mahkemesinde açılabilirdi (HUMK’nun 512/1, 9, İİK’nun md. 97–99. maddeleri).
Somut olayda dava, 6100 sayılı HMK yürürlüğe girdikten sonra açılmış olup, bu Kanun’da 1086 sayılı HUMK’nun 512. maddesine paralel bir düzenleme getirilmemiştir. Bu durumda İİK’nun yetkiye ilişkin 4, 50. maddeleri ve 6100 sayılı HMK’nun 5, 6. maddeleri uyarınca genel yetki kuralının uygulanması gerekir. Buna göre istihkak davalarının asıl icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi ile davalının yerleşim yeri mahkemelerinde açılması mümkündür. Aksi halde yetki ilk itirazında bulunulmuşsa HMK’nun 19, 331. maddeleri uyarınca yetkisizlik kararı verilmesi gerekir.
Davalı alacaklı cevap dilekçesinde yetki ilk itirazında bulunmuştur. Davalının yerleşim yeri de asıl icra takibinin yapıldığı yer de Antalya İli merkez sınırları içinde kalmaktadır. Bu durumda yetki ilk itirazının kabulü ile yetkisizlik kararı vermek yerine işin esasına girilerek yazılı biçimde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
2. Bozma neden ve şekline göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesi gerekli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri gereğince BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine
ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 24.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.