Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2013/39 E. 2013/6670 K. 07.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/39
KARAR NO : 2013/6670
KARAR TARİHİ : 07.05.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

… ve müşterekleri ile … ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine dair … 1 Hukuk Mahkemesi’nden verilen 14.06.2012 gün ve 541/499 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 07.05.2013 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalılardan … bizzat ve vekili Avukat … geldi. Karşı taraftan kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacılar vekili, dava konusu 11 parsel sayılı taşınmazın davalılarla ortak … miras bırakanları …’den intikal eden yer olmasına rağmen kadastro çalışmaları sırasında davalıların yakın miras bırakanı … … adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, … … adına olan tapu kaydının iptali ile veraset ilamı doğrultusunda vekil edenleri adına hisseleri oranında tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, dava konusu taşınmazın … miras bırakan …’la bir ilgisinin bulunmadığını zira öncesi itibariyle taşlık ve çalılık yerlerden iken miras bırakanları … tarafından imar-ihya edilerek elde edilmiş taşınmaz niteliğinde olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemenin, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2006/1176 Esas ve 2006/1010 Karar sayılı veraset belgesindeki hisseler oranında … mirasçıları olan taraflar adına tapuya tesciline ilişkin ilk kararı davalılar ve davacılar vekillerinin temyizi sonunda … ve …’ten kalan yerlerin zeminde belirlenerek ayrılması, teknik bilirkişi tarafından krokiye işaretlenmesi, hükme esas alınan mirasçılık belgesinin de … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2009/301 Esas ve 2009/920 Karar sayılı ilamı ile iptal edildiği ve bu ilamın 01.03.2010 tarihinde kesinleştiğinin dikkate alınmaması sebepleri ile bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, 14.06.2012 tarihli kısa kararda “Davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişisi … tarafından düzenlenen 24.02.2012 tarihli rapor ve ekindeki krokide A harfi ile gösterilen 8.269,96 m2’lik kısmın … Hatıplar Köyü 11 nolu parselden ifraz edilerek, ifraz edilen bu kısmın …
… mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline, aynı krokide B harfi ile gösterilen 9.660,34 m2’lik kısmın davalılar uhdesinde bırakılmasına, fen bilirkişi raporu ile veraset ilamının hükme eklenmesine, …’in kendi uhdesindeki paylarını kardeşleri …,
…, … …, …, …, … ve…’e devrettiği anlaşıldığından davacılar adına tapu kaydı oluşturulurken bu hususun (…’in paylarının eşit hisselerle aktarıldığının) nazara alınmasına” karar verilmesine karşılık aynı tarihli gerekçeli kararda “davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişisi … tarafından düzenlenen 24.02.2012 havale tarihli rapor ve ekindeki krokide A harfi ile gösterilen 8.269,96 m2’lik kısmın … Hatıplar Köyü 11 nolu parselden ifraz edilerek ve bu kısmın tapusu da iptal edilerek ifraz edilen bu kısmın … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2009/301 E – 920 K sayılı veraset ilamındaki … mirasçıları adına ve bu verasetteki payları oranında tapuya kayıt ve tesciline, aynı krokide B harfi ile gösterilen 9.660,34 m2’lik kısmın davalılar uhdesinde bırakılmasına, fen bilirkişi raporu ile veraset ilamının hükme eklenmesine, …’in kendi uhdesindeki paylarını kardeşleri …, …, … …, …, …, … ve…’e devrettiği anlaşıldığından davacılar adına tapu kaydı oluşturulurken bu hususun (…’in paylarının eşit hisselerle aktarıldığının) nazara alınmasına karar verilmiş, dosya arasındaki kısa kararı içeren duruşma tutanağında bir takım düzeltmeler yapılarak mahkeme Hakimi tarafından paraf edilmiş ise de UYAP’ta kayıtlı duruşma tutanağında kısa kararın düzeltilmemiş eski hali ile durduğu görülmüştür. Hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki; HUMK’nun 388/2 (HMK.m.297/2) fıkrası hükmüne göre “…hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir…” Görüleceği üzere; kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki bulunmaktadır. Gerekçeli kararın yazılması bakımından kısa karar esas olup, gerekçeli kararın kısa karara göre yazılması zorunludur. Anayasa’nın 141. maddesinin koymuş olduğu, duruşmaların aleniyeti kuralı ve HUMK’nun 382 (HMK.m.28 ve 294) maddesi gereği kararların alenen tefhimi icap eder. Kısa kararla gerekçeli kararın ayrı nitelikte ve çelişik bulunması iş bu aleniyet kuralına aykırı düşer ve Mahkemelere olan güveni sarsar. Tebliğ edilen ilamın tefhim olunan kısa karara uygun bulunması aynı zamanda kamu düzeniyle ilgilidir. 10.04.1992 tarih 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında belirtildiği gibi “kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması bozma nedenidir. Yerel mahkeme, bozmadan sonra önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak kaydıyla hakimin vicdani kanaatine göre karar verebilir” denilmiştir. Hüküm bu nedenle kanuna, tarihi ve numarası belirtilen Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararına aykırı olarak tesis edilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı görülen hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3.maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 990,00 TL Avukatlık Ücreti’nin davacılardan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalılara verilmesine ve 21,15 TL peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine 07.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.