Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2013/3342 E. 2013/14113 K. 03.10.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3342
KARAR NO : 2013/14113
KARAR TARİHİ : 03.10.2013

MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı, mehir

… ile … aralarındaki katılma alacağı ve mehir alacağı davasının kısmen reddine, kısmen kabulüne dair … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 30.11.2012 gün ve 558/549 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 2009 yılında evlenen davacı ve davalının 2011 yılında boşandıklarını, evlilik birliği içinde … plaka sayılı aracın edinilerek davalı adına tescil edildiğini, birlikte edinilen araç ve ev eşyalarının toplam değerinin 40.000 TL olduğunu, evlilik birliği kurulurken davacıya mehir olarak verilmesi taahhüt edilen 4 adet 2,5’luk altının davalı tarafından verilmediğini açıklayarak araç ve ev eşyasından kaynaklanan 20.000 TL katılma alacağı ile mehir bedeli 6.800 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı aracın 6.600 TL peşinat ve banka kredisi ile edinildiğini, aracın peşinatının ödenmesinde davalının babasına ait aracın satımından elde edilen 4.000 TL’nin kullanıldığını, kalan taksitlerin davalı tarafından ödendiğini, dava dilekçesinde belirtilen eşyanın birlikte alındığını ancak ikinci el olduklarından iddia edildiği değerde bulunmadığını, mehir olarak verilmesi kararlaştırılan 4 adet altın yerine düğün sırasında fazlası ile altın takıldığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, edinilmiş mal niteliğindeki araç için 5.506,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren davalıdan tahsiline, ev eşyasının tarafların ortak mülkiyetinde olduğunun tespitine ve boşanma davasında kusurlu olarak görülen taraf davacı olup bağıştan dönme koşulları gerçekleştiğinden mehir alacağı talebinin reddine karar verilmesi üzerine; Hükmün kabule ilişkin bölümü davalı vekili ve redde ilişkin bölümü davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar, 25.07.2009 tarihinde evlenmişler 14.01.2011 yılında açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 14.07.2011 kesinleşmesi üzerine boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK’nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında, eşler başka bir mal rejimi seçtiklerini ileri sürmediklerinden, eşler arasında evlenme tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar 4722 sayılı Kanun’un 10. maddesi gereğince, TMK’nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir.Dava konusu … plaka sayılı araç 02.12.2009 tarihinde ve ev eşyası tarafların kabulünde olduğu üzere evlilik birliği içinde edinilmiştir.
Dosya kapsamı ve dava dilekçesindeki açıklamalara göre; davacı vekilinin talebi araç ve ev eşyası yönünden katılma alacağı isteğine ilişkindir. Bu tür davalarda, eklenecek değerlerden (TMK.m.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK.m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak katılma alacağının belirlenmesi gerekir.Dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, dava konusu aracın edinme tarihine, 4.000 TL’nin davalının kişisel malından karşılandığının tarafların kabulünde bulunduğuna, banka kredisinin kalan taksitlerinin boşanma dava tarihinden sonra davalı tarafından ödendiğine, Mahkemece deliller değerlendirilerek karar verildiğine, takdirde de bir isabetsizlik bulunmadığına, bu tür davalarda hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkelerinin gözetilmesi gerektiğine göre, davalı vekilinin araçtan kaynaklanan katılma alacağına yönelik tüm temyiz itirazlarının reddiyle hükmün bu bölümünün açıklanan nedenlerle ONANMASINA,
Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince, dava konusu ev eşyası tarafların kabulünde olduğu üzere evlilik birliği içinde müştereken edinilmiştir. Evlilik tarihi ve tarafların kişisel mal iddiası bulunmadığı dikkate alındığında söz konusu eşyanın edinilmiş mal olarak kabulü gereklidir. Bu halde Mahkemece davalının elinde bulunan eşyaların karar tarihine en yakın tarihteki değerinin ( sürüm değrinin) tespiti ile bu değerin yarısına TMK’nın 236. maddesi gereğince katılma alacağı olarak karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Davacı vekilinin mehir senedinden kaynaklanan alacağına ilişkin temyiz itirazlarına gelince, davacı 21.11.2008 tarihli mehri müeccel senedinde belirtilen ziynet eşyalarının kendisine verilmediğini iddia etmiştir. Mehir, kocanın evlenme sözleşmesi anında ya da devamı sırasında bazen de sona ermesi halinde kadına belirli bir mal, para veya ekonomik değeri olan bir şeyi armağan etmesidir. Mehri müeccel ise ileriye (evliliğin boşanma ya da ölümle son bulunması haline kadar) yönelik bir bağışlama vaadidir. Somut olayda davacı tarafından imzalanan 21.11.2008 tarihli senette kararlaştırılan altınların davacıya verilmediği davalının savunması ve tanık beyanları ile sabittir. Hal böyle iken davalı tarafından davacı aleyhine olarak mehir senedinin iptali ve bağıştan rücu istemine ilişkin bir dava ve talepte bulunulmadığı, açıklanan hususlar eldeki davada def’i olarak da ileri sürülmediği halde davanın kabulü yerine 6100 sayılı HMK’nın 26 maddesine (HUMK 74) aykırı olarak yazılı şekilde karar vermek doğru değildir.Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve aşağıda dökümü yazılı 81,80 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 294,30 TL’nin temyiz eden davalıdan alınmasına, 21,15 TL peşin harcın istek halinde davacıya iadesine, 03.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.