Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2013/3225 E. 2013/8389 K. 04.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3225
KARAR NO : 2013/8389
KARAR TARİHİ : 04.06.2013

A.. Ş.. ile B.. S..ve H..Ö..üdoğru aralarındaki katılma alacağı davasının kabulüne dair Bursa 4. Aile Mahkemesi’nden verilen 15.11.2012 gün ve 1139/1109 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 04.06.2013 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalılardan B.. S.. bizzat ve karşı taraftan davacılar vekili Avukat M.. G.. geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR
A.. Ş.. mirasçıları A.. Ş.. ve müşterekleri vekili, davacıların A..Ş..’ün mirasçıları olduğunu, babaları Ali ile davalının boşandığını, 1.1.2002 tarihinden sonra edindikleri Bursa Osmangazi ilçesi 474 ada 12 parselin davalı adına kayıtlı olduğunu, babalarının gayrimenkulün 3/4’ünün 1/2’sinin kendi üzerine tescil edilmesi için Bursa 4.Aile Mah.nin 2008/406 Esas sayılı dosyasında dava açtığını, ölümü ile mirasçıları davacılar tarafından takip edilmiş ise de mahkemece davanın aynen paylaşım davası olarak açılamayacağı, ancak bedelin istenebileceği gerekçesi ile reddedildiğini, taşınmazın şu andaki 1.000.000 TL değerinin 3/4’ünün 1/2’sinin 375.000 TL olduğunu açıklayarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartı ile şimdilik 30.000 TL.nin dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir. (Yargılama sırasında sehven maddi hata ile parsel numarasını 474 ada 12 parsel olarak bildirmiş, yargılama sırasında maddi hata ile yanlış bildirdikleri dava konusu taşınmazın parsel numarasını 4423 ada 8 parsel olarak düzeltmiştir.
Davalılar Ş.. S.. mirasçıları vekili, davalının murisi Şahinde’nin davacıların murisi A..Ş..’den boşandığını, A.. Ş..ün boşanma dosyasında maddi manevi tazminat taleplerinin tahsili açısından taşınmaz üzerine tedbir konulmasını istediğini, ancak 22.11.2005 tarihli dilekçesi ile de taşınmaz üzerinde herhangi bir hak iddia etmediğini bildirdiğini, buna rağmen davacıların gayrimenkul üzerinde babalarının hakkı varmış gibi dava açtıklarını, oradaki ilamı da yanlış yorumladıklarını, o ilamın …4423 ada 8 parselle ilgili olduğunu, hükümde de 3.12.2001 tarihinde alındığı yazılı olup 1.1.2002 öncesi alınan malda diğer eşin yarı paya sahip olacağına dair düzenleme bulunmadığını, dava konusu taşınmazın ise evlilik birliği içinde edinilen mal olmadığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur. Parsel numarasının düzeltilmesi sonrası ise ıslahla ilgili usul hükümlerinin uygulanması ve zararlarının karşılanması gerektiğini, yeni taşınmazla ilgili 1 yıllık zamanaşımının geçtiğini, 1/4 hissenin Ali tarafından devredildiğini, diğer 3/4 hissenin ise hisse sahipleri Aksel ve A.. Ş.. ile A.. Ş.. tarafından satıldığını, bu hisselerin şimdi davaya konu edilemeyeceklerini, davacı taraf davayı muris A..Ş..’den dolayı açtığından bu davanın konusunun bu murisin sahibi olduğu 1/4 hisse ile ilgili bulunduğunu, bu hissenin ise Asliye Hukuk Mahkemesi’nde karara bağlandığını, davanın konusu kalmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 30.000 TL.nin dava tarihi olan 09.09.2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacılara verilmesine, davacıların fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmesi üzerine hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacıların miras bırakanı A.. Ş.. ile davalıların miras bırakanı Ş.. S.. 16.06.1987 tarihinde evlenmiş, 15.04.2004 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 12.01.2007 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK.nun 225/2.m.). Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM’nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK’nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.).
Dava dilekçesinde her ne kadar başka ada parsel numarasında yazılı taşınmaz dava konusu gösterilmiş ise de dosya kapsamına göre bu durum maddi hatadan kaynaklandığı anlaşıldığından dava konusu taşınmazın 4423 ada 8 parsel olarak kabul edilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Maddi hatanın düzeltilmesi niteliğindeki bu durumun ıslah olarak kabulü de mümkün değildir. Davaya konu 4423 ada 8 parsel sayılı taşınmazın A.. Ş..’ün ilk eşi ve davacıların annesi olan Sebahat adına kayıtlı iken, Sebahat’in 06.03.1985 tarihinde ölümüyle, eşi Ali ile çocukları olan davacılar Aksel, Alaettin ve Aktan’a 1/4’er paylarla intikal ettiği; Ali ile çocukları Aksel ve Aktan’ın taşınmazdaki 1/4’er paylarını (toplam 3/4) 29.04.2002 tarihli resmi akitte, Ali’nin ikinci eşi davalıların murisi Şahinde’ye satış yoluyla devrettikleri, resmi akitte muris Ali ile oğlu Aktan’ın bizzat yer aldıkları, Aksel’i ise vekili olan kardeşi Alaettin’in temsil ettiği; daha sonra, Alaettin’in taşınmazdaki 1/4 payının da Şahinde tarafından Alaettin aleyhine girişilen icra takibi sonunda 12.05.2008 tarihli cebri ihalede satın alındığı, böylece taşınmazın tamamının Şahinde’ye geçtiği anlaşılmaktadır. Dosyaya sunulan mirasçılık belgelerine göre A.. Ş..’ün 11.6.2008 tarihinde ölümü sonunda ilk eşi Sebahat’tan olma çocukları davacıları, Ş.. S..’nin ise 17.12.2009 tarihinde çocuksuz ölümü ile geride kardeşlerinin çocukları davalıları mirasçı olarak kalmışlardır.
Edinme tarihleri ve iddiaya göre davacı tarafın isteği 4721 sayılı TMK.nun 202 ve devamı maddeleri gereğince kabul edilen yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan ve TMK.nun 231, 232, 235 ve 236. maddeleri gereğince açılan katılma alacağına ilişkindir. Katılma alacağı davalarında eklenecek değerlerden (TMK.m.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK.m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da gözetilerek taşınmazın tasfiye tarihindeki değeri dikkate alınarak (TMK. m.235/1) katılma alacağı belirlenmelidir.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, Yüksek Hukuk Genel Kurulu’nun 17.04.2013 tarih ve 2013/8-375 Esas, 2013/520 Karar sayılı kararıyla edinilmiş mallara katılma rejimi (katılma alacağı) bakımından da TMK.nun 5. maddesi yoluyla 6098 sayılı TBK.nun 146.maddesinde yer alan 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörüldüğüne, Daire tarafından da bu görüş benimsendiğine, 6098 sayılı TBK’nun 153/1-2. bentleri (Evlilik devam ettiği sürece, eşlerin diğerinden olan alacakları için zamanaşımı işlemeye başlamaz, başlamışsa durur) gözetilerek boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi henüz geçmediğine, davacıların murisi Ali tarafından davalıların murisi Şahinde’ye, tapuda devredilen 1/4 payın dava konusu yapılmaması sebebiyle hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplamaya katılmamasında ve katılma alacağı hesabında karar tarihine en yakın değerin (250.000 TL.) dikkate alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre aşağıda yazılı hususlar dışındaki davalılar vekilinin diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak, davacılar Aksel ile Aktan tarafından toplam 2/4 pay 29.4.2002 tarihinde Şahinde’ye satılmış olup, Şahinde tarafından bu 2/4 pay Ali ile Şahinde arasında evli oldukları dönemde yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli iken satın alma yolu ile edinildiğine, bu payın müteveffa Şahinde’nin kişisel malıyla edinildiği ileri sürülmediğine (TMK’nun 222/son), satıcıların A..Ş.. mirasçıları olmaları yasadan kaynaklanan katılma alacaklarını talep etmelerine engel olmadığı gibi hakkın kötüye kullanımı da sayılamayacağına göre, 4721 sayılı TMK’nun 219. maddesi uyarınca bu payların edinilmiş mal olduğu kabul edilerek davacıların satın alınan bu paylar üzerinde katılma alacağı bulunduğu sonucuna ulaşılması gerekir. Edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan katılma alacağına ilişkin isteklerde, yanların taşınmazın alınmasına katkıda bulunmasına gerek bulunmamaktadır. Yasal nedenlerle edinilmiş mal üzerinde diğer eşin 1/2 oranında katılma alacağı söz konusudur.(TMK’nun 236/1) Bu 2/4 payın katılma alacağı hesabında yer alması doğrudur.
Davalıların murisi Şahinde, hesaplamaya katıldığı anlaşılan davacılardan A.. Ş..’e ait 1/4 payı ise 12.5.2008 tarihinde Bursa 10.İcra Müdürlüğü’nün 2004/98396 esas sayılı dosyasından ihale ile satın almıştır. Ali ile Şahinde arasındaki mal rejimi boşanma davasının açıldığı 15.4.2004 tarihinde sona erdiğine, 1/4 pay mal rejimi sona erdikten sonra Şahinde tarafından satın alındığına göre bu payın tasfiyede başka bir deyimle katılma alacağı hesabında dikkate alınması imkanı yoktur. Mal rejimi sona erdikten sonra Şahinde’nin aldığı bu 1/4 pay Şahinde’nin kişisel malıdır. Bu açıklamalar karşısında Mahkemece katılma alacağı hesabının Şahinde’nin Aksel ile Aktan’dan satın aldığı 2/4 pay dikkate alınarak yapılması gerekirken, Alaettin’e ait 1/4 payın da eklenerek 3/4 pay üzerinden yapılmış olması doğru olmamıştır.
Katılma alacağı hesabında tasfiye tarihi; boşanma veya mal rejiminin sona erdiği tarih olmayıp, tasfiye veya katılma alacağına yönelik açılmış bulunan davanın karar tarihidir. (TMK’nun m. 232, 235/1.) Bu sebeple Mahkemece eldeki davanın karar tarihi olan 15.11.2012 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde 9.9.2009 dava tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olması da doğru değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı görülen hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 990,00 TL Avukatlık Ücreti’nin davacılardan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalılara verilmesine ve 446,00 TL peşin harcın davalılara iadesine 04.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.