YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/22907
KARAR NO : 2015/4196
KARAR TARİHİ : 16.02.2015
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Davacı alacaklı vekili tarafından, üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilmesi istemiyle açılan davanın yapılan yargılaması sonunda; ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Alacaklı tarafından, borçlu aleyhine 23.02.2013 keşide tarihli çeke dayanılarak İcra Müdürlüğü’nün 2013/2891 Esas sayılı takip dosyasında başlatılan takipte 08.05.2013 tarihinde haczedilen mallara yönelik üçüncü kişi tarafından istihkak iddiasında bulunulduğu gerekçesiyle eldeki dava açılmıştır.
Öncelikle, davalı …olduğu halde, gerekçeli karar başlığında … olarak yazılması, mahallinde her zaman düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak kabul edilmiştir.
İstihkak davasının amacı hacizli eşya ya da hak üzerinde cebri icranın devam edip etmeyeceğini belirlemektir. İstihkak davasının görülebilmesi için, geçerli ve süresinde yapılmış bir istihkak iddiasının bulunması gerekir. Borçlunun üçüncü kişi lehine, üçüncü kişinin kendi lehine, borçlu ile birlikte malı elinde bulunduran üçüncü kişinin diğer bir üçüncü kişi lehine istihkak iddiasında bulunması mümkündür (İİK’nun 96/1, 85/2).
Haciz mahallinde hazır bulunan …, işyerinin …ye ait olduğunu bildirmiştir. Dosyaya sunulan vergi levhasına göre, işletme …’ye ait olup, şahıs işletmesi niteliğindedir. Dosya kapsamına yansıyan bilgi ve belgelere göre, …’in haciz tarihi itibariyle işletmeyi temsile yetkili olduğu anlaşılamamaktadır. Öte yandan, malı elinde bulunduran üçüncü kişi olarak da kabul edilemez. Bu durumda, öncelikle geçerli bir istihkak iddiası bulunmadığından dolayı hukuki yarar yokluğundan davanın reddine, esasa ilişkin karar verilmemiş olduğundan, davalı lehine maktu vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile karar verilmesi doğru olmamıştır. Ne var ki, HUMK. nun 438/7. maddesi (HMK. m.370/2) uyarınca bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden; hüküm fıkrasında “1-Davacının davasının, istihkak davasına konu malın .//..
mülkiyetinin davalı 3. kişiye ait olduğu anlaşıldığından reddine,. İcra Müdürlüğü’nün 2013/2891 Esas sayılı dosyasına konu mal üzerindeki haczin kaldırılmasına, … ” ve “4-Davalı kendini bir vekille temsil ettirdiğinden 4.950.85 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,” ibaresinin çıkarılmasına yerine ” 1-Usulüne uygun istihkak iddiası bulunmadığından, dava şartı olan hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine …” ve ” 4- Hüküm tarihi itibariyle geçerli olan …’nin 7/2. maddesi uyarınca hesap edilen 440.00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı …ye verilmesine ..” ibarelerinin ilave edilmesine ve yazılmasına, davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüne, hükmün düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 638,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 16.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.