Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2013/22150 E. 2014/13944 K. 01.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/22150
KARAR NO : 2014/13944
KARAR TARİHİ : 01.07.2014

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR

Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de ;
Alacaklı tarafından taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan ilamsız takibe karşı, borçlu vekilinin, ödeme emri ve kıymet takdir tutanağının 24.04.2012 tarihinde komşuları olan … …’a tebliğ edildiğini, tebliğ işleminin TK’nun 21 ve Tüzüğün 28. maddelerine aykırı olduğunu, tebligatların 06.05.2012 tarihinde borçluya teslim edilmesi ile tebliğden haberdar olunduğunu, TK’nun 32. maddesine göre muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi sayılarak, süresinde itiraz edemediklerinden gecikmiş itirazın kabul edilerek, borç bulunmadığından takibin durdurulmasına karar verilmesi istemi ile İcra Mahkemesi’ne başvurduğu, borçlu vekilinin 10.01.2013 tarihli celsede “Davamızın esas dayanağı usulsüz tebligata ilişkindir, Ödeme emri eve gelen misafire tebliğ edilmiş olup, ödeme emrinin usulüne uygun olduğundan bahsedilemez…”şeklinde beyanda bulunduğu, Mahkemece, tebliğ işleminin TK’nun 16. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle gecikmiş itirazın kabulü ile tebligatın usulsüzlüğünün kabulüne, tebliğin 06.05.2012 tarihinde yapılmış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda özetlenen dilekçe ve borçlu vekilinin duruşmada alınan beyanından anlaşıldığı üzere borçlu vekilinin İcra Mahkemesi’ne başvurusu, borçluya çıkarılan tebligatlar komşuları olan … …’a tebliğ edildiğinden TK’una ve Yönetmelik hükümlerine aykırı olup, tebliğ tarihinin İİK’nun 32. maddesi gereğince 06.05.2012 olarak kabulü gerektiği yönündeki usulsüz tebliğ işlemine yönelik beyanlarını da içermektedir. Dosya kapsamından Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere borçluya yapılan tebligatların Tebligat Kanunu’nun 16. maddesine ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 29. maddesine aykırı olduğu anlaşılmaktadır.
Her ne kadar şikayet dilekçesinde gecikmiş itirazdan da söz edilmekte ise de; İİK’nun 65.maddesine dayanan gecikmiş itirazın kabulü öncelikle usulüne uygun tebligat yapılmış olmasını gerektirir. 6100 sayılı HMK’nun 33. maddesi (mülga 1086 sayılı HUMK’nun 76. maddesi) uyarınca olayları bildirmek taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ve uygulanması gerekli kanun hükmünü de saptayıp, çekişmeyi gidermek hakime ait olduğundan ve özellikle borçlu vekilinin 10.01.2013 tarihli beyanından başvurunun, usulsüz tebliğ şikayeti olarak kabulü gerekir. Mahkeme kararında bu nitelemenin yanında gecikmiş itirazın kabulü şeklinde de hüküm kurulmuş ise de; bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulüyle; Kandıra İcra Hukuk Mahkemesi’nin 29.04.2013 tarih ve 2012/18 Esas, 2013/21 Karar sayılı ilamının hüküm bölümünün 1. bendinde yer alan “gecikmiş itirazın kabulü ile” sözcüklerinin karar metninden çıkartılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle, 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca ONANMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK’nun 366 /3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 01.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.