Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2013/21921 E. 2015/14430 K. 02.07.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/21921
KARAR NO : 2015/14430
KARAR TARİHİ : 02.07.2015

MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

K A R A R

Davacı 3. kişi vekili, 26.03.2009 tarihinde, … Termik Santral mahallindeki şantiyede 3 konteyner ve 4 prefabrik üzerinde haciz yapıldığını, borçlunun, …. ile termik santralle ilgili taşeronluk sözleşmesi yaptığını, borçlu şirketin yükümlülüklerini yerine getirmemesi sebebiyle, 13.11.2008 tarihinde, noter ihtarnamesi ile tek taraflı olarak ….nin sözleşmeyi feshettiğini ve takip borçlusu şirketten alacaklı konuma geçtiğini, bu borca karşılık …nin şantiye sahasındaki demirbaş, ekipman ve malzemelerini fatura karşılığında …’ye satıp devrettiğini, aynı yerde taşeronluk işinin davacı şirket tarafından 20.01.2009 tarihinde … İle imzalanan sözleşme uyarınca alındığını, nakit avans yerine mülkiyeti …’ye ait olan ekipman ve malzemelerinin fatura karşılığında müvekkili şirket tarafından alındığını, haczedilen prefabrik ve konteynerin müvekkili şirkete ait olduğunu iddia ederek, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı yanında, davaya fer’i müdahil olan, … vekili, davaya konu menkullerin müvekkili şirketin mülkiyetine geçtiğini, mülkiyete geçmesinden sonra davacı 3. kişiye sattıklarını, fatura düzenlendiğini iddia ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, davacı ve davalı borçlu arasında danışıklı işlemler bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı borçlu davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; dava konusu mahcuzların daha önce alacaklı tarafından borçluya satılıp, haciz adresinde borçlunun iş yapması için teslim edilen menkuller olduğu, üçüncü kişinin misli nitelikteki mahcuzların kendisine ait olduğunu kanıtlayamadığı, borçlu ve üçüncü kişi şirketler arasında dosyadaki sözleşme şartları ve fatura içeriklerine göre hacizli malların devri hususunda gelişen olaylar değerlendirildiğinde muvazaa bulunduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili ve fer’i müdahil vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı istihkak davası niteliğindedir.
Mahkemece istihkak davasının reddine karar verilmişse de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki;
Dava dosyasının aydınlatılabilmesi için 2 asıl ve 2 ek bilirkişi raporu alınmış, asıl bilirkişi raporlarındaki değerlendirmeler, 10.01.2009 ve 12.01.2009 tarihli faturaların davacı 3. kişi ve davalı borçlu defterlerinde kayıtlı olup olmadığı konularında yapılmış, alınan 18.01.2013 tarihli ek raporda ise, davalı borçlunun yevmiye ve envanter defterlerinin kapanış onaylarının yapılmadığı tespitine yer verilmiştir. 09.07.2012 tarihinde alınan diğer ek raporda ise alınan 2 asıl raporun değerlendirilmesine ilişkin görüşlere yer verildikten sonra, fer’i müdahil şirketle davacı 3. kişi arasında yapılan 20.01.2009 tarihli sözleşme hükümleri irdelenmiş, anılan taraflar arasında imzalanan sözleşmenin tarihi ile yine bu taraflarca düzenlenen faturanın tarihlerinden yola çıkılarak sözleşmede ifadesini bulan nakit avans yerine 12.01.2009 tarihli faturaya konu malların alındığına dair davacı iddiasının gerçekçi bulunmadığı görüşü ortaya konulmuştur. Ancak, anılan bilirkişi raporlarında davalı borçlu ile feri müdahil …. arasında imzalanan 08.05.2008 tarihli sözleşme hükümleri ile feri müdahilin ticari defterlerinin incelemeye tabi tutulmadığı, ayrıca mahkemece her iki sözleşmeye ilişkin hak ediş raporlarının ve ödemelerin de istenmediği ve incelenmediği görülmüştür.
Bu sebeple, öncelikle feri müdahil …’nin ticari defterlerinin temini ve her iki sözleşmeye ait hakediş raporları ve ödemelerin dosyaya kazandırıldıktan sonra, dosyanın alanlarında uzman 1 bankacı, 1 mali müşavir ve bir inşaat mühendisinden oluşacak 3 kişilik bilirkişi heyetine tevdii ile dosya içerisinde bulunan davacı üçüncü kişi ve davalı borçlunun ticari defter kayıtları da dikkate alınarak, davalı borçlu ile feri müdahil …. arasında yapılan 08.05.2008 tarihli sözleşme hükümleri, feri müdahil ile davacı arasında 20.01.2009 tarihinde yapılan sözleşme hükümleri, getirtilecek feri müdahil defter kayıtları ve hak ediş raporları incelenerek defterlerin usulune uygun tutulup tutulmadığı, 10.01.2009 ve 12.01.2009 tarihlerini taşıyan faturalara karşılık ödemelerin yapılıp yapılmadığı, sözleşme ve faturaların tarihleri de nazara alınarak sözleşme hükümleriyle faturaların ve içeriklerinin çelişip çelişmediği konularında denetime açık bilirkişi raporu alınarak, alınan bu raporun dosyada bulunan mevcut bilirkişi raporları ve diğer delillerle birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin ve feri müdahil vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün İİK’nun 366. ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 02.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.