Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2013/21606 E. 2015/6538 K. 20.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/21606
KARAR NO : 2015/6538
KARAR TARİHİ : 20.03.2015

Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Mal rejiminden kaynaklanan alacak

…. ile ….. aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine dair …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 15.02.2013 gün ve 70/144 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı ….. vekili, dava dilekçesinde gerekçelerini açıklayarak dava konusu taşınmazlara ait tapu kayıtlarının iptali ve davacı adına tescili, kooperatif hissesi bedeli ile ortak döviz hesabından çekilen davacıya ait para miktarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, harcını tamamladığı 8.4.2008 tarihli dilekçesi ile talebini mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde alacak olarak ıslah etmiştir.
Davalı …. vekili, davacının iddialarının yerinde olmadığını açıklayarak, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece; mal rejiminin tasfiyesine ilişkin alınan bilirkişi raporundan hareketle dava konusu 540 parsel sayılı taşınmaz yönünden 1.674,00-TL, kooperatif hissesi yönünden 3.358,00-TL olmak üzere toplam 5.032,00-TL’nin ve dava konusu 4451 parsel sayılı taşınmaz yönünden 28.643,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı tarafın ıslah dilekçesindeki talebi, toplanan deliller, dosya kapsamı ve özellikle taraf vekillerinin temyiz itirazları dikkate alındığında davanın mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde alacak isteğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere Aile Hukuku’ndan (TMK.nun m.118-395) kaynaklanan bütün davalara Aile Mahkemesinde bakılacağı hükme bağlamıştır. Aile Mahkemesi kurulmayan yerlerde ise, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemeleri’nde davanın Aile Mahkemesi sıfatıyla görülüp karara bağlanması gerekir (Yargıtay HGK.nun 16.11.2005 tarih ve 2/673-617 sayılı kararı). Görev, kamu düzenine ilişkin olup mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir.
Bu açıklama karşısında; davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, görev hususu dikkate alınmaksızın Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatı ile yargılamaya devam edilip yazılı gerekçeyle davanın esası hakkında hüküm verilmesi doğru görülmemiştir.
Davacı vekili ile davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı görülen hükmün 6100 sayılı 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre işin esasına yönelik diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 400,00 TL peşin harcın istek halinde davacı ….. ve 24,30 TL peşin harcında davalı ……’a istek halinde iadesine 20.03.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 2/2. Maddesi, “… Aile Mahkemesi kurulamayan yerlerde bu Kanun kapsamına giren dava ve işlere Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bakılır…” hükmünü içermektedir. Anılan maddede Asliye Hukuk Mahkemesi’nin Kanun kapsamındaki dava ve işlere, “Aile Mahkemesi Sıfatıyla ” bakacağına yönelik bir açıklamaya yer verilmemiştir.
4787 sayılı Kanun’un 2/2. maddesine uygun olarak, ….. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açılan davada yargılama yapılıp karar verilmiştir.
Mahkemece davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakıldığının belirtilmemesinin sonuca bir etkisi yoktur. Aile Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemelerinde aynı yargılama usul ve yöntemleri uygulanmaktadır. Mahkemece, görevsizlik kararı verilerek dosya başka bir mahkemeye de gönderilecek değildir. Dava aynı mahkemede görülüp sonuçlandırılacaktır.
…. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin, davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla baktığını belirtmemesi ancak sonuca etkili olmayan usuli bir eksiklik olarak kabul edilebilir. Sırf bu nedene dayalı olarak esasa yönelik temyiz incelemesi yapılmadan hükmün bozulmasının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının esaslı bir unsurunu teşkil eden makul süre içinde yargılanma hakkına, T.C. Anayasası’nın davaların en az gider ile ve mümkün olan suretle sonuçlandırılması gerektiğine yönelik 141/3. maddesine, HMK’nun 30. maddesinde hüküm altına alınan usul ekonomisi ilkesine uygun düşmeyeceği, bu nedenlerle kararın esas yönünden temyiz incelemesi yapılması gerektiği kanaatinde olduğumdan Sayın Çoğunluğun bozma neden ve görüşüne katılmıyorum.03.02.2014