Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2013/20645 E. 2015/1030 K. 19.01.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20645
KARAR NO : 2015/1030
KARAR TARİHİ : 19.01.2015

İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

K A R A R

Davacı 3. kişi vekili, 25/04/2013 tarihli haciz sırasında haczedilen suntaların …’ye ait olduğunun… tarafından belirtildiğini ve şirket yararına istihkak iddiasında bulunduğunu, istihkak davası açmak üzere tebligatın ..e yapıldığını, oysa ki …’nin …’e ait tek ortaklı bir şirket olduğunu, haczolunan malların kendisine değil ..’ye ait olduğunu belirtmesine rağmen…’e istihkak davası açması için süre verildiğini, istihkak davası açma hakkının… de olduğunu ve bu şirketin de sahibinin… olduğunu, kira sözleşmesi vergi levhası, …kaydı ve Ticaret Sicil Kayıtlarının suntaların kiracı sıfatı ile faaliyet gösteren şirkete ait olduğunu gösterdiğini iddia ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, …’in şirketle arasındaki bağın sadece vekalet ilişkisi olduğunu, davanın süresinde açılmadığını, istihkak iddia eden şirket ile kiraya veren şirket sahiplerinin akraba olduklarını, değişik isimler altında şirket kurduklarını, aynı yerde faaliyette bulunduklarını ve aynı işi yaptıklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; istihkak iddiası ile ilgili mahkemece verilen 30/04/2013 gün ve 2013/37 D.iş sayılı karar ile takibin devamına karar verildiği, verilen kararın istihkak iddiasında bulunan 3. Kişiye 04/06/2013 günü TK’nun 21. maddesi uyarınca tebliğ edildiği, kararda tebliğden itibaren 7 gün süre içerisinde istihkak davası açılabileceği ihtarının bulunmasına rağmen davanın 7 günlük yasal süre geçirildikten sonra 18/06/2013 günü harcı yatırılarak açıldığı gerekçesiyle süre aşımı sebebiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, 3.kişinin İİK’nun 96 vd maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir.
Dava konusu haciz 25.04.2013 tarihinde yapılmıştır. Haciz sırasında hazır bulunan davadışı… yararına istihkak iddiasında bulunmuştur.. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 30.04.2013 tarihli takibin devamına ilişkin kararının başlığında

…’in adının yer aldığı, anılan kararda 3.kişi …’e dava açması için 7 günlük süre verildiği, ilgili tebligatın, tebligatta yazılı adresin kalemle üstü çizilerek …’in mernis adresi de elle yazılmak suretiyle, …’in mernis sisteminde kayıtlı adresine 04.06.2013 tarihinde yapıldığı ve temyize konu davanın 3. kişi şirket … tarafından 18.06.2013 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Davadışı …, 25.04.2013 tarihinde haciz yerindeki beyanı ile istihkak iddiasında bulunmuştur. İcra dosyasına süresinde bildirilen istihkak iddiası ile yasada öngörülen hak düşürücü dava açma süresi kesilmiştir. İstihkak iddiası üzerine İcra Müdürlüğü tarafından İİK’nun 97/1 maddesindeki prosedürün işletilmesi gerekir. İİK’nun 97/6 maddesi gereği prosedürün işletilmemesi halinde, dava açma süresi henüz başlamayacağından 3.kişi, hacizli mal satılarak bedeli alacaklıya ödeninceye kadar istihkak davasını açabilir. Prosedürün işletilmesi halinde ise İcra Mahkemesi’nce verilecek kararın ilgiliye tefhimi veya tebliğinden itibaren 7 gün içinde davanın açılması gerekir. . İcra Hukuk Mahkemesi’nin 30.04.2013 tarihli takibin devamına ilişkin kararının başlığında davacı 3.kişi Şirketin ünvanı yer almadığı gibi davacı Şirkete usulünce yapılmış tebligat da bulunmamaktadır. Bu durumda Mahkemece 18.06.2013 tarihinde açılan davanın süresinde olduğunun kabulü ile işin esasına girilerek toplanan deliller değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus dikkate alınmadan yazılı biçimde karar verilmesi hatalı olmuştur. Karar bu nedenle bozulmalıdır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK’nun 366. ve HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 19.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.