Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2013/20171 E. 2014/12682 K. 16.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20171
KARAR NO : 2014/12682
KARAR TARİHİ : 16.06.2014

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

… ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair … Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 25.06.2013 gün ve 699/294 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, dava dilekçesi, yargılama sırasındaki yazılı ve sözlü beyanlarında özetle;…parsel sayılı taşınmazın tapuda…oğlu …adına kayıtılı olduğunu, kayıt malikinin 100 yıl önce vefat ettiğinin tahmin edildiğini, davacının taşınmazı 50 yılı aşkın süredir kullandığını, davacı lehine TMK’nun 713/2 maddesindeki koşulların oluştuğunu açıklayarak taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacı vekiline tapu maliki …oğlu (ölü) …nın veraset belgesini alması için imkan ve süre verildiği, davacı tarafından kesin süre içerisinde veraset davasının açılmadığı, … defterdarının kayyım tayin edilmiş olmasının yeterli olmadığı ve pasif husumet dava şartı yokluğu nedeniyle davacının davasının usulden reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TMK’nun 713/2. fıkrasında yer alan ”maliki 20 yıl önce ölmüş” ve tapu kütüğünün bu nedenle hukuki değerini yitirdiği hukuki sebebine dayalı olarak TMK’nun 713/1 ve 2. fıkraları gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Tapu iptali ve tescil davalarında kural olarak; dava kayıt malikine, kayıt maliki ölmüşse mirasçılarına yöneltilerek açılır. Dava konusu … parselin 20.03.1930 tarihinde kesinleşen kadastro ile tespit ve tescilinin ölü … adına yapıldığı tapu kaydı ile sabittir. Mahkemece, davacı vekiline 21.03.2013 tarihli yargılama oturumunda tapu maliki … oğlu (ölü) …’nın veraset belgesini alması için dava açması ya da notere başvurması konusunda iki haftalık kesin süre verilmiş, ancak davacı vekili tarafından verilen kesin süre içerisinde veraset davası açılmamış, notere de başvurulmamıştır.
Kesin süre ve sonuçları HMK’nun 94. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre kesin süre içerisinde yapılması gereken işlemi yapmayan tarafın o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar. Ancak bu durum davanın usulden reddinin gerekçesi olarak kabul edilemez.
Açıklanan ilke ve yasal düzenleme gözönünde bulundurularak mahkemece verilen red kararı değerlendirildiğinde; kararın sonucu itibarıyla doğru olup yeniden yargılamayı
gerektirmediği anlaşıldığından davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibarıyla doğru olan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde davacıya iadesine, 16.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.