Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2013/19541 E. 2014/21456 K. 20.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/19541
KARAR NO : 2014/21456
KARAR TARİHİ : 20.11.2014

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı

… ile … aralarındaki katılma alacağı davasının kabulüne dair … Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi’nden verilen 07.05.2013 gün ve 139/105 sayılı hükmün …’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, 2004 yılında evlenen tarafların 2009 yılında boşandıklarını, evlilik birliği içinde davalının 393 parsel 12 nolu mesken, 375 ada 21 nolu mesken, … , … , … , … plaka sayılı araçlar ile ekmek fırını işletmesi ve halı saha işletmesini edindiğini açıklayarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000 TL katılma alacağının boşanmanın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 08.03.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle isteğini taşınmazlar için bilirkişi tarafından hesaplanan 265.000 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, ev hanımı olan davalının herhangi bir katkısının bulıunmadığını, 375 ada 21 parselin evlilik öncesi gelen, 393 ada 12 parselin ise, yapılan iş karşılığı edinilmiş kişisel mal olduğunu, her iki taşınmazın borç nedeniyle elden çıkarıldığını dava konusu araçların ise iş karşılığı alınan, daha önceden sahip olunan araçların satımından elde edilen para ve banka kredisi ile alındığını bildirmiş ve davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davalı adına kayıtlı iken satılarak elden çıkarılan iki taşınmaz üzerindeki toplam 265.000 TL katılma alacağının boşanma kararının kesinleştiği 29.09.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine; Hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 04.07.2004 tarihinde evlenmişler, 10.11.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 29.09.2009 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK’nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında, eşler, başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden evlilik tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar 4722 sayılı Kanun’un 10. maddesi gereğince, TMK’nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir.
Dava dilekçesinin içeriği, davalının savunması, taşınmazlardan 375 ada 21 parselin ….05.2007 tarihinde, 393 ada 12 parselin 05.09.2005 tarihinde edinilmiş olmasına göre temyize konu taşınmazlar yönünden istek, TMK 202 ve devamı maddelerine göre taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu tarihte satın alınan ve davalı adına tescil edilen taşınmazlar üzerindeki katılma alacağına ilişkindir. Bu tür davalarda, eklenecek değerlerden (TMK.m.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK.m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da gözetilerek taşınmazın tasfiye tarihindeki değeri dikkate alınarak (TMK. m.235/1) katılma alacağı belirlenmelidir.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, dava konusu taşınmazların davalı adına tescil edildiği tarih itibariyle edinilmiş mal niteliğinde bulunmalarına, davalı tarafın kişisel mal iddiasını TMK’nun 6 ve 222/ son maddeleri gereğince usulüne uygun olarak ispatlamadığına, taşınmazlardan 393 ada 12 parselin boşanma dava tarihinden hemen önce 26.08.2008 de ve 375 ada 21 parselin ise boşanma dava tarihinden sonra satış sonucu elden çıkarılmış olmasına, her iki parselin satış tarihindeki değerlerinin esas alınmasına, araçlar ve ticari işletmelere ilişkin bir değerlendirme yapılmamış ise de, bu hususta davacı vekilinin aleyhe temyizi bulunmadığına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin aşağıda belirtilen husus dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
Davalı vekilinin sair temyiz itirazlarına gelince, TMK’nun 239. maddesi uyarınca taraflar arasında aksine bir anlaşma bulunmadığından belirlenen katılma alacağına karar tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerekirken boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesi doğru değilse de, HUMK’nun 438/7 ve HMK’nun 370/2. maddesi gereğince bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasının ”1” nolu bendinde yazılı “…boşanma hükmünün kesinleştiği 29.09.2009 tarihinden…” ibaresinin hüküm fıkrasından çıkartılmasına bunun yerine “… karar tarihinden…” ibaresinin yazılarak hükmün düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince … Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 4.525,50 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 20.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.