Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2013/17856 E. 2015/572 K. 14.01.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17856
KARAR NO : 2015/572
KARAR TARİHİ : 14.01.2015

Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı ve ziynet alacağı

ile .. aralarındaki katkı payı alacağı ve ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Aile Mahkemesi’nden verilen 03.06.2013 gün ve 100/730 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, tarafların 1998 yılında evlendiklerini, evlilik birliği içerisinde edinilen otomobil ile kooperatif üyeliği üzerinde tasfiye alacağı bulunduğunu,davalının müvekkiline ait 70 adet çeyrek altın, 1.000 TL ve 1.000 Amerikan Dolarını alarak iade etmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere kooperatif payı, otomobil ve ziynet eşyaları üzerinden toplam 5.400 TL alacağın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiş, harcını yatırmak suretiyle verdiği ıslah dilekçesiyle talep miktarını toplam 10.400 TL’ye yükseltmiş, feragat yetkisi bulunan davacı vekili kooperatif payına ilişkin davadan feragat ettiğini bildirmiştir.
Davalı vekili, davanın yersiz açıldığını, davacının kooperatif ve aracın alınmasına katkı sağlamadığını, müvekkilinin yedek subay olarak askerlik yapması nedeniyle elde ettiği gelir ve birikimleri kullandığını, davacının ziynet eşyası ve parasının alınmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece önceki kararda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş, hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiş, Dairece; hüküm fıkrasının infaza elverişli olmadığı, gerekçesiyle bozma sevk edilmiş, Mahkemece, bozmaya uyularak, kooperatif hakkındaki red kararı kesinleştiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 70 adet çeyrek altın ve nakit paraların evlilik birliği içerisinde tüketilmiş olması nedeniyle bu taleplere yönelik davanın reddine, araca ilişkin davanın kabulü ile aracın satış bedelinin 1/2’sine isabet eden 5.750 TL katılma alacağının boşanma kararının kesinleştiği tarihten geçerli yasal faiziyle birlikte davalıdan alınmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar, 23.09.1998 tarihinde evlenmişler, 13.12.2005 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 12.06.2008 tarihinde kesinleşmesi üzerine boşanmışlardır. 4722 sayılı Kanun’un 10. maddesi uyarınca eşler bir yıllık yasal süre içerisinde başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerine göre, eşler arasında evliliğin yapıldığı 23.09.1998 tarihinden 4721 sayılı TMK’nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM’nin 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı, bu tarihten boşanma davasının açıldığı 13.12.2005 tarihine kadar ise, yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK. m.202). Eşler arasındaki mal rejimi TMK’nun 225/2. maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Uyuşmazlık konusu … plakalı otomobil, 26.07.2004 tarihinde satın alınarak davalı adına tescil edilmiş, 09.08.2004 tarihinde satış yoluyla 3. kişiye devredilmiştir.
Dava;4721 sayılı TMK’nun 202 ve devamı maddeleri gereğince kabul edilen yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan ve TMK’nun 226/1, 231, 232, 235 ve 236. maddeleri gereğince açılan katılma alacağı ve kişisel mal niteliğindeki ziynet alacağı isteğine ilişkindir. Katılma alacağı davalarında, eklenecek değerlerden (TMK.m.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK.m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da gözetilerek taşınmazın tasfiye tarihindeki değeri dikkate alınarak (TMK. m.235/1) katılma alacağı belirlenmelidir.
Dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, mahkemece deliller değerlendirilerek karar verildiğine ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmadığına, davacıya ait olduğu ileri sürülen ziynet eşyaları ile nakit paraların evlilik birliği içerisinde evin olağan giderleri için sarf edildiği ve tüketildiği, 1000 Amerikan Doları’nın davalıya verildiği somut delillerle kanıtlanamadığına göre, çeyrek altınlar ile nakit paralar yönünden verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının REDDİNE,
Davalı vekilinin araca ilişkin temyiz itirazlarına gelince; mahkemece araç yönünden yazılı şekilde karar verilmiş ise de verilen karar ile hesaplama yöntemi usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. HUMK’nun 74 ve 76. maddeleri (6100 sayılı HMK’nun 26, 33 m.) uyarınca olayları bildirmek taraflara, hukuki niteleme hakime aittir. Dava konusu otomobil, yasal edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 26.07.2004 tarihinde satın alınmıştır. Mahkemece, davacının öğretmenlikten elde ettiği gelir ile davalının yedek subay olarak çalıştığı dönemde aldığı maaştan gönderdiği paralar, tarafların kişisel katkısı olarak kabul edilmiş,otomobilin edinilmesinde kullanılan paradan davalının gönderdiği 5.150 TL düşüldükten sonra kalan 6.350 TL davacının kişisel katkısı olarak hesaplamada esas alınmıştır. Dosyadaki bilgilerden, davacının maaş gelirinden yaptığı birikim ile davalının yedek subaylıktan aldığı maaşın birleştirilmesi neticesinde otomobilin alındığı anlaşılmaktadır. Davalı,15.05.2002 tarihinden başlayarak toplamda 5.150 TL olan 5 adet havale çıkarmış, davacı ise; aynı dönemde maaş gelirini eklemiştir. TMK’nun 219. maddesinin 1. bendinde, her eşin çalışmasının karşılığı olan edimlerin edinilmiş mal olduğu açıklanmıştır. O halde; davacının maaş gelirinden aracın alınmasına yapılan katkının kişisel mal olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Mahkemece, otomobilin edinilmiş mal olduğu kabul edilerek, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde davacının katılma alacağı belirlenmesi gerekirken hatalı nitelendirme neticesinde yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Bundan ayrı; faizin tasfiye tarihi olan karar tarihinden başlatılması gerekirken boşanma kararının kesinleştiği tarihten başlatılması da hatalıdır. (TMK.239/son)
Davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün araca ilişkin bölümünün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacı ile davalıya ayrı ayı iadelerine, 14.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.