Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2013/1677 E. 2014/1185 K. 27.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1677
KARAR NO : 2014/1185
KARAR TARİHİ : 27.01.2014

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
… ile … ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali tescil ve elatmanın önlenmesi davasının reddine dair … Hukuk Mahkemesi’nden verilen 13.09.2011 gün ve 260/368 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı ile davalılardan … ve müşterekleri vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı, miras bırakanı …’dan intikal eden 1484 ada 3 ve 4, 1485 ada 1, 2, 4, 5 ve 6, 1486 ada 3 ve 4 ile 1487 ada 2, 3 ve 4 sayılı imar parsellerinin, imar uygulaması sonucunda hissedarlar arasında yapılan taksime aykırı olarak davalılar adına oluştuğunu açıklayarak, anılan parsellerin tapu kayıtlarının iptaliyle miras bırakanının mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm esası bakımından davacı, vekalet ücreti bakımından ise bir kısım davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller tüm dosya kapsamından; davanın tespit öncesi taksim anlaşmasına dayalı tapu iptal tescil isteğine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. İptali istenen dava konusu imar parsellerinin dayanağı 1 ada 39 nolu parseldir, sözkonusu parsel Kadastro Mahkemesi’nin 18.06.1992 tarih, 1987/476 Esas ve 1992/26 Karar sayılı kararı ile oluşmuş olup bu karar 14.06.1993 tarihinde kesinleşmiştir. Eldeki dava ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin kaçırılmasından sonra 21.07.2009 tarihinde açılmıştır. Anılan maddedeki 10 yıllık süre, hak düşürücü nitelikte olup olumsuz dava koşuludur. Hak düşürücü sürenin gerçekleşmesi, işin esasının incelenmesini önler. Hak düşürücü süre tüm def’i ve itirazlardan önce nazara alınır. Yargılama bitinceye dek hak düşürücü sürenin geçtiği taraflarca ileri sürülebileceği gibi, görevden ötürü hâkim tarafından kendiliğinden de göz önünde tutulur. Bu nedenle Mahkemece hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken ayrıca işin esasına girilerek reddine karar verilmiş olması doğru değil ise de, dava redle sonuçlanmış olup, hüküm sonucu itibariyle doğru bulunmaktadır.
.//..
2013/1677-2014/1185 -2-

Açıklanan nedenlerle davacının ve bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Usul ve Yasa hükümlerine uygun bulunan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve aşağıda dökümü yazılı 21,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 4,05 TL’nin temyiz eden davacı ile davalılardan … ve müştereklerinden ayrı ayrı alınmasına 27.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.