Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2013/16165 E. 2015/589 K. 14.01.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16165
KARAR NO : 2015/589
KARAR TARİHİ : 14.01.2015

Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı

.. ile .. ve .. aralarındaki katkı payı alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Aile Mahkemesi’nden verilen 06.05.2013 gün ve 764/571 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı vekili, tarafların 1977 yılında evlendiklerini, evlilik birliği içerisinde edinilen 260 ada 29 parselin edinilmesine ve üzerindeki binanın yapılmasına çalışmalarından elde ettiği gelirle katkıda bulunduğunu, davalının taşınmazı muvazaalı olarak teyzesi olan diğer davalı …’e devrettiğini açıklayarak tapu kaydının katkısı oranında iptaliyle müvekkili adına tapuya tesciline, olmadığı takdirde fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 30.000 TL katkı payı alacağının yasal faiziyle birlikte karşı taraftan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın yersiz açıldığını, dava tarihi itibarı ile zamanaşımı süresinin geçtiğini, taşınmazın muvazaalı olarak devredilmesinin söz konusu olmadığını, taşınmazın alınmasına ve binanın yapılmasına davacının katkısının bulunmadığını, taşınmazın alınması sırasında vekil edenin yakınlarından borç para alarak ödemelerin yapıldığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, daval…. aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine, katkı payı alacağı davasının kısmen kabulü ile taleple bağlılık ilkesi uyarınca 30.000 TL katkı payı alacağının dava tarihinden geçerli yasal faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar, 17.03.1977 tarihinde ..da evlenmişler, ilk olarak 10.11.1992 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 03.12.1992 tarihinde kesinleşmesi üzerine boşanmışlardır. Taraflar, 08.12.2000 tarihinde tekrar evlenmişler, bu kez 27.11.2006 tarihinde 2.kez açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 08.03.2011 tarihinde kesinleşmesi üzerine boşanmışlar. Eldeki dava,13.07.2010 tarihinde açılmıştır. 4722 sayılı Kanun’un 10. maddesi uyarınca eşler bir yıllık yasal süre içerisinde başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerine göre, eşler arasında evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK’nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM’nin 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı, bu tarihten boşanma davasının açıldığı 27.11.2006 tarihine kadar ise, yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.m.202) Eşler arasındaki mal rejimi TMK’nun 225/2.maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Uyuşmazlık konusu 10 parsel üzerindeki pay, 21.07.1983 tarihinde satış yoluyla davalı … adına tescil edilmiş, 04.03.1996 tarihinde imar nedeniyle 260 ada 29 parsele revizyon görmüş, 25.12.2006 tarihinde satış yoluyla diğer davalı … adına tescil edilmiştir.

Dava; 743 sayılı TKM’nin 170.maddesi uyarınca taşınmazın alınması ve üzerine bina yapılmasından kaynaklanan tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde katkı payı alacağı isteğine ilişkindir. Dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, davacı tarafça, taşınmazın devrinin muvazaalı olduğu ileri sürülmüş ve muvazaalı tasarrufun iptali istenilmiş ise de, muvazaanın kanıtlanamadığı Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/82 Esas 2009/886 Karar sayılı Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin incelemesinden geçerek 28.05.2010 tarihinde kesinleşen mahkeme hükmü ile belirlendiğine, ayrıca 07.10.1953 tarihli 8/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca; taşınmazın alımına katkıda bulunduğunu iddia eden davacının bu katkısına dayanarak ayın (mülkiyet) talep edemeyeceğine, tarafların ilk boşanma davasının kesinleştiği 03.12.1992 tarihinden sonra ikinci kez yeniden evlenmiş olup, TBK’nun 153//3. maddesi uyarınca evli kaldıkları tarihleri arasında zamanaşımı işlemeyeceğinden eldeki davanın açıldığı 13.07.2010 tarihine kadar zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığına göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Mahkemece, karar gerekçesinde yazılı nedenlerle taleple bağlılık ilkesi uyarınca davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye ve tarafların taşınmazın edinilmesine yaptığı katkı oranını belirlemeye yeterli bulunmamaktadır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden davacı …’in 1978-1990 yılları arasında …’te sigortalı olarak çalıştığı, daha sonra kamyoncular kooperatifine üye kaydını yaptırarak taşımacılık yaptığı, davalının ise 1981-1985 yılları arasında ve daha sonrasında çeşitli yerlerde çalışarak gelir elde ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece tarafların çalışma ve gelirlerine ilişkin belgeler ilgili yerlerden getirtilerek taşınmazın alınmasına ve binanın yapılmasına yaptığı katkı belirlenmemiştir. Yine dosya kapsamına göre, taşınmaz üzerindeki binanın yapımına 1990 yılında başlanmış, 2000 yılında tamamlanmış, arsası ise ilk evliliğin sona erdiği tarihten sonra 1983 yılında satın alınmıştır. Her ne kadar tarafların ilk evliliği 03.12.1992 tarihinde kesinleşen boşanma hükmüyle sona ermiş ise de, tanık açıklamalarından tarafların fiilen ayrılmadıkları, 2000 yılında yeniden resmi olarak evlendikleri anlaşılmaktadır. O halde; mahkemece tarafların çalışma ve gelirlerine ilişkin kayıt ve belgelerin eksiksiz olarak getirtilmeye çalışılması, taşınmazın satın alındığı 1983 yılından sonra arsa üzerine yapılan inşaat süresinin araştırılması,1992-2000 yılları arasında davacı ile davalının resmen evli olmadıkları dikkate alınarak hakkaniyete uygun bir oranlama yapılması,743 sayılı TKM’nin 152.maddesi gözönünde tutularak tarafların tasarruf miktarı ile taşınmazın alınmasına ve üzerindeki binanın yapılmasına yapmış olduğu katkı ile taşınmaz üzerindeki davacının katkı payı alacağının tespit edilmesi, lüzumu halinde uzman bilirkişilerden seçilecek bilirkişi kurulundan yeniden rapor alınması, ondan sonra davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve incelemeyle yazılı katkı oranları üzerinden davacının katkı payı alacağının belirlenmiş olması doğru görülmemiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün araca ilişkin bölümünün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428.maddesi uyarınca yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 512,40 TL peşin harcın istek halinde davacıya iadesine 14.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.