Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2013/15309 E. 2013/12750 K. 19.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15309
KARAR NO : 2013/12750
KARAR TARİHİ : 19.09.2013

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil

… ve …, asli müdahil davacı … ile … ve …. …….. Kişiliği aralarındaki tescil davasının reddine dair …….. Sulh Hukuk Mahkemesi’nden verilen 12.11.2009 gün ve 196/226 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili ve asli müdahil davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacılar, …….. çalışmaları sırasında malik hanesinin boş bırakılan dava konusu 109 ada 156 parsel sayılı taşınmazın, 40-50 yıldır zilyetliklerinde bulunduğunu açıklayarak, nizalı taşınmazın adlarına tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Asli müdahil davacı … vekili, dava konusu taşınmazın 20 yılı aşkın süredir vekil edeninin zilyetliğinde olduğunu iddia ederek, taşınmazın vekil edeni adına tapuya tescilini istemiştir.
Davalı … vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı … Kişliği temsilcisi, davaya bir diyeceklerinin bulunmadığını açıklamıştır.
Mahkemece, davacılar ve asli müdahil davacı yararına zilyetlik yoluyla kazanma koşulları oluşmadığı gerekçesiyle, davaların reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacılar ve asli müdahil davacı vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller tüm dosya kapsamından; dava konusu 109 ada 156 parsel sayılı taşınmazın 01.02.1994 tarihinde yapılan …….. çalışmalarında, o yer Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1991/166 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu için malik hanesinin boş bırakıldığı ve 21.03.1994 tarihli …….. …….. Mahkemesi’ne hitaben yazılan yazı ile, …….. tutunağının aslının malikinin Mahkemece belirlenmek üzere Mahkemeye gönderilmesine karar verildiği görülmüştür. Eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen evraktan; Kuyucak …….. Müdürlüğü’nün …….. …….. Mahkemesi’ne hitaben yazdığı 21.03.1994 tarihli yazıya istinaden …….. tespit tutanağı aslının …….. Mahkemesi’ne gönderilmesi gerekirken, hata ile aynı yer Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1991/166 Esas sayılı dosyası içerisine alındığı, dava konusu taşınmaz ile ilgili olarak …….. Mahkemesi’nde dava görülmediği, nizalı taşınmazın malik hanesinin halen boş olduğu ve …….. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/13 ( 1991/166- eski ) Esas sayılı dosyası kapsamında 10.07.2013 tarihinde …….. Mahkemesi’ne dava konusu taşınmazın malikinin tespiti bakımından ihbarda bulunulduğu belirlenmiştir.
Tüm bu açıklamalar kapsamında; Dava konusu 109 ada 156 parsel sayılı taşınmazın …….. çalışmalarında malik hanesinin davalı olarak boş bırakıldığı ve halen malik hanesinin boş olduğu anlaşılmıştır. Malik hanesi boş ve davalı olarak bırakılan parsellerle ilgili davaların genel mahkemelerde görülme olanağı bulunmamaktadır. 3402 sayılı …….. Kanunu’nun 30/2. madde ve fıkrası uyarınca …….. tutanaklarının malik hanesinin ancak …….. Mahkemesince doldurulması mümkündür. 3402 sayılı Kanunun 30/2. fıkrasında; “…malik tespiti yapılamadığı veya dava açan mirasçının dışında başka mirasçılarının da bulunduğu anlaşıldığı taktirde hakim re’sen lüzum gördüğü diğer delilleri toplayarak taşınmaz malın kimin adına tescil edileceğine karar vermekle yükümlüdür…” açıklamasına yer verilmiştir. …….. tutanağı düzenlenmiş, ancak ……..su tamamlanmamış taşınmazlara ilişkin uyuşmazlıklara bakmak …….. Mahkemesinin görevine girer. …….. tutanağı düzenlenmekle 3402 sayılı …….. Kanunu’nun 26/son maddesi hükmüne göre, görev …….. Mahkemesine geçmiştir. Öte yandan, 3402 sayılı …….. Kanunu’nun 27. maddesinin 1. fıkrası ile de, …….. tutanağı kesinleşmemiş taşınmazlara ilişkin davaların …….. Mahkemesinde görüleceği hükme bağlanmıştır. Mahkemece anılan hükümler göz önünde tutulmak suretiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken (bu kapsamda …….. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/13 (1991/166) Esas sayılı dosyasında,10.07.2013 tarihinde …….. Mahkemesi’ne dava konusu taşınmazın malikinin tespiti bakımından ihbarda bulunulduğunun göz önüne alınması), işin esası yönünden inceleme yapılarak yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacılar ve asli müdahil davacı vekillerinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün, davanın reddine ilişkin bölümünün, 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve 17,15’er TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara ve asli müdahil davacıya ayrı ayrı iadesine 19.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.