Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2013/14920 E. 2014/9267 K. 12.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14920
KARAR NO : 2014/9267
KARAR TARİHİ : 12.05.2014

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil-tapu iptali ve tescil

… ile … ve … aralarındaki tapulu taşınmaza TMK’nun 683. maddesi gereğince yapılan müdahalenin önlenmesi, taşınmazan tahliyesi, kal ve ecrimisilin tahsili isteği ile, TMK’nun 713/2. fıkrasında yer alan, “…kayıt malikinin 20 yıl önce ölmüş bulunması nedeniyle tapu kütüğünün hukuki değerini yitirdiği gerekçesiyle…” TMK’nun 713/1-2. fıkraları gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasının Yargıtay ilamı ile onandığı ve kesinleştiği anlaşılmakla karar verilmesine yer olmadığına dair … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 13.03.2013 gün ve 103/71 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı-birleşen dosya davalısı tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu Dairesinde hüküm tesis edildiğine göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul, Kanun ve bozma gereklerine uygun bulunan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde davacı birleşen karşı davalıya iadesine, 12.05.2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Davacı, … vekili 31.01.2006 havale tarihli dava dilekçesinde özetle;dava konusu 7867 parsel sayılı taşınmazı kayıt malikinin mirasçılarının tapu memuru huzurundaki
12.10.2005 tarihli satışından edindiğini, davalıların bu yere gecekondu yaparak haksız yere işgal ettiklerini, davalıların haksız müdahalesinin önlenmesine, yapının kal’ine ve davalılardan ayrı ayrı 1.100’er TL ecrimisilin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı … mirasçılarından … ve … vekili, 19.04.2006 havale tarihli dilekçede özetle;dava konusu taşınmazın tapulamadan önce babalarına ait olduğunu, tapulamanın hatalı olarak davalının satıcılarının murisine yanlış yazıldığını, kaldı ki, davanın satıcıların murisi …’in 1978 yılında öldüğünü, TMK’nun 713/2.maddesindeki ölüm sebebine dayalı dava koşulunun vekil edenleri lehine gerçekleştiğini ileri sürerek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkilleri adına tapuya tesciline karar verilmesini, karşı davalı olarak talep etmiştir. Karşı dava, 15.03.2007 tarihinde, mahkemenin 2006/34 Esasındaki öteki dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmiştir. Her iki davanın yargılaması öncesi açılan dava dosyası üzerinden yargılaması yapılmıştır.
Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamlarından sonra men’i müdahale, kal ve ecrimisil davasının reddine, TMK’nun 713/2.maddesindeki ölüm sebebine dayalı davanın kabulüne, kayıt maliki üzerindeki tapu kaydının iptaline, birleştirilen davanın davacıları adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Hüküm süresi içerisinde … vekili tarafından dilekçesindeki yazılı sebeplerle bozma istekli olarak temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller tüm dosya kapsamından; dava konusu taşınmazın tapulamasının 23.04.1971 tarihinde yapıldığı, bu yerin tam mülkiyet üzere … kızı … adına tespit edildiği, itirazsız olarak 15.10.1971 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Resmi akit tablosundan bir fotokopi getirilmiştir. 12.10.2005 tarihinde … mirasçılarının vekili tarafından …’a satıldığı ve akit tablosunun arka yüzünde dava konusu yerin … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1994/1449 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu buna göre her türlü sorumluluğu ve vecibeleri birlikte kabul ettiğine dair imzasının alındığı saptanmıştır. Bilirkişi raporları, yerel mahkemenin kararları, Dairenin bozma kararları, karar düzeltme isteminin ret kararı vs. dosya içerisindedir.
Açıklanan olgular tarafların ve mahkemenin bilgisi dahilindedir. Dava konusu taşınmaz; 766 sayılı Tapulama Kanununa göre … adına tespit görmüş ve kesinleşmiştir. Çaplı yerin akit tablosunda sözü edilen dava ile …’nın mirasçısı … kayıt maliki … aleyhine “tapuda isim ve soyadı tashihi” istekli olarak dava açmış ise de, mahalli mahkeme tapulama Kanunun 31/2. maddesi kapsamına göre 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden davanın reddine karar verilmiştir. Dolayısıyla resmi akit tablosunun arka sayfasındaki düşülen şerhin tapuda çap kaydına itibar ederek satın alan …’ın nüfusta kayıtlı olduğu yer dikkate taşınmazın bulunduğu il ve ilçe dikkate alındığında kötü niyetinden söz etmek mümkün değildir. Eş anlatımla, bu kişi, kayda itibar ederek satın alan iyi niyetli kişidir. Bu nedenle, Dairenin ilk bozma kararındaki iyi niyet, kötü niyet tartışması ve buna göre belirlenen olgunun takrir hatasından kaynaklanmakta olduğu belirlenmiştir. Bu aşamada iyiniyet, kötüniyet tartışması yapılmamıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; çap kaydına dayalı men, kal ve ecrimisil davasına mı, yoksa 4721 sayılı TMK’nun 713/2.maddesindeki ölüm sebebine dayalı davaya mı itibar edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Hiç kuşkusuz davanın açıldığı tarih itibariyle TMK’nun 713/2.maddesindeki ölüm sebebine dayalı davanın koşulları var ise kabul edilmesinde hukuka aykırı bir yön
bulunmamaktadır. Ancak, Anayasa Mahkemesi’nin 17.03.2011 tarih, 2009/58 Esas 2011/15 Karar sayılı kararıyla TMK’nun 713/2.maddesindeki “ölmüş” kelimesi iptal edilmiştir. Artık kanunda ölüm nedenine dayalı davanın hukuki dayanağı kalmamıştır. Yine, TMK’nun 713/1. maddesindeki ana koşul 713/3,4,5. maddeleriyle doğrudan ilgilidir. Fakat, özel sebep olan Tapu iptali ve tescili düzenleyen 713/2. maddesindeki neden sadece 713/1 ile ilgilidir. Eş anlamlı TMK 713/2. maddesinin aynı Kanunun 713/3, 4, 5 ile hiçbir ilgi ve alakası yoktur. Yine, T.C. Anayasa’nın 153/2.maddesine göre Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının derdest davaları uygulanacağı biçimdedir. Dairenin ve 1. Hukuk Dairesi, 14. Hukuk Dairesi. 20 Hukuk Dairesi’nin ve HGK’nun bir çok emsal kararları da bu yöndedir. Hal böyle olunca, Yasal dayanağı kalmamış olan tapu iptal ve tescil davasının reddine karar vermek gerekirken kabulü doğru olmamıştır. Tüm bu nedenlerle Dairenin sayın çoğunluğunun temyize konu karara esas Dairenin formül onama şeklinde tecelli eden görüşlerine katılamıyorum. Mahalli mahkemenin iptal ve tescile ilişkin kararının reddedilmesi ilk davadaki isteklerin kabul edilmesi gerektiği kanaatindeyim. 12.05.2014