Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2013/14733 E. 2014/11732 K. 06.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14733
KARAR NO : 2014/11732
KARAR TARİHİ : 06.06.2014

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve terkin

Hazine ile … aralarındaki tapu iptali ve terkin davasının kabulüne dair ….Sulh Hukuk Mahkemesi’nden verilen 03.03.2009 gün ve 313/194 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı Hazine vekili ile davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı Hazine vekili davalı adına kayıtlı …. ada ….parsel sayılı taşınmazın 12,37 m2’lik kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını açıklayarak taşınmazın tapusunun kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan kısmının iptaline, varsa üzerindeki muhdesatın kaline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; 3621 sayılı Kanun’un 04.04.1990 tarihinde yürürlüğe girdiğini, vekil edeninin söz konusu taşınmaza bu yasanın yürürlüğe girmesinden çok önceki yıllara dayalı olarak zilyet ve sahip olduğunu, söz konusu yerden 1994 yılında kadastro geçtiğini. Kadastro geçtiği tarihte söz konusu yasanın yürürlükte olduğunu, kadastro geçerken söz konusu yasa dikkate alınarak kıyı çizgisi belirlendiğini, deniz ile vekil edenine ait taşınmaz arasında yol bırakıldığını, açılan davayı kabul etmediklerini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davacının davasının kabulüne, fen bilirkişi harita kontrol mühendisi ….’in 17.02.2009 havale tarihli rapora ekli krokisinde kırmızı kalem ile işaretlenen çizginin kıyı kenar çizgisi olarak tespiti ile …. ada ….parsel sayılı taşınmazın 12,37 m2’lik kısmının kıyı kenar çizgisinde kaldığı anlaşılmakla bu kısmın davalı adına olan tapu kaydının iptaline, kal talebinin reddine, davalı aleyhine harç, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiştir.Hüküm; davacı Hazine vekili ile davalı vekili tarafından dilekçelerinde yazılı nedenlerle süresi içerisinde ayrı ayrı temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla Yasa’ya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davacı Hazine vekili ile davalı vekilinin aşağıda belirtilen hususlar dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak, dava dilekçesinde taşınmazın tapu kaydının iptaline karar verilmesi istenilmiş ve Mahkemece …. ada ….parselin 12,37 m2’lik kısmının tapu kaydının iptaline karar verilmiş ise de; tapu kaydı iptal edildikten sonra taşınmazın kıyı olarak terkinine karar verilmemiştir. Bu hususta karar verilmemiş olması yanlış ise de, tapu sicilinin düzgün tutulmasına dair kararların kamu düzenine ilişkin bulunması nedeniyle kendiliğinden gözönünde tutulması gereken hususlardan olduğundan Hazine vekilinin temyiz itirazı bu nedenle yerindedir. Ne var ki, yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasına tapu kaydının iptaline cümlesinden sonra gelmek üzere “…kamunun istifadesine açık kıyı olarak terkinine …” ibaresinin eklenmesine ve böylece hükmün esasının düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA,
Davalı vekilinin yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa’nın 16. maddesiyle 3402 sayılı Yasa’nın 36. maddesine bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle yargılama giderlerinden (6100 sayılı HMK’nun 323/1-a maddesi uyarınca yargılama giderlerinden sayılan celse, karar ve ilam harçlarından da) ve vekalet ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı hususu gözardı edilerek hükümde davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru olmamıştır.
Davalı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün davalı aleyhine hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin bölümünün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve
3402 sayılı Kanunun 36/A maddesi gereğince harç alınmasına mahal olmadığına, 06.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.