Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2013/13941 E. 2013/16139 K. 07.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13941
KARAR NO : 2013/16139
KARAR TARİHİ : 07.11.2013

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Takibin taliki veya iptali

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR

1.İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HMK’nun 438. ve İİK’nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi;
2. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Davacı … vekili icra mahkemesine başvurusunda, … 4.Tüketici Mahkemesi’nin 2009/688 E. 2012/1151 …. sayılı ilamının taraflarınca 17.01.2013 tarihinde … 25. İcra Müdürlüğü’nün 2013/112 E. sayılı takip dosyası ile icraya konulduğunu belirterek davalılar tarafından daha sonra 21.03.2013 tarihinde … 34.İcra Müdürlüğü’nün 2013/6758 E. sayılı dosyasından aynı ilama dayalı olarak yapılan icra takibinin mükerrer olması nedeniyle iptalini talep etmiş; Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizin 2013/13940 E. sırasında kayıtlı dosyanın incelenmesinde, Mahkemenin 2013/326 Esas sayılı dosyasında davacının, aynı icra takibiyle ilgili olarak, ilamın yalnızca ayıplı aracın davacı tarafından davalılara iadesine şeklindeki 2. bendinin talep edilmesinin ilama aykırı olması sebebiyle icra emrinin iptalini talep ettiği görülmüştür.
Davacı ve davalılar tarafından yapılan her iki takibin dayanağı da … 4. Tüketici Mahkemesi’nin yukarıda sözü edilen ilamı olup bu ilamın (1) no’lu bendinde ayıplı malın davacı tarafından davalılara iadesine, aynı marka ve model ayıpsız yeni aracın davalılardan alınarak davacıya verilmesine şeklinde hüküm kurulmuştur. Bu durumda, davacı ve davalının kendi lehlerine verilen hüküm fıkrasını takibe koymalarında bir usulsüzlük bulunmamakta ve takipler birbirlerine karşı mükerrerlik oluşturmamakta ise de; hükmün infazı tarafların kendilerine yüklenen edimleri yerine getirmesi şeklinde gerçekleşeceğinden (tarafların edimlerini yerine getirmesinin birbirlerine bağlı olduğu kabul edilerek) şikayetlerin birlikte görülerek çözümlenmesi için davaların öncelikle birleştirilmesi gerekir. BK’nun 81. maddesi gereğince karşılıklı edimleri içeren sözleşmelerde tarafların diğer taraftan borcunu yerine getirmeyi isteyebilmesi için kendine düşen borcu ifa etmiş ya da ifasını teklif etmiş olması zorunludur. Bu hükümden hareketle karşılıklı edimleri içeren ilamların infazında da alacaklı edimini yerine getirmeden, ilamda lehine hükmedilen karşı alacağın tahsilini borçludan talep edemez.
Nitekim kendisine ayıpsız araç teslim edilecek olan ilam alacaklısı … takibinde, ilamın hüküm fıkrasında kendisine düşen ayıplı malın iadesi yönündeki hükmün de infazını istemiştir. İcra dosyasında kendisine düşen bu edimi yerine getirdiği takdirde, ayıpsız malın teslimi veya bedelinin tahsiline ilişkin takibe devam edilmesinde yasaya uymayan bir yön bulunmamaktadır. Bu durumda Mahkemece yapılacak iş; yukarıdaki ilkeler ışığında davaların birleştirilmesinden sonra her iki takip dosyası birlikte değerlendirilerek, ayıplı aracın İcra Müdürlüğü’ne teslim edilmesi halinde ayıpsız aracın teslimi veya bedelinin tahsili yolundaki infazın devamı yönünde karar vermekten ibarettir. Mahkeme kararının bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine
07.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.