Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2013/13940 E. 2013/16140 K. 07.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13940
KARAR NO : 2013/16140
KARAR TARİHİ : 07.11.2013

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR

1.İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HMK’nun 438. ve İİK’nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi;
2. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Davacı … vekili İcra Mahkemesi’ne başvurusunda … 4.Tüketici Mahkemesi’nin 2009/688 E. 2012/1151 …. sayılı ilamına dayanılarak … 34. İcra Müdürlüğü’nün 2013/6758 E. sayılı icra dosyasında müvekkili aleyhine yapılan ilamlı takipte, “… Aracın ayıplı olduğunun tespitine, ayıplı malın davacı tarafından davalılara iadesine, aynı marka ve model ayıpsız yeni aracın davalılardan alınarak davacıya verilmesine…” şeklindeki ilamın 3. bendi uygulanmaksızın yalnızca, ayıplı aracın davacı tarafından davalılara iadesine şeklindeki 2. bendinin talep edilmesinin usul ve yasaya aykırı olması sebebiyle icra emrinin iptalini talep etmiştir.
Mahkemece, bu takibe yönelik şikayetlerin Mahkeme’nin 2013/322 E. sayılı dosyası üzerinden dile getirildiği, HMK’nun 114. maddesinin 1/ı bendine göre aynı konuda daha önce açılıp karara bağlanan bir talebin yeniden görülmesini talep etmenin davanın derdest olmasından ötürü reddini gerektireceğinden bahisle açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizin 2013/13941 Esas sırasında kayıtlı dosyanın incelenmesinde, Mahkemenin gerekçesinde sözü edilen 2013/322 Esas sayılı dosyasında davacının, aynı ilama dayalı olarak davalılar tarafından aleyhine yapılan icra takibinin, kendisi tarafından yapılan … 25. İcra Müdürlüğü’nün 2013/112 Esas sayılı takibinden sonra ve mükerrer olması nedeniyle iptalini talep ettiği görülmüştür. Her iki dava farklı itiraz ve şikayet nedenleri içermekte olduğundan, Mahkemenin “aynı konuda daha önce açılıp karara bağlanan bir talebin yeniden görülmesini talep etmenin davanın derdest olmasından ötürü reddini gerektireceğinden” şeklindeki gerekçesi ve bu gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi yerinde değildir.
Öte yandan, BK’nun 81. maddesi gereğince karşılıklı edimleri içeren sözleşmelerde tarafların diğer taraftan borcunu yerine getirmeyi isteyebilmesi için kendine düşen borcu ifa etmiş ya da ifasını teklif etmiş olması zorunludur. Bu hükümden hareketle karşılıklı edimleri içeren ilamların infazında da alacaklı edimini yerine getirmeden, ilamda lehine hükmedilen karşı alacağın tahsilini borçludan talep edemez.

Somut olayda, her iki takibin dayanağı da … 4. Tüketici Mahkemesi’nin yukarıda sözü edilen ilamı olup bu ilamın ( 1 ) no’lu bendinde ayıplı malın davacı tarafından davalılara iadesine, aynı marka ve model ayıpsız yeni aracın davalılardan alınarak davacıya verilmesine şeklinde hüküm kurulmuştur. Bu durumda, davacı ve davalının kendi lehlerine verilen hüküm fıkrasını takibe koymasında bir usulsüzlük bulunmamakta ise de hükmün infazı tarafların kendilerine yüklenen edimleri yerine getirmesi şeklinde gerçekleşeceğinden (tarafların edimlerini yerine getirmesinin birbirlerine bağlı olduğu kabul edilerek) şikayetlerin birlikte görülerek çözümlenmesi için davaların öncelikle birleştirilmesi gerekir.
Nitekim kendisine ayıpsız araç teslim edilecek ilam alacaklısı Doğan Kasadoğlu’nun başlattığı … 25. İcra Müdürlüğü’nün 2013/112 Esas sayılı takip dosyasında ilamın hüküm fıkrasında, kendisine düşen ayıplı aracın iadesi yönündeki hükmün de infazı istenmiştir. İcra dosyasında kendisine düşen bu edimi yerine getirdiği takdirde ayıpsız malın teslimi veya bedelinin tahsiline ilişkin takibe devam edilmesinde yasaya uymayan bir yön bulunmamaktadır.
Bu durumda Mahkemece yapılacak iş; yukarıdaki ilkeler ışığında her iki takip dosyası birlikte değerlendirilerek, ayıplı aracın İcra Müdürlüğüne teslim edilmesi halinde ayıpsız aracın teslimi veya bedelinin tahsili yönündeki infazın gerçekleştirilmesine karar vermekten ibarettir. Mahkeme kararının bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine
07.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.