YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13766
KARAR NO : 2013/18511
KARAR TARİHİ : 09.12.2013
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
… ile … aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair … Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 09.05.2012 gün ve 25/29 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı … temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı … vekili, kadastro öncesi kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayanarak, davalı … adına tespit edilen 23 parça taşınmazın kadimden beri … tarafından tasarruf edildiğini ileri sürerek dava dilekçesinde parsel numaraları yazılı taşınmazlara ilişkin tapu kayıtlarının iptaliyle özel mülkiyet şeklinde vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazineye dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğe gelmesine rağmen oturumlara katılmamış ve yanıt vermemiştir.
Mahkemece, dava konusu 186 ada 58 sayılı parsele ilişkin davanın reddine, diğer parsellere ilişkin davanın kabulüne, dava konusu 174 ada 39, 174 ada 40,170 ada 13, 171 ada 14, 173 ada 36, 173 ada 59, 174 ada 53, 174 ada 108,174 ada 110, 178 ada 6, 178 ada 12, 179 ada 12, 182 ada 16, 182 ada 79, 183 ada 12, 183 ada 20, 185 ada 14,188 ada 120, 186 ada 54, 186 ada 56, 187 ada 29 ve 188 ada 26 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptaliyle davacı Köy Tüzel Kişiliği adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Hükmün kabule ilişkin bölümü davalı … temsilcisi tarafından dilekçesinde yazılı temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller ve dosya kapsamından temyize konu taşınmazların, 11.01.2008 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında tarla niteliğiyle … adına tespit ve tescil edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş ise de verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Şöyle ki, davacı vekili, kadastro öncesi kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayalı olarak istekte bulunmuş, Mahkemece de aynı nedenlere dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi hükmüne göre; zilyetliğin bu kanunda yazılı belgelerden birisi ile ispatı yoluna gidilmeyen hallerde, zilyedin aynı çalışma alanı içinde kazanabileceği miktar sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönümü geçmeyecektir. Dosyadaki bilgi ve belgeler ile eksiklikten getirtilen tapu kayıtları ve kadastro tutanaklarındaki açıklamalara göre, 26.07.1972 tarihinden sonra aynı çalışma alanında davacı Köy adına belgesizden, zilyetliğe dayalı olarak tespit ve tescil edilen taşınmaz miktarı yaklaşık 130.000 m2 miktarındadır. Eldeki dosyada dava konusu edilen taşınmazların miktarı ise yine yaklaşık 108.000 m2 civarındadır. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, davacı köy adına aynı çalışma alanında belgesizden, zilyetliğe dayalı olarak kadastro yoluyla tespit ve tescil edilen taşınmazların miktarı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14.maddesindeki 100 dönümlük norm sınırını aşmaktadır. Hal böyle olunca; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14.maddesi uyarınca 100 dönümlük sınırı aşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, istek taşınmazlara ilişkin kadastro tutanakları ve dayanılan yasa maddesinin hatalı değerlendirme sonunda yazılı gerekçelerle dava konusu 186 ada 58 sayılı parsele haricindeki öteki tüm parsellere yönelik olarak davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Davalı … temsilcisinin temyiz itirazları bu nedenle yerindedir. Kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/1 maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 09.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.