YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12173
KARAR NO : 2013/12747
KARAR TARİHİ : 19.09.2013
MAHKEMESİ :…….. Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Mal rejiminin tasfiyesi
…….. Akkaya ile … aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi davasının reddine dair … 1. …….. Mahkemesi’nden verilen 21.06.2012 gün ve 351/523 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, tarafların 1998 yılında evlendiklerini, evlilik birliği içerisinde davalının …….. Kasabası’nda adi yazılı sözleşmeler ile 15 parça taşınmaz satın aldığını, taşınmazların edinildiği tarihte henüz kadastro çalışmaları yapılmadığını, sonrasında kadastro çalışmaları yapılırken vekil edenininden mal kaçırmak için taşınmazları kız kardeşinin adına tespit ve tescil ettirdiğini, yine dava konusu 535 parsel sayılı taşınmazın evlilik birliği içerisinde edinildiğini, bunlardan ayrı vekil edeninin şirket ortaklığının bulunduğunu ve aynı zamanda işletmecilik yaptığını, tarafların ortak olduğu (davacı %1-davalı %99) …….. ……..si’nin kamu borçlarına karşılık olarak 6111 sayılı Yasa kapsamında öngörülen yapılandırmadan faydalanarak 27.590,00 TL ödeme yaptığını açıklayarak,mal rejiminin tasfiyesi kapsamında davalının mal varlığının değerinin yarısı ile ortak şirketin kamu borçları nedeniyle ödenen 27.590,00 TL’nin rücuen davalıdan tahsil edilerek vekil edenine verilmesini istemiştir.
Davalı, dava konusu 535 parsel sayılı taşınmaz dışında malvarlığı bulunmadığı ve anılan taşınmazın borçlarından dolayı icra yoluyla satışa çıkarıldığını, …….. Kasabası’nda dava konusu edinilen taşınmazların bir kısımının satışından vazgeçildiğini, kendisine güvenildiği için adi yazılı sözleşmelerin satıcılar tarafından geri alınmadığını, ayrıca dostları adına taşınmazların bulunduğunu, …….. ……..sinin %99 hissesinin kendi adına kayıtlı bulunduğunu, ancak gelirinin eşit paylaşıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın 4721 sayılı TMK.nun yasal düzenlemesine uygun olmadığı gibi, uygun olduğu varsayılsa bile, davacının iddialarını ve davasını ispat etmesi gerektiği, davacının iddialarını ispata yarar delil sunmadığı, davasını ve taleplerini ispat edemediği, yasal mal rejimi olan edinilen mallara katılma rejimine göre, davacı eşin, evlilik birliği içinden davalı eski eşin edindiği mal ve edinimlere davacı eşin katkı sağladığını ispat etmesi gerektiği TMK nun 222. madde hükmüne göre ispat yükünün davacı eski eşte olduğu ve davacının da davasını ve iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 31.10.1998 tarihinde evlenmişler, 04.01.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ve hükmün 07.01.2010 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. 4721 sayılı TMK.nun 179.maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanacaktır. Taraflar arasında başka bir mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK.nun 202. maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olacaklardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2. maddesine göre boşanma davasının açıldığı 04.01.2010 tarihi itibariyle sona ermiştir.
Davacı vekili, vekil edeninin tarafların ortak olduğu …….. ……..si’nin kamu borçlarına karşılık olarak 6111 sayılı Yasa kapsamında öngörülen yapılandırmadan faydalanarak 27.590,00 TL ödeme yaptığını açıklayarak bu bedelin rücuen davalıdan tahsilini istemiştir. Eldeki dava ise, harcı yatırılmak suretiyle 13.04.2011 tarihinde açılmıştır. Davacı tarafça delil olarak sunulan ödeme makbuzlarından 23 ve 24 sıra numaralı olanların ödeme tarihi 21.03.2011, 5.990,10 TL tutarlı olanın ise ödeme tarihi 14.03.2011’dir. Kaldı ki, isteğe konu 27.590,00 TL’nin 6111 sayılı Yasa kapsamında kamu borçların taksitlendirilmesi yoluyla ödendiği davacının iddiasında olup, 6111 sayılı Yasa’nın yürürlük tarihi 25.02.2011 olduğuna göre, davacının ödemeye ilişkin iddiası her şekilde 25.02.2011 tarihinden sonraki döneme isabet etmektedir. Bu kapsamda; davacının tarafların ortağı olduğu ……..’nin kamu borçlarını ödeme iddiası, boşanma davası açıldığı tarihten sonraki döneme, başka bir anlatımla, taraflar arasındaki mal rejiminin TMK’nın 225/2. maddesi uyarınca son bulduğu 04.01.2010 tarihinden sonraya tekabül etmektedir. Hal böyle olunca, davacının 27.590,00 TL’ye ilişkin istemi mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bulunmadığından, anılan istek bakımından 4787 sayılı …….. Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi uyarınca …….. Mahkemesi görevli bulunmamaktadır. (Uyuşmazlık 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere …….. hukukundan (TMK.nun m.118-395) kaynaklanmadığından). Görev, kamu düzenine ilişkin olup Mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Bu durumda, anılan istek bakımından genel mahkemeler görevli bulunduğundan, Mahkemece isteğin eldeki davadan tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, görev hususu nazara alınmaksızın yazılı gerekçeyle davanın esası hakkında hüküm verilmesi doğru görülmemiştir.
Davacı vekilinin, hükmün dava konusu 535 parsel sayılı taşınmaza yönelik bölümüne ilişkin temyiz itirazlarına gelince; dava konusu 535 sayılı parsel edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli bulunduğu 27.06.2008 tarihinde satış suretiyle davalı eş adına tescil edilmiştir. 4721 sayılı TMK.nun 222.maddesi son fıkrası hükmü uyarınca, bir eşin 01.01.2002 tarihinden sonra edindiği bütün malları aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilecektir. Aksini ispat eden eş, iddiasını ispatlamakla yükümlüdür. Ne var ki; Mahkemece, 4721 sayılı TMK’nın 222. maddesi kapsamında, yasa ile adi karine olarak edinilmiş mal hükmünde bulunan taşınmaza ilişkin katılma alacağı talebinde bulunan davacının,taşınmazın alımında katkı sağlaması gerekmediği,yasadan dolayı katılma alacağı bulunduğu gözden kaçırılarak, hukuki nitelendirmede hata ile davacının nizalı taşınmaza alımında katkı sağlaması gerektiği ve bu hususu ispatlamakla yükümlü olduğu kabul edilerek yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Bunlardan ayrı; davacı vekili …….. Kasabası’nda toplam 15 parça taşınmazın kadastro öncesinde adi yazılı belge ile davalı tarafından satın alındığı halde mal kaçırmak amacıyla kadastro sırasında davalı tarafından kız kardeşi adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, nizalı taşınmazlar bakımından mal rejiminin tasfiyesi kapsamında alacak isteğinde bulunmuştur. Bu taşınmazlar bakımından davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır. Öncelikle, dava konusu taşınmazların ada ve parsel numaralarını bildirmesi için davacı yana süre ve imkan tanınması, sonrasında dava dilekçesinde “her türlü yasal kanıt ” demekle aynı zamanda yemin deliline de dayandığı kabulü edilerek, bu kapsamda, öncelikle davacı tarafa iddia ve savunma kapsamında yemin teklif hakkını kullanmak isteyip istemediğinin sorulması, kullanmak istediği takdirde usulüne uygun bir biçimde davalının HMK.nun 227 ve devamı maddeleri gereğince davet edilmesi ve HMK.nun yemine ilişkin hükümleri dikkate alınarak yöntemine uygun bir biçimde davalının yeminli beyanının alınması ve elde edilecek sonuca göre ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken mahkemece bu gerekliliğe uyulmadan karar verilmesi isabetli görülmemiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi uyarınca uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 19.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.