Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2013/11913 E. 2014/10574 K. 26.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11913
KARAR NO : 2014/10574
KARAR TARİHİ : 26.05.2014

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı payı

… ile … aralarındaki katkı payı davasının kısmen reddine ve kısmen kabulüne dair … 2. Aile Hukuk Mahkemesi’nden verilen 25.03.2013 gün ve 225/222 sayılı hükmün Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş ise de duruşma isteğinin değerden reddine karar verilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı dava dilekçesinde; … ada … parsel sayılı taşınmazın ½’şer paylı olarak kendisi ile davalı adına tapuda kayıtlı bulunduğunu, ayrıca … plakalı aracın davalı kadın adına trafikte kayıtlı olduğunu, ayrıca, oturma odası, yatak odası, yatak odası takımı ve yemek odası takımı, 1 adat elektrik süpürgesi ve 2 adet halının ortak kazanım ile evlilik birliği içerisinde alındığı, bu eşyaların halen davalının evinde ve onun tarafından kullanıldığını, … 8. Aile Mahkemesi’ni 2009/696 Esas sayılı boşanma dosyası ile boşandıklarını, taşınmazın 18.09.2007 tarihinde alındığını, edinilmiş mal olması nedeniyle davalı adına bulunan ½ payın bedelinin tarafına ödenmesini ve ½’ye isabet eden şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline, yine eşyalarında kendisine teslimine karar verilmesini istemiş, 21.03.2012 tarihli dilekçesiyle de dava konusu eşyalardan … plakalı araç için 2.000,00 TL, yatak odası, yatak odası takımı ve yemek odası, takımları için 750,00’şer TL, elektrik süpürgesi için 250,00 TL, 2 adet halı için 500,00 TL ve … ada … parseldeki B2-3/2 Blok 2. kat 10 nolu bağımsız bölümdeki davalıya ait ½ payının katılma payı olarak 5.000,00 TL’nin hüküm altına alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı … (Kardelen) vekili 07.05.2012 tarihli cevap dilekçesinde; TMK’nun 179. maddesi uyarınca mal rejimini tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümlerin uygulanmasının öngörüldüğünü, boşanma davasının açıldığı tarihte eşler arasındaki mal rejiminin sona erdiğini, boşanma davasının henüz kesinleşmediğini, eldeki davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini açıklamış, 12.11.2012 tarihli dilekçesiyle de açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu, kişisel mallardan davacının para hakkı bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, “…taşınmaz yönündeki davanın reddine, … plakalı araç bakımından isteğin kabulü ile ve istekle bağlı olmak üzere 2.000,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davaya konu eşyalar tarafların karşılıklı ve bu konuda davalının iadeye hazır oldukları ve davacının kabul beyanı dikkate alınarak yatak odası takımı (gardrop, aynalı makyaj masası), yemek odası takımı (masa, 6 sandalye ve iki ünite TV sehbası) oturma odası takımı (hasırlı koltuk takımı), 1 adet elektrikli süpürge ve 2 adet halının davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” karar verilmesi üzerine hüküm, davacı vekili ile davalı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Dava, yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mallardan kaynaklanan katılma alacağı ile eşyaların iadesi isteğine ilişkin olmak üzere TMK’nun 202, 219, 222, 230, 231, 232, 235, 236 ve 226/1. maddeleri gereğince açılan katılma alacağı ve eşya iadesi isteğine ilişkindir.
Taraflar, 30.07.2004 tarihinde evlenmiş, 03.08.2009 tarihinde açılan ve kabulle sonuçlanan boşanma kararının 05.07.2012 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Eşlerin evlendikleri 30.07.2004 tarihinde boşanma davasının açıldığı 03.08.2009 tarihine kadar aralarında edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK. m.202,4722 sk. m.10). eşler arasındaki edinilmiş mallara katılma rejimi TMK’nun 225/2. fıkrası uyarınca boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir.
Uyuşmazlık konusu 8708 ada 2 sayılı parselde bulunan 10 nolu bağımsız bölüm, taraflar adına ½ şer paylı olarak mesken niteliğiyle tapuda kayıtlı bulunduğu gelen tapu kaydından anlaşılmıştır. Söz konusu mesken, 18.09.2007 tarihinde tapuda yapılan satış ve devirle edinilmiş mallara katılma rejimi süresi içerisinde edinildiği anlaşıldığından ve TMK’nun 222. maddesi uyarınca akside ileri sürülüp kanıtlanamadığından TMK’nun 219. maddesi uyarınca edinilmiş mal olduğunun kabulü gerekir. Davacı her ne kadar davalı kadın adına tapuda kayıtlı bulunan ½ payda katılma alacağı isteğinde bulunulmuş ise de, taşınmaz, edinilmiş mallara katılma rejiminin devam ettiği süre içerisinde ½’şer paylı olarak adlarına tapuya bağladıkları ve paylı mülkiyete tabi olmakla birlikte her eş adına kayıtlı bulunan payın edinilmiş mal olarak niteliğini koruduğu konusunda bir duraksama bulunmamaktadır.
TMK’nun 222. maddesi gereğince, bir eşin bütün mallara aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilmektedir. Her iki eşin üzerine kayıtlı bulunan ½ şer pay bu bakımdan aksi kanıtlanamadığından edinilmiş mal sayılmaktadır. TMK’nun 236/1. fıkrasına göre, “ her eş veya mirasçıları, diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerinden hak sahibi olurlar.” Somut olayda, eşler tarafından aksi de kanıtlanmadığına göre eşlerin edinilmiş mal sayılan birbirlerine ait paylar üzerinde TMK’nun 236/1. maddesi uyarınca, payların yarısı üzerinde katılma alacağı hakkına sahiptirler. Katılma alacağı hakkı somut olayda kural olarak yarısı olduğuna ve taşınmazla ½’şer paylı olarak eşler arasında tapuda kayıtlı bulunduğuna, payların edinilmiş mal olma niteliğini sürdürdüklerine göre, artık böyle bir durum karşısında katılma alacağı konusunda mal rejiminin tasfiyesine gerek kalmadığı açıktır. Bu bakımdan yerel mahkemenin 10 nolu bağımsız bölümle ilgili isteğin reddine karar verilmesi açıklanan gerekçe karşısında doğru görülmektedir.
Öte yandan, davacı yukarıda açıklanan 21.03.2012 tarihli dilekçesiyle, dava dilekçesi de gözetildiğinde fazlaya ilişkin haklı saklı kalmak üzere dilekçede açıklanan tüm eşyalar için 3.000,00 TL; araç için 2.000,00 TL istediği anlaşılmıştır. Dava konusu 35 P 2155 plakalı araç davalı kadın adına trafikte kayıtlı olup, belirlenen sürüm değeri 17.000,00 TL dir. Kural olarak bu miktar üzerinde TMK’nun 236. maddesi uyarınca davacının artık değerin yarısı üzerinde katılma alacağı söz konusudur. Araç 18.09.2007 tarihinde edinilmiş olup, TMK’nun 219. maddesi gereğince aksi de kanıtlanmadığından edinilmiş mal sayılmaktadır. Davacı tarafından ıslah yapılmadığı anlaşıldığından mahkemece istekle bağlı olmak üzere hüküm kurulmuş bulunması yerindedir.
Bundan ayrı, davalı vekili 31.01.2013 tarihli dilekçesiyle, “vekil edeni taraflar arasında yapılacak bir protokol ile davada talep edilen yukarıda yazılı davaya konu eşyaların davacı tarafından bildirilecek ve vekil edenince de uygun görülecek bir tarihte davacı tarafından kendi adresinde teslim alınmasına rıza göstereceğinin” açıklandığına ve bir bakıma bu beyanları kabul niteliği taşındığına mahkemece de bu gerekçeyle eşyalarla ilgili davanın kabulüne karar verildiğine göre söz konusu hüküm fıkrası da yerinde görülmüştür.
Kararın hüküm fıkrasında yer almamakla birlikte gerekçe kısmında davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulduğu, bu nedenle fazlaya ilişkin haklar bakımından davacının yasal haklarını kullanabileceği açıktır.
Davacı ve davalı vekillerinin gerek esasa ve gerekse usule ilişkin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görülmediğinden reddi ile yerinde görülen yerel mahkeme hükmünün belirtilen nedenlerle ONANMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve aşağıda dökümü yazılı 85,25 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 256,30’ar TL’nin temyiz eden davacı ve davalıdan ayrı ayrı alınmasına, 26.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.