Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2013/11169 E. 2013/18217 K. 02.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11169
KARAR NO : 2013/18217
KARAR TARİHİ : 02.12.2013

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

K A R A R

Borçlu vekili, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 28.05.2009 tarih ve 2009/358 Esas-2009/323 Karar sayılı ilamına dayalı olarak yapılan takipte, bakiye borç bildirimine ilişkin muhtıranın tebliği üzerine; alacaklıların 02.03.2010 tarihli dilekçe ile borçlu olan idareye başvurarak, asıl alacağın üç gün içinde defaten ödenmesi halinde, bakiye faiz alacaklarından feragat ettiklerini bildirdiklerini, buna göre, 03.03.2010 tarihinde makam olurlu yazının Mali Hizmetler Daire Başkanlığı’na ulaştırıldığını ve dilekçe doğrultusunda icra dosyasına ödemede bulunulduğunu, borcun kalmadığını belirterek muhtıranın iptalini talep etmiş ve Mahkemece talebin reddine karar verilmiştir.
Mahkemece hükmüne uyulan 12. Hukuk Dairesi’ninin 03.05.2012 tarih ve 2012/5886 Esas, 2012/15027 Karar sayılı bozma ilamında; “Alacaklılar tarafından 02.03.2010 tarihli dilekçe ve içeriği uyuşmazlık konusu edilmediğine ve buna göre de 04.03.2010 tarihinde, verilen süre içerisinde ödemede bulunulduğuna göre, Mahkemece talebin kabulüne karar verilmesi gerekirken, icra müdürünce tahsilat makbuzunun geç kesilmesine anlam yüklenerek paranın icra dosyasına vürudunun 09.03.2010 tarihi olduğundan bahisle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, mahkeme kararının belirtilen nedenlerle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla borçlunun karar düzeltme isteminin kabulüne” karar verilmiştir.
Yargıtay’ın bozma ilamına uyulmasına karar verildiği takdirde (HUMK 429 ve devamı maddeleri) mahkeme, artık bu bozma kararına uygun yeni bir karar vermek zorundadır. Çünkü bozmaya uyma (ara) kararı ile, bozma yararına olan taraf için usule ilişkin kazanılmış hak doğmuş olur.
İcra Mahkemesince bozma ilamına uyulduğuna göre, yapılacak iş, bozma ilamı gerekçesi ile talebin kabulüne, muhtıranın iptaline karar vermekten ibarettir. Mahkemece yine talebin reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK’nun 366/3.maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 02.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.