Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2012/9535 E. 2012/10479 K. 15.11.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/9535
KARAR NO : 2012/10479
KARAR TARİHİ : 15.11.2012

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İcra takibine itiraz

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR

Alacaklı idare tarafından Erzurum 1. İcra Müdürlüğünün 2012/4265 Esas sayılı dosyası ile taşınırın teslimine veya taşınmaz tahliye veya teslimine ilişkin icra emri 12.06.2012 tarihinde düzenlenerek takibe konulmuştur. Borçlu vekili, takibe dayanak teşkil eden kararda kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespitine ve acele el konulmasına karar verildiğini, kararın tespit niteliği taşıdığını, taşınmazın tahliyesine ilişkin hüküm bulunmadığını, Kamulaştırma Kanununun 20.maddesinde “bu kanun uyarınca lehine kamulaştırma yapılan idare adına tapu dairesince tescil edilen taşınmaz malın boşaltılması idarece icra memurundan istenir” düzenlemesine yer verildiğini, bu nedenle davalı idarenin tahliye talep edebilmesi için taşınmazı kendi adına tescil ettirmiş olması gerektiğini açıklayarak takibin iptalini istemiştir.
Takip dayanağı olan Erzurum 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/91 Esas, 2012/300 Karar sayılı kararın incelenmesinde; davacısının Yakutiye Belediye Başkanlığı, davalısının …, davanın 2942 sayılı Kanunun 27.maddesi uyarınca açılan “acele kamulaştırma davası” olduğu, mahkemece kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaza el konulmasına ilişkin kesin olmak üzere karar verildiği anlaşılmaktadır.
Kamulaştırma Kanununun 20.maddesi uyarınca, taşınmaz malın boşaltılmasının istenebilmesi için kamulaştırmayı yapan idarenin, bu kanun uyarınca kamulaştırılan yeri öncelikle adına tescil ettirmesi gerekliliği, kamulaştırma ilamlarına ilişkindir. Bu konuda yasal bir düzenleme bulunmamakta ise de; anılan Kanunun 27. maddesine dayalı acele el koyma kararlarının mahiyeti ve amacı gereği, 20. maddedeki tescil şartı aranmaz. Bu bağlamda, mahkeme kararı, tescile gerek kalmadan uygulanmalıdır. Yargıtay’ın ilgili dairelerinde de bu konuda görüş birliği vardır.
O halde, mahkemece şikayetin reddi gerekirken, yazılı şekilde istemin kabulü ile takibin iptaline dair hüküm tesisi isabetsizdir.
Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366 ve 6100 sayılı HMK. nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK. nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İ.İ.K. nun 366/3.maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 15.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.