Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2012/8624 E. 2012/10338 K. 12.11.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/8624
KARAR NO : 2012/10338
KARAR TARİHİ : 12.11.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

… ile … ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Gürün Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 08.06.2011 gün ve 44/92 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı vekili, dava dilekçesinde; 110 ada 19, 22 ve 115 ada 51 parsel sayılı taşınmazların bütün davalılar adına müştereken, 112 ada 10 sayılı parselin ise, davalı … adına haksız yere tespit ve tescil edildiklerini, 110 ada 19 ve 22 nolu taşınmazların vekil edeni tarafından Mehmet Toraman’dan satın alındığını, satıştan bu yana zilyet ve tasarrufunda bulundurduğunu, 112 ada 10 ve 115 ada 51 sayılı taşınmazların ise, babasından kaldığını, ölümü ile mirasçılarına intikal ettiğini, yaklaşık 75 yıl önce yapılan paylaşım sonucu bu iki taşınmazın kendisine düştüğünü açıklayarak anılan parsellerin tapu kayıtlarının iptaliyle vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiş, 16.5.2011 tarihinde yapılan keşifte davacı ve vekili 110 ada 19 sayılı parselden feragat ettiğini açıklamışlardır. Beyanları okunup imzaları alınmıştır.
Davalılardan … yapılan keşifte dava konusu taşınmazlarda davacının hiçbir hakkının bulunmadığını, 112 ada 10 parsel sayılı taşınmazı 1957 yılında davacıdan satın aldığını bildirmiştir. Diğer davalılar adına dava dilekçesi tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına katılmamışlar ve herhangi bir beyanda bulunmamışlardır.
Mahkemece, davacı tarafın 110 ada 19 sayılı parselden feragat etmeleri nedeniyle 112 ada 10 sayılı parselin ise davalı … tarafından 10 yıl önce üzerine ev yaptığını, davacının buna ses çıkarmadığını, herhangi bir itirazının da bulunmadığını, 115 ada 51 sayılı parsel için ise davacının üzerinde herhangi bir zilyetliğinin olmadığını 50-55 yıl önce köyü terk ederek gittiğini, 110 ada 22 nolu parsel içerisinde davacının isteği yerin olmadığını gerekçe göstermek suretiyle davacının davasının reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından 112 ada 10 ve 115 ada 51 sayılı parseller yönünden temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, muristen intikal, paylaşım ve harici satın alma hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Temyize konusu 115 ada 51 sayılı parsel 5.11.2007 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında belgesizden … mirasçıları …,…,..,…,…,… ve .. adlarına verasette iştirak biçiminde 112 ada 10 parsel sayılı taşınmazda 21.1.2008 tarihinde belgesizden … oğlu … adına tespit ve tescil edilmişlerdir. Kadastro tutanakları 30.5.2008 tarihinde kesinleşmesiyle adlarına tapu kayıtları oluşmuştur. Davacı, … temyize konusu 115 ada 51 ve 112 ada 10 sayılı parselleri babası …’den kaldığını, mirasçılar arasında yapılan paylaşım sonucu kendisine düştüğünü belirterek iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur.
Davaya cevap veren … ise 112 ada 10 sayılı parselin babası tarafından 1957 yılında üçüncü kişiden satın aldığını, 115 ada 51 sayılı parselde ise, davacının herhangi bir hakkının bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık taşınmazların ortak miras bırakan dip muris …’den kalıp kalmadığı, davalı … Sönmezin babası ve ortak miras bırakan …’in oğlu … tarafından taşınmazların üçüncü kişilerden satın alınıp alınmadığı, tereke malı ise her iki parsel bakımından 1927 yılında ölen …’in terekesinin mirasçıları arasından yöntemine uygun bir biçimde ve tüm mirasçıların katılımıyla paylaşıma tabi tutulup tutulmadığı, paylamış yapılmış ise terekede bulunan taşınmazların hangi mirasçılara hangi ada ve parsellerin düştüğü, dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulmak suretiyle açıklığa kavuşturulması, her mirasçıya düşen taşınmazlara ait kadastro tutanakları ve tapu kayıtları getirtilerek dosya arasına konulması, uyuşmazlığın çözümünde değerlendirilmesi, tüm mirasçıların katılımıyla yapılan bir paylaşım söz konusu değil ise böyle bir paylaşıma değer verilemeyeceğinin gözetilmesi, muris veya mirasçılar tarafından üçüncü kişilerden alınan taşınmazların aynı biçimde saptanması, yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki bulunduğu taktirde bu çelişkinin HUMK.nun 261. maddesi uyarınca çelişkinin giderilmesi gerekmektedir.
Taşınmazlar ortak muris …’den kalmış ve henüz tereke paylaşılmamış ise bir veya birkaç mirasçının terekeye dahil taşınmazlar üzerinde sürdürdüğü zilyetlik tüm mirasçılar adına sürdürülmüş sayılacağından taşınmazı kullanmayan diğer mirasçılar bakımından iradi terk ilkesinin uygulanması olanağı bulunmamaktadır. Çünkü elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazlar bakımından mirasçılar arasında zamanaşımı işlemez. İradi terk ilkesi uygulanmaz.
Davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK. nun geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 12.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.