Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2012/7546 E. 2012/8793 K. 08.10.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/7546
KARAR NO : 2012/8793
KARAR TARİHİ : 08.10.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

… ile Hazine ve Tohumlar Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Gölpazarı Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 24.04.2012 gün ve 84/62 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı, Gölpazarı Kadastro Mahkemesinde açtığı davanın dava dilekçesinde mevkii ve sınırlarını açıkladığı taşınmazın babasına ait olup, öncesinde onun tarafından kullanıldığını, daha sonra da kendisinin tasarruf ettiğini, ancak mera olarak tespitine karar verildiğini ileri sürerek, mera sınırlandırılmasının iptali ile adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … kişiliğini temsilen köy muhtarı davaya kabul ettiğini bildirmiş; diğer davalı Hazineye yapılan tebligata karşın bir savunma getirmemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazı üzerine hüküm Dairece “…eksik inceleme ile hüküm verilemeyeceği…” gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, muristen intikal ve eklemeli zilyetlik hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, Dairenin bozma ilamına uyulmasına karşın bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği saptanmıştır. Bozma ilamına uyulduktan sonra yapılan bozma çerçevesinde gerekli araştırma ve incelemenin yapılması zorunludur. Çünkü uyulan bozma ilamı ile taraf (Hazine) yararına usulü kazanılmış hak doğar. Bu nedenle bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmesi gerekmektedir.
Bozma sonrası keşifte vergi kaydının uygulanmadığı, bir kısım tapu kayıtlarının getirtilmediği, kadim mera araştırmasının yapılmadığı anlaşılmıştır. Taşınmazın niteliği konusunda hala duraksama söz konusudur. TMK.nun 713. maddesine dayalı olarak açılan davalar kamu düzeni ağırlıklı davalar olup bir bakıma kendiliğinden araştırma ve inceleme yöntemine tabidir.
Bu nedenlerle İl Mera Komisyonunun 30.09.2005 tarih ve 150 sayılı kararının kesinleşme tarihinin belirlenmesi, kadim mera araştırmasının yapılması, belgesizden edinilen taşınmazlara ait kadastro tutanakları ve tapu kayıtlarının getirtilmesi, 1938 tarih ve 95, 184 tahrir no’lu vergi kaydının yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığı ile mahallinde uygulanması, beyanlar arasında çelişki bulunduğu takdirde HMK.nun 261. maddesi gereğince yüzleştirilmek suretiyle aykırılığın giderilmesi, gerekmektedir.
Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK. nun 388/4. (HMK. m.297/ç) ve HUMK. nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 08.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.