Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2012/7488 E. 2012/9631 K. 30.10.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/7488
KARAR NO : 2012/9631
KARAR TARİHİ : 30.10.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

… ile …, … ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair …Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 16.09.2010 gün ve 138/130 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay’ca incelenmesi davalılardan … vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25.10.2011 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı … vekili Avukat… geldi. Başka kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosyanın incelenmesi sonucu görülen eksikliklerin ikmali için dosyanın mahal mahkemesine iadesine karar verilmesini takiben eksiklik tamamlanmış olmakla dosya yeniden incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 109 ada 11 ve 145 ada 5 parselin maliki ve 60 yıldır zilyedinin …oğlu …ve onun tek mirasçısı …ve onun da ölümü ile mirasçıları …… ve …olmasına rağmen 109 ada 11 parselin …oğlu …, 145 ada 5 parselin ise, …oğlu … ile … adına tapuya tescil edildiklerini, 109 ada 10 parselin de, kök muris …kızı …’e ait olup tapuda intikal yaptırabilmeleri için …mirasçıları …mirasçıları ile …… mirasçıları adına kaydedilmesi gerektiğini açıklayarak tapu kayıtlarının iptali ile taşınmazların …mirasçıları ile …… mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan …, tesbitin doğru olduğunu, davacının noksan veraset çıkartarak karar verdirmeye çalıştığını, varisler arasında zilyetlik olmayacağını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalılardan…ve …, veraset belgesinde, …’ın sehven yazılmadığını, daha sonra kendilerinin çıkarttığı veraset belgesinde bu durumun düzeltildiğini, tespitin doğru olduğunu, dava konusu yerin satışının doğru olmadığını ve …’ın da hakkı bulunduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Diğer davalılardan …, …, davacının davasında haklı olduğunu, zamanında paylaşım yapıldığını, herkesin kendi hissesini 50-60 senedir ektiğini ifade etmişler, 08.09.2005 tarihli yargılama oturumunda davalılar …, …, … ve …, davacıların davasını kabul ettiklerini imzalı beyanları ile açıklamışlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne, Saçak Köyü 109 ada 5, 109 ada 10 ve 145 ada 11 parsellere ait tapu kayıtlarının iptali ile Çerkeş Sulh Hukuk Mahkemesinin 27.04.2005 tarih 2003/284 Esas, 2005/122 Karar sayılı veraset belgesi uyarınca …ve …oğlu Mustafa’nın ölümü ile mirasçıları adlarına arazi payları uyarınca iştirak halinde mülkiyet kuralları gereği tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılardan … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
18.05.1992 tarihinde yapılan kadastro çalışmalarında 20 yılı aşkın zilyetlik nedeniyle 109 ada 10 parsel …kızı ……, 109 ada 11 parsel ölü …oğlu … ve 145 ada 5 parsel ölü …evlatları …ve … adına 1/2 paylı olarak tesbit edilmiş olup tutanaklar 22.07.1993 tarihinde kesinleşmiştir.
Dava, tesbit öncesi sebebe ve miras payına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davası olup 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır. Davacı taraf kök miras bırakanlar …ve Ayşe’den kalan taşınmazların yapılan paylaşım ve uzun süreli kullanıma dayalı olarak tescil edilmesini isterken, bir kısım davalılar taşınmazların kök miras bırakan Mehmet’ten kaldığını, paylaşım veya pay satışı olmadığını, mirasçılık belgesinde de bir kısım mirasçının mahrum bırakılmak istendiğini açıklamışlar ve davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece davacı tarafın sunduğu mirasçılık belgesi dikkate alınarak yazılı şekilde kabule karar verilmiştir.
Dosya arasında kayıt maliklerinden …oğlu …’a ait davacı tarafından sunulan Çerkeş Sulh Hukuk Mahkemesinin 11.02.2004 tarih 2003/263 Esas 2004/14 Karar sayılı ve davalılardan temyize gelen … tarafından verilen Çerkeş Sulh Hukuk Mahkemesinin 29.07.2005 tarih 2005/46 Esas 2005/332 Karar sayılı olmak üzere iki adet birbirinden farklı mirasçıları içeren mirasçılık belgeleri bulunmaktadır. Bunlardan 11.02.2004 tarihli mirasçılık belgesinde temyize gelen …’nun murisi Şerife ve … Yaldız, dolayısıyla da mirasçıları görünmemektedir. Diğer sunulan 29.07.2005 tarihli mirasçılık belgesinde ise, …’ın mirasçıları arasında … ve …, dolayısıyla mirasçıları yer almakta ve mirasçı olarak görünmektedirler. Mahkeme yargılama sırasında Abdullah tarafından sunulan mirasçılık belgesinde yazılı tüm mirasçıları davaya dahil ettirmiş ve adlarına dava dilekçesi tebliğ ettirmiş ise de, bu isimler karar başlığında yer almadıkları gibi kendilerine hüküm tebliği de yapılmamıştır. Daire tarafından bu eksikliğin tamamlanması ve iki mirasçılık belgesindeki ihtilafın hasımlı mirasçılık belgesi ile çözülmesi amacı ile dosya eksiğe gönderilmiş ise de davacı ve vekili ile davalı ve vekili tarafından bu hali ile temyiz incelemesi yapılması istenmesi üzerine eksiklik tamamlanmaksızın dosya iade edilmiştir.
Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davada taraf teşkilinin sağlanıp sağlanmadığı hususunda tereddüt hasıl olmaktadır. Tapu iptali ve tescil davalarında dava, kural olarak; kayıt malikine, kayıt maliki ölü ise alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarına yöneltilerek açılır. Taraf teşkili dava şartı olup, yargılamanın başlangıcında kendiliğinden aranır. Dosyada kayıt maliklerinden …oğlu …’a ait birbirinden farklı mirasçıları içeren iki ayrı mirasçılık belgesi bulunmaktadır. Bu nedenle taraf teşkilinin tamamlanmış sayılabilmesi ve hükmün tebliğinin hangi mirasçılara yapılması gerektiğinin belirlenebilmesi bakımından bunlardan hangisinin esas alınmasının belirlenmesi,diğer bir anlatımla hasımlı mirasçılık belgesinin alınması gerekmektedir. Davacı, sunduğu mirasçılık belgesinin geçerli olduğunu ve dikkate alınması gerektiğini ileri sürmekte ise de, taraf teşkilinin sağlanması ve davanın devam edebilmesi için hasımlı mirasçılık belgesi alma yükümlülüğü davacıya düştüğünden bu hususta yani …oğlu …’a ait davalı tarafça sunulan ve tereddüt yaratan mirasçılık belgesinin iptali ile hasımlı mirasçılık belgesi almak amacı ile dava açabilmesi için davacı vekiline süre ve imkan tanınması, farklı veraset belgesi sunanlar arasında yarar çatışması bulunduğundan karşı tarafın hasım gösterilmesi, açılacak davanın sonucunun beklenmesi, alınacak hasımlı mirasçılık belgesine göre …oğlu … mirasçılarının davaya katılımlarının sağlanması, taraf teşkili ile ilgili bu husus yerine getirilip dava şartı tamamlandıktan sonra davaya dahil edilen mirasçılara dava ile ilgili tüm delillerini sunabilmeleri için süre ve imkan tanınması, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken taraf teşkili hususundaki tereddüt giderilmeksizin yazılı şekilde işin esası ile ilgili hüküm kurulmuş olması doğru olmamıştır.
Diğer yandan kabule göre de; mahkemece, hükümde ayrı ayrı hangi mirasçıya ne kadar hisse düştüğü açıklanarak her bir mirasçı için ayrı ayrı tescile karar verilmesi gerekirken sadece mirasçılık belgesine atıf yapılarak hüküm kurulması doğru olmadığı gibi dava konusu taşınmazlar 109 ada 11 ve 145 ada 5 parsel olduğu halde maddi hatayı aşacak şekilde hükümde karışıklığa yol açılarak dava konusu olmayan 109 ada 5 ve 145 ada 11 parselle ilgili hüküm kurulmuş olması da doğru değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılardan … vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı olan hüküm bölümün taraf teşkili nedeniyle 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollaması ile halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre işin esasına ilişkin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 900 TL avukatlık ücretinin davacı …’den alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalı …’na verilmesine ve taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden …’na iadesine 30.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.