Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2012/6760 E. 2012/7374 K. 13.09.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/6760
KARAR NO : 2012/7374
KARAR TARİHİ : 13.09.2012

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı

… ile … aralarındaki katkı payı alacağı davasının reddine dair Antalya 3. Aile Mahkemesinden verilen 28.12.2010 gün ve 1026/1463 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı … vekili dava dilekçesinde, davacı ve davalı …’ün 1990 yılında evlendiklerini, Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 06.02.2003 gün ve 2003/68-54 Esas ve Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, davacının evlilik birliğinin devamı boyunca Merkez Bankasında memur olarak çalıştığını, davacının çalışmasından kaynaklanan gelirinin evin giderlerinin karşılanmasında kullanılmış iken, davalının evlilik birliği içinde edinilen taşınmazlar ve biriktirilen para ile tarafların resmen boşandıklarını, 06.02.2003 tarihi ile fiilen ayrıldıkları 25.11.2005 tarihleri arasında … 41968, … 5343 ada 1 parsel ve 06.AP.7033 plaka sayılı araçları edindiğini ve davacının müşterek çocuğun öğrenim giderlerinin davalı kocaya ait olmasına rağmen 2006-2007-2008 ve 2009 yılları için toplam 60.300,00 TL ödeme yaptığını açıklayarak, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra davalı adına tescil edilen taşınmaz ve araçtan kaynaklanan 10.000 TL katkı payı ve öğrenim giderlerinden kaynaklanan 60.300 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, 02.12.2010 tarihli cevap dilekçesi ile, alacağın zamanaşımına uğradığını, taşınmaz ve aracın boşanma kararının kesinleşmesinden sonra edinildiğini, taraflar arasındaki anlaşmalı boşanma protokolünde taşınmazların kime ait olacağı hususunda mutabakat bulunduğunu bildirmiş ve davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, TMK.nun 178. maddesine göre evlilik birliği içinde edinilen mallardan kaynaklanan alacaklar, evliliğin sona ermesinden itibaren 1 yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağından davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından ve vekalet ücretine ilişkin olarak davalı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamalar ve dosya kapsamına göre; Davacı ile davalı 13.08.1980 tarihinde evlenmiş, karı-koca arasındaki mal rejimi, taraflar arasında görülen ve kabul ile sonuçlanıp 28.02.2003 tarihinde kesinleşen Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2003/68-54 Esas ve Karar sayılı boşanma davasının açıldığı 24.02.2003 tarihinde sona ermiştir. Davacı vekili evlilik birliği içinde edinilen taşınmazların satımındanelde edilen para ile boşanma kararının kesinleşmesinden başka bir değişle taraflar arasındaki edinilmiş mallara katılma rejimi sona erdikten sonra davalı adına tescil edilen 41968 ada 1 ve 5343 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar ile 06.AP.7033 plaka sayılı araçtan kaynaklanan katkı payı talebinde bulunmuştur. Davacı ve davalı arasındaki mal rejimi, kabulle sonuçlanan boşanma davasının açıldığı 24.02.2003 tarihinde sona ermiş olup, tarafların bu tarihten sonra 25.11.2005 tarihine kadar birlikte yaşamaları Türk Medeni Kanununun kabul ettiği evlilik şekli olmayıp, bu nitelikteki fiili birliktelikler döneminde edinilen mallara yönelik, evlilik birliği içinde edinilen mallara ilişkin olan kurallara ve değerlendirmelere dayanılarak katkı payı alacağı, değer artış payı alacağı ve katılma alacağı istekli talepte bulunulamaz, talep bu hali ile Borçlar Kanununun genel hükümlerine ilişkindir. Aile mahkemelerinin görevi, 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesinde göre 4721 sayılı TMK.nun 2. kitabının birinci ve ikinci kısmından kaynaklanan davalar ile 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna göre aile hukukundan doğan dava ve işler olarak belirlenmiş olup, davacının talebi yukarıda açıklanan gerekçe ile Aile Mahkemesinin görevi kapsamında değildir.
Öte yandan davacının müşterek çocuk için yapılan yardım giderlerine ilişkin tazminat talebi de Borçlar Kanununun genel hükümlerine ilişkin olup, bu tür uyuşmazlıkların da çözüm yeri Aile Mahkemeleri değildir.
Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her hal ve aşamasında taraflarca ileri sürülmesi dahi res’en göz önünde bulundurulur. Dava konusu alacak genel hükümlere tabi alacak davası niteliğinde olup genel mahkemelerin görevine girdiği ve miktar itibariyle davaya Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılmak gerektiğinden görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü 6100 sayılı HUMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve
18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya ayrı ayrı iadesine 13.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.