Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2012/6161 E. 2012/8419 K. 02.10.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/6161
KARAR NO : 2012/8419
KARAR TARİHİ : 02.10.2012

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı

… ile … aralarındaki katkı payı alacağı davasının kabulüne dair İzmir 2. Aile Mahkemesinden verilen 13.07.2007 gün ve 523/214 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 02.10.2012 salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü kimse gelmediğinden dosya üzerinde inceleme yapılmasına karar verildi. Temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı vekili, 24 ada 53 parselde 3.kat 3 numaralı meskenin tarafların ortak katkıları ile davalı adına alındığını, alınırken kredi çekildiğini ve kredi ödemesinin büyük kısmının davacının annesinin emekli maaşı ile yapıldığını, ayrıca evlilik içinde … plakalı aracın da edinildiğini, alımlar sırasında çevreden borç alındığını, davacının ziynetlerinin de bozdurulduğunu açıklayarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davacının yaptığı katkı olarak taşınmazın değerinin 1/2’si oranındaki bedelin yasal faizi ile davacıya ödenmesine, ayrıca … plakalı araç üzerinde davacının katkı payı olarak bedelinin 1/2 oranının davacıya ödenmesine karar verilmesini istemiş, harcını da tamamladığı 18.7.2007 tarihli ıslah dilekçesi ile bilirkişi incelemesi sonucu çıkacak değere göre fazla hakları saklı kalmak kaydı ile araç için 5.000 TL, taşınmaz için 30.000 TL katkı değerinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının taşınmazın alımında katkısının çok az olduğunu, peşinatın çoğu için borç alındığını, davalının babasının ve arkadaşlarının borç verdiğini, bir kısım borcun sonradan çekilen kredi ile ödendiğini, peşinat dışındaki kısım için banka kredisi kullanıldığını ve boşanma sonrası ödemeye devam edildiğini, aracın ise evlenme öncesi davalıya ait aracın satışı ve sonrasında alınan onarıma muhtaç araçların tamir edilip satılmaları sonunda edinildiğini, davacı veya ailesinin katkısı olmadığını, denkleştirmenin de dikkate alınması gerektiğini açıklayarak davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacının dava ve ıslah dilekçesi birlikte dikkate alınarak talebinin kabulü ile taşınmaz için 500 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ıslah edilen 29.500 TL’nin ıslah tarihi olan 18.07.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, araç yönünden ise 500 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve ıslah edilen 2.757,33 TL’nin ıslah tarihi olan 18.07.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 28.8.1999 tarihinde evlenmiş, 13.07.2007 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 4.12.2009 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden evlilik tarihinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar (4721 sayılı TMK.nun 225/2. m.) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4721 sayılı TMK.nun 202.m.). Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2. maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir.
Dava konusu 24 ada 53 parsel üzerindeki apartmanın 3.kat 3 numaralı meskeni 31.3.2005 tarihinde, … plakalı araç ise 16.7.2003 tarihinde davalı adına satın alınarak tapu ve trafikte tescil edilmiş olup halen davalı adına kayıtlıdır. Dava konusu mesken ve aracın evlilik içinde satın alındıkları tarih ve isteğin ileri sürülüş biçimine göre dava, değer artış payına ilişkindir.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, alacağın belirlenmesinde her iki tarafın kişisel mal niteliğindeki katkılarının ve karar tarihine en yakın değerlerin dikkate alınması doğru olmakla birlikte 26.9.2011 ve 20.2.2012 tarihli üç kişilik bilirkişi raporlarındaki hesaplama yöntemleri hatalı ise de bu tür davalarda “fedakarlığın denkleştirilmesi ve hakkaniyet” kuralının da gözetilmesi gerektiğine göre davalı vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün esası bakımından ONANMASINA,
Davalı vekilinin faizin başlangıç tarihine yönelen temyiz itirazlarına gelince; davacının talebi TMK.nun 227.maddesi uyarınca değer artış payı alacağına ilişkin olup TMK.nun 232 ve 235/1. maddelerine göre mal varlıklarının tasfiye anındaki sürüm değerleri gözönünde bulundurulur. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre tasfiye tarihi karar tarihi olarak kabul edildiğine, dolayısı ile alacak hükümle muaccel hale geldiğine göre; hüküm altına alınan alacağa ilişkin faize karar tarihinden geçerli olarak hükmedilmesi gerekirken yasaya aykırı biçimde faize dava ve ıslah tarihinden geçerli olarak hükmedilmesi doğru olmamıştır.
Davalı vekilinin temyiz itirazları faiz bakımından açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi hükmü uyarınca faiz bölümüne yönelik olarak BOZULMASINA, HUMK’nun 388/4. (HMK.nun 297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, aşağıda dökümü yazılı 493,90 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1.481,59 TL’nin temyiz eden davalıdan alınmasına 02.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.