Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2012/6067 E. 2013/3496 K. 12.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/6067
KARAR NO : 2013/3496
KARAR TARİHİ : 12.03.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

… ve müşterekleri ile … aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 22.12.2010 gün ve 4/614 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili ve davalı … vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar vekili, dava dilekçesinde … Köyü 151 ada 133, 201 ve 277 parsel sayılı taşınmazların evvelce dava dışı aynı ada 278, 280 ve 417 parsel sayılı taşınmazlarla birlikte iki parça halinde davacıların kök murisi … oğlu … adına kayıtlı olduğunu, 1950 yılında taşınmazları birleştirerek birlikte kullanmaya başladığını, 15.07.1982 tarihinde ölümü ile taşınmazların eşi … ile evlatları … ve …’e kaldığını, Ayşe Şahin’inde 20.12.1982 tarihinde ölümü ile miras payının adı geçen evlatlarına kaldığını, …’in ölümü ile geriye mirasçı olarak …, …, …, … ve …’u bıraktığını, …’in ise vefatı ile geriye mirasçı olarak Mehmet Ali Şahin, …, …, …, … ve …’ı bıraktığını, Mehmet Ali Şahin’in de 11.07.2004 tarihinde ölümü ile mirasçı olarak geriye … ile evlatları … ve …’i bıraktığını, taşınmaz üzerinde Mehmet Ali evlatları … ve … mirasçılarının payları oranında zilyet olduğunu, kadastro çalışmaları sırasında birinci derecede sit alanı olduğundan bahisle … adına tespit edildiğini, … Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 19.08.2003 tarih ve 2599 sayılı kararı ve ekli krokisine göre taşınmazların birinci derece sit alanından çıkarıldığını, davacıların zilyetliklerinin doksan yıldan fazla olduğunu açıklayarak taşınmazların … adına olan tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında davacılar adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, cevap dilekçesinde … Kadastro Mahkemesi’nin 1996/8 Esas ve 1999/1 Karar sayılı hükmünün kesin hüküm teşkil ettiğini, kazandırıcı zamanaşımı şartlarının oluşmadığını savunma yoluyla ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, … mirasçılarının açtığı davanın kesin hüküm nedeniyle reddine, … mirasçıları yönünden davanın kabulüne, 151 ada 133, 201 ve 277 parsel sayılı taşınmazların kök muris Mehmet Ali Şahin’den kendilerine intikal eden veraset hisseleri oranında adlarına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazların geriye kalan ½ hissesinin davalı … adına tesciline karar verilmesi üzerine hüküm, davacılar vekili ile davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.

.//..
2012/6067-2013/3496 -2-

Dava, kadastro tespitinden önceki kazanmayı sağlayan zilyetlik, muristen intikal hukuksal nedenlerine dayalı olarak TMK’nun 713/1 ve 996, 3402 sayılı Yasa’nın 14. maddesi gereğince açılmış mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Uyuşmazlık konusu 151 ada 133, 201 ve 277 parsel sayılı taşınmazlar 11.07.1996 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında birinci derecede sit alanında kaldıklarından bahisle 133 parsel sayılı taşınmaz incirlik ve zeytinlik tarla vasfıyla, 201 parsel sayılı taşınmaz ile 277 parsel sayılı taşınmaz ise çalılık, taşlık vasfıyla … adına tespit edilmiş, kadastro tespitine itiraz davası açılması üzerine 22.11.2002 tarihinde taşınmazlar hükmen … adına tapuya tescil edilmiştir.
Davacı … mirasçıları …, Mehmet Ali Şahin, …, …, … ve … 22.11.1996 tarihinde … Kadastro Mahkemesi’nin 1996/8 Esasına kayıtlı davayı açarak taşınmazın babaları Hasan’dan kendilerine kaldığını, kadastro çalışmaları sırasında … adına tespit edildiğini açıklayarak kadastro tespitine itiraz etmişler, Mahkemenin 22.02.1999 gün ve 1999/1 sayılı hükmü ile kesin süreye rağmen keşif giderinin yatırılmaması sebebiyle sabit olmayan davanın reddine karar verilmiş hüküm, 22.11.2002 tarihinde kesinleşmiştir.
… Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’nün 25.12.2007 tarihli yazısına göre uyuşmazlık konusu taşınmazlar Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu’nun 03.07.1987 tarih ve 3492 sayılı kararıyla tescilli birinci derece arkeolojik sit alanı içinde kalmakta iken 3492 sayılı kararı ile tescilli birinci derecede arkeolojik sit sınırları … Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 19.08.2003 tarih ve 2599 sayılı kararı ile iptal edildiği, taşınmazların sit sınırları dışında kaldığı anlaşılmıştır.
Keşif sırasında dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar, taşınmazların davacıların kök murisi …’den kaldığını açıklamışlardır.
… Bilirkişisi … tarafından düzenlenen 14.05.2010 tarihli raporda, 277 parsel sayılı taşınmazın tarım arazisi olmayıp Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu, 133 ve 201 parsel sayılı taşınmazların ise zemininde yer yer taş ve kaya parçalarının mevcut olduğu, taş ve kayalar toplanmak ve sökülmek suretiyle uzun yıllar evvel oluşturulmuş kadim terasların mevcut bulunduğu, bu taşınmazların tarım arazisi niteliğinde olduğu açıklanmıştır.
Mahkemece, … mirasçıları yönünden davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiş ise de mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki: HUMK’nun 237/2. maddesine göre “kaziyei muhkeme, mevcuttur denilebilmek için iki tarafından ve müddeabihin ve istinad olunan sebebin müttehit olması lazımdır.” Aynı şekilde HMK’nun 303/1. maddesine göre “… hükmün, diğer davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için her iki davanın tarafların dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.” Somut olayda, … Kadastro Mahkemesi’nin 1996/8 Esas ve 1999/1 Karar sayılı davası … mirasçıları tarafından taşınmazların …’den kaldığı belirtilerek taşınmazların tapu kaydının iptali ile … mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmesi istemi ile açılmıştır. Eldeki davada ise, uyuşmazlık konusu taşınmazların kök muris …’den davacılara kaldığı belirtilerek açılmıştır. Bu durumda her iki davanın sebebinin aynı olduğunun kabulüne olanak bulunmamaktadır. Dolayısıyla … mirasçılarının davasının kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
… bilirkişisi raporundaki bulgular ile Mahkemenin taşınmazın ½ hissesinin … mirasçıları adına tesciline ilişkin hükmünün gerekçesi birbirleri ile çelişmektedir. … bilirkişisi raporu gözetildiğinde taşınmazın niteliğinde duraksama söz konusu olmaktadır.
Bir arazinin kullanım süresi ve niteliğini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Hava fotoğraflarının en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için; taşınmazların kadastro tespit tarihi olan 11.07.1996 tarihinden geriye doğru en az 20-30 yıl (1966-1976 tarihleri arası) öncesine ait iki ayrı zamanda çekilmiş yüksek çözünürlüklü hava fotoğraflarının Harita Genel Kamutanlığı’ndan, fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalarının ise İl Kadastro Müdürlüğü’nden getirtilerek dosya arasına konulması, jeodezi ve fotogrametrik uzmanı mühendisler arasından seçilecek bir bilirkişi ile teknik, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte uygulanması, yerel bilirkişi ve tanıkların HMK’nun 243, 244 ve 259. maddeleri gereğince davetiyeyle keşif yerine çağırılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenmeleri, dava konusu taşınmazın daha önce açıklandığı gibi davacıların kök murisi Mehmet Ali Şahin’den çocukları … ve …’e, bu şahıslarında vefatıyla davacı mirasçılarına kalıp kalmadığı, imar – ihyanın ne zaman başladığı ve ne zaman tamamlandığı, para ve emek sarfının ne şekilde yapıldığı, zilyetlik süresinin ne zaman başladığının yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, hava fotoğrafları ile İl Kadastro Müdürlüğü’nden istenen paftaların 1966-1976 yılları arasında çekilen ve düzenlenen fotoğraflar ile paftalar olması gerektiğinin gözetilmesi, bunların çekildikleri ve düzenlendikleri tarihlere göre dava konusu yerin kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı veya hangi nitelikte bulunduğu konularında uzman bilirkişiden Yargıtay ve tarafların denetimine açık, gerekçeli, karşılaştırmalı rapor istenmesi gerekmektedir. Bundan ayrı, daha önce rapor alınan … bilirkişisi dışında üniversitelerin toprak bölümünden seçilecek bir … bilirkişisi aracılığıyla dava konusu taşınmaz ve çevresindeki arazinin toprak yapısı birlikte incelenmek suretiyle dava konusu yerin kültür arazisi haline getirilen yerlerden bulunup bulunmadığı, taşınmazın imar – ihya edilip edilmediği konularında aynı şekilde gerekçeli, karşılaştırmalı, Yargıtay ve tarafların denetimine açık rapor istenmesi gerekmektedir.
Öte yandan, HMK’nun 290. maddesi gereğince keşif sırasında birlikte götürülecek uzman bir fotoğrafçı bilirkişi aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panaromik fotoğraflarının çektirilerek keşfi yapan hakim tarafından onaylandıktan sonra dosya arasına konulması, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle eksik araştırma ve inceleme sonucu … mirasçılarının davasının kabulüne, Hasan mirasçılarının davasının reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Davacılar vekili ile davalı … vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine 12.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.