Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2012/604 E. 2012/6492 K. 28.06.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/604
KARAR NO : 2012/6492
KARAR TARİHİ : 28.06.2012

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

… dahili davacılar … ve müşterekleri ile … aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Sarıoğlan Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 17.06.2/011 gün ve 274/222 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı …, dava dilekçesinde, 136 ada 8 sayılı parselin miras bırakanı …’dan kaldığını, kadastro çalışmaları sırasında aynı ada 7 sayılı parselin davalı adına tespit ve tescil edildiğini, 8 sayılı parselin ise miras bırakanı adına tapuda kayıtlı olduğunu, bu parselle birlikte kullandıkları yerin bir kısmının 136 ada 7 sayılı parsel içerisinde bırakılarak davalı adına tespitinin yapıldığını, bu yerin bir kısmının tandır evi olduğunu bir bölümünün ise hayvan gübrelerinin bırakıldığı boşluk niteliğinde bulunduğunu açıklayarak bu yerlerin davalının tapu kaydından iptaliyle murisin tüm mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, iddianın doğru olmadığını, taşınmazın vekil edenine ait olduğunu, vekil edeni tarafından…’dan satın alındığını açıklayarak haksız ve yersiz olan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece; “…136 ada 7 sayılı parselin tapu kaydının iptaline, 15.04.2011 tarihli teknik bilirkişilerce hazırlanan krokide, B harfiyle işaretli 25,24 m2’lik yerin dosyada mevcut Bünyan Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/213 Esas ve 2007/277 Karar sayılı veraset belgesindeki payları oranında Mehmet Lütfi Karakurt mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline, 136 ada 7 sayılı parselin metrekaresinin 371,98 m2 olarak düzeltilerek davalı … adına tapuya kayıt ve tesciline, davalı yararına 550,00 TL vekalet ücreti takdirine, ret ve kabul oranına göre hesap edilen yargılama gideri olarak 27.26 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına, peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 42,70 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına ..” karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından krokide A harfiyle gösterilen yer ile yargılama giderleri bakımından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK.713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. .Mahkemece, teknik bilirkişinin krokisinde B harfiyle gösterilen ve tandır damı olarak nitelendirilen yer bakımından hüküm kurulmuş ise de; aynı krokide A harfiyle işaretli yer bakımından herhangi bir hükmün kurulmadığı anlaşılmıştır. Murisin dava dışı kalan tüm mirasçılarının açılan davaya karşı olurları alınmış ve davada taraf teşkili sağlanmıştır. Davacı vekili dava dilekçesinde ve yargılama oturumlarında aynı zamanda A harfiyle ilgili yer bakımından da istekde bulunduğu ve bunu temyiz konusu yaptığı, temyiz dilekçesi kapsamı ile sabittir. A harfli yer bakımından da hüküm kurulması gerekirken bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması usul ve kanuna aykırıdır. HUMK.nun 388. maddesinde, bir hükümde bulunması gereken hususlar tek tek bentler halinde belirtilmiş ve taraflara yükletilecek hak ve yükümlülüklerin hüküm fıkrasında açıklanması öngörülmüştür ( HUMK. m.389).
Bundan ayrı hüküm fıkrasında sadece kısmen ret ve kısmen kabul oranına göre hesaplanan 27,26 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ancak, toplam yargılama giderinin ne kadar olduğu ve 27,26 TL’nin hangi hesaplama sonucu hüküm altına alındığı kararın gerekçesinde ve hüküm fıkrasında açıklanmamıştır. Bu haliyle Yargıtay denetiminin sağlanması mümkün bulunmamaktadır. Kaldı ki, hüküm fıkrasında sadece davanın kısmen kabulüne denilmiş, ret konusunda ise herhangi bir hüküm kurulmamıştır. Yine davacı tarafın yedi tanık gösterdiği, bunlardan üç kişinin keşifte tanık olarak ve bir kişinin ise yerel bilirkişi sıfatıyla dinlenildiği, kalan üç tanıkdan vazgeçme olmadığı gibi mahkemece de dinlenmeme gerekçesi gösterilmeden bu tanıkların dinlenilmemiş olması da doğru değildir.
Kabul şekline göre de 136 ada 7 parselin tapu kaydına ve kadastro tutanağına göre toplam miktarının 760,26 m2 olduğu halde, teknik bilirkişilerin 15.04.2011 tarihli raporunda toplam miktar olarak gösterdikleri 397,22 m2’den B ile işaretli 25,24 m2 düşürüldükten sonra kalan 371,98 m2’nin davalı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi maddi hata niteliğinde olup bu hususun mahkemesince her zaman HUMK.nun 459. HMK.nun 304. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkündür. Bu hüküm fıkrası taraflarca temyiz edilmediğinden, sadece yapılan maddi hataya değinilmekle yetinilmiş olup bozma sebebi yapma olanağı olmamıştır.
Davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK. nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK.nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 28.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.