Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2012/5810 E. 2012/6364 K. 26.06.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/5810
KARAR NO : 2012/6364
KARAR TARİHİ : 26.06.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Sınırlandırmanın iptali ve tescil

Abdülaziz Tanrıverdi, dahili davacılar … ve müşterekleri ile …,…,…, Akdarı ve Övündü Köyleri Tüzel Kişilikleri ile dahili davalı Hazine aralarındaki sınırlandırmanın iptali ve tescil davasının kabulüne dair Çıldır Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 15.12.2010 gün ve 36/98 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı … ve dahili davalı Hazine temsilcileri taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR
Davacı, dava dilekçesinde 101 ada 2 sayılı parselin 60 yıldan beri kendisi ile murislerinin zilyet ve tasarrufunda bulunduğunu, çayır niteliğiyle kullandıklarını açıklayarak 101 ada 2 sayılı parselde zilyetliği altında bulunan bölüme ait mera sınırlandırılmasının iptaliyle adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir. Davacının, yargılama sırasında vefat etmesi üzerine mirasçıları davayı yürütmüşlerdir.
Davalı … temsilcisi, dava konusu yerin mera olduğunu açıklayarak davanın reddini savunmuştur. Davalı öteki Köy Tüzel Kişiliği temsilcileri, davacının dava konusu yeri çayır olarak kullandığını açıklamışlardır.
Dahili davalı Hazine temsilcisi, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, teknik bilirkişi Salim Çelik’in 14.06.2010 tarihli raporuna ekli krokide 4.020,50 m2 yüzölçümlü yer olarak gösterilen taşınmaz bölümü bakımından mera sınırlandırılmasının iptaliyle, davacının mirasçıları adına elbirliği hükümlerine tabi olarak tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Hüküm, davalı … ve dahili davalı Hazine temsilcileri taraflarından temyiz edilmiştir.
Dava, bağış ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1, 996 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mera sınırlandırılmasının kısmen iptali isteğine ilişkindir.
Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık konusu 101 ada 2 sayılı parsel belgesizden mera niteliğiyle 2007 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında 2438 hektar 6986 m2 (24.386,986 m2) yüzölçümlü olarak sınırlandırılmıştır. Kadastro tutanağı aynı yıl kesinleşmiştir. Davacı mera parselinin bir kısmını çayır olarak kullandığını açıklayarak ve bunu keşif yerinde göstererek sınırlandırmanın iptali isteğinde bulunmuştur. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre,davacının babasının, taşınmazları çocukları arasında paylaştırdığı ve dava konusu yerin davacıya verildiği keşif tutanağı kapsamıyla belirlenmiştir.
Öncelikle, dava konusu 101 ada 2 sayılı parselin kadastro tutanağının sağ üst köşesinde, aslının, Kadastro Mahkemesinin 2007/421 Esaslı dosyasına gönderildiği açıklaması yer almaktadır. Noksanın tamamlanması yoluyla getirtilen Çıldır Kadastro Mahkemesinin 2007/241 Esas ve 2010/80 Karar sayılı dosyasında uyuşmazlık konusu 101 ada 2 sayılı parsel bakımından açılan kısmen sınırlandırmanın iptali ve tescil davasının reddine karar verilmiş ve hüküm kesinleşmiştir. Yine noksanın ikmali yoluyla getirtilen Çıldır Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/32, 33, 39 ve 40 Esas (Bozma sonrası sırasıyla 2012/21, 27, 22 ve 23 Esas) sayılı dosyaların incelenmesinde, uyuşmazlık konusu 101 ada 2 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılan kısmen sınırlandırmanın iptali ve tescil davalarının kabulüne dair hükümlerin, Dairemizce eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulduğu gerekçesiyle bozulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Öte yandan; Hazine temsilcisinin temyiz dilekçesinde 2009/22, 23 ve 34 Esas sayılı dosyaların eldeki davada uyuşmazlık konusu olan parsele ilişkin olduğu ileri sürülmüştür. Ne var ki, mahkemece, yukarıda değinilen davalar incelenmeden hüküm kurulmuştur.
Bu durumda, Hazine temsilcisinin temyiz dilekçesinde değindiği 2009/22, 23 ve 34 Esas sayılı dosyaların hangi mahkemeye ait olduklarının belirlenmesi, esasları bildirilen tüm dosyaların nizalı 101 ada 2 parsele ilişkin olup olmadığı, sözü edilen mera parseli ile ilgili ise davanın hangi aşamada olduğu saptandıktan sonra, Çıldır Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/32, 33, 39 ve 40 Esas (Bozma sonrası sırasıyla 2012/21, 27, 22 ve 23 Esas) sayılı dosyaları ile birlikte sonuçlanmış ve kesinleşmiş olanların dosyaların bulundukları yerden getirtilerek dosya arasına konulması, şayet sonuçlanmamış iseler eldeki dava ile birleştirilerek yürütülmesi gerekir.
Öte yandan, dava konusu parselin sınırları içinde bulunduğu Sabaholdu Köyü Tüzel Kişiliğine ait tahsisli ve kadim mera kayıtlarının olup olmadığının İl ve İlçe Özel İdare Müdürlüklerinden sorulması, varsa kadim ve tahsisli meralara ait tapu ve vergi kayıtlarıyla haritaların ilgili yerlerden, dava konusu parsel ve çevresini gösterir birleşik paftanın Kadastro Müdürlüğünden istenilmesi, birleşik pafta üzerinde yapılacak inceleme sonucu en azından tesciline karar verilen taşınmaz bölümlerine yakın ada ve parsellere ait kadastro tutanağı ve ekleriyle, kadastro sırasında komşu parsellere revizyon gören tapu ve vergi kayıtlarının da bulundukları yerlerden getirtilerek dosya arasına konulması, yeniden yapılacak keşifte tahsisli ve kadim mera kayıtları ile komşu parsellere ait tapu ve vergi kayıtlarının teknik, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla zemine uygulanması, yerel bilirkişi ve tanıkların HMK.nun 243 ve 244. maddeleri gereğince davetiyeyle keşif yerine çağrılmaları, aynı Kanunun 259 ve 290/2. maddesi uyarınca uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle yerel bilirkişi ve tanıkların mümkün olduğunca keşif yerinde dinlenilmeleri, tescili istenen taşınmaz bölümlerinin tahsisli ve kadim mera haritasıyla belgeleri kapsamında kalıp kalmadığının saptanması, bu kayıt ve belgeler kapsamında kalmadığının anlaşılması halinde kadim mera araştırılmasının yapılması, bu konuda yerel bilirkişi ve tanıkların beyanlarına başvurulması, komşu parsellere ait tapu ve vergi kayıtlarının taşınmaz yönünü ne gösterdikleri üzerinde durulması, teknik bilirkişiden tarafların ve Yargıtay’ın denetimine ait gerekçeli rapor alınması gerekir.
Bundan başka, davacı ve mirasçıları yönünden 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince miktar araştırılmasının yapılması zorunludur. Bu nedenle anılan şahısların belgesizden taşınmaz edinip edinmediklerinin Kadastro ve Tapu Sicil Müdürlüklerinden, zilyetliğe dayalı tescil davası açıp açmadıklarının ise o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulması, belgesizden edinilen taşınmazlara ait kadastro tutanakları ile tapu kayıtlarının Tapu Sicil Müdürlüğünden istenilmesi, zilyetliğe dayalı tescil davalarına ait dosyaların ise ait olduğu mahkemelerden getirtilerek miktar sınırlandırmaları yönünden göz önünde tutulması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve incelemeyle hüküm kurulması doğru değildir.
Davalı … ve dahili davalı Hazine temsilcilerinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde Sabaholdu Köyü Tüzel Kişiliğine iadesine 26.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.