Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2012/5449 E. 2012/6688 K. 03.07.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/5449
KARAR NO : 2012/6688
KARAR TARİHİ : 03.07.2012

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

… ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair …Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 19.12.2011 gün ve 288/397 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR

Davacı vekili, dava konusu 156 ada 34 sayılı parselin anneannesinden annesine, ondan da vekil edenine intikal ettiği ve eklemeli olarak 100 yılı aşkın süredir müvekkilinin zilyetliğinde bulunduğu halde kadastro sırasında davalı adına tespit ve tescil edildiğini açıklayarak, uyuşmazlık konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine temsilcisi, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmazın davacıya miras yoluyla intikal ettiği ve davacı yararına eklemeli zilyetlik yoluyla kazanma koşulları oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 156 ada 34 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye elverişli bulunmamaktadır. Şöyle ki; 156 ada 34 sayılı parsele ait kadastro tutanağının ve tapu kaydının incelenmesinde; taşınmazın, … kızı …’un ceddinden intikalen ve taksimen gelme yeri olduğu, 20 yılı aşkın zamandan beri nizasız ve fasılasız malik sıfatıyla zilyet ve tasarrufunda bulunduğu muhtar ve bilirkişilerin müşterek beyan ve ifadelerinden anlaşıldığı ancak anılan şahsın nüfus kaydına rastlanılmadığından hak kaybına sebebiyet vermemek için 16.04.2008 tarihinde Hazine adına belgesizden, tarla niteliğiyle tespitinin yapıldığı ve tutanağının itirazsız olarak kesinleşmesi ile 23.10.2008 tarihinde tapuya tescil edildiği görülmüştür. Keşifte dinlenilen yerel bilirkişi ve davacı tanıkları, uyuşmazlık konusu taşınmazın öncesinde davacının annesi Elmas’a ait olduğunu ve annesinden davacıya miras yoluyla intikal ettiğini bildirmişlerdir. Ne var ki; dosya arasında davacının annesinin nüfus kaydı bulunmamaktadır. Temyiz incelemesine esas olmak üzere, davacının UYAP sisteminden çıkartılan nüfus kaydına göre ise, davacının annes…kızı …sağdır. TMK.nun 575. maddesine göre miras, miras bırakanın ölümüyle açılır. Bu kapsamda,yerel bilirkişi ve tanıklar dava konusu taşınmazın davacıya annesinden miras yoluyla intikal ettiğini bildirmişseler de davacının annesinin sağ olması karşısında bu açıklama hukuken dinlenebilir değildir. Yine kadastro tutanağında taşınmazın maliki olduğu açıklanan …’un baba adı ile nüfus kaydına göre davacının annesi olan …’un baba adı arasında çelişki bulunmaktadır. Bu çelişkilerin giderilmesi gerekir. Bu kapsamda, 6100 sayılı HMK.nun 33. (HUMK.nun 76) maddesi hükmüne göre, davanın esası olan maddi olayların ileri sürülmesi taraflara, bunların nitelendirilmesi ve uygulanacak kanun maddesini belirlemek hakime aittir. Hakim tarafların yargılama oturumlarında ve dilekçesinde kullandıkları nitelendirme ile bağlı değildir. Mahkemece, dilekçenin içeriğine göre davacının isteğini ve amacını belirleyip uyuşmazlığın ona göre çözüme kavuşturulması gerekir. 6100 sayılı HMK.nun 31.(HUMK.nun 75/2) maddesine göre, hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir. Aynı Kanunun 147, 169. (HUMK 213/1, 230). maddelerine göre de tahkikat hakimi iki tarafı veya vekillerini çağırarak davanın maddi olguları hakkında beyanlarını dinleyebilir. Davanın doğru biçimde sonuçlandırılması için davanın ne olduğunun anlaşılması gerekir. İddianın ileri sürülüş şekline göre; davacı vekili, dava konusu taşınmazın davacıya annesinden intikal ettiğini bildirmekle birlikte ne şekilde intikal ettiğini açıklamamıştır.
Bu kapsamda, mahkemece, davacı yana taşınmazın annesinden devir şeklinin ( bağış, satış vs.) açıklattırılması, bu hususta delillerini bildirmesi için yöntemine uygun şekilde süre ve imkan verilmesi, bildirilen deliller toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, HUMK.nun 440/III-2. bendi gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, 03.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.