Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2012/5408 E. 2012/12735 K. 20.12.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/5408
KARAR NO : 2012/12735
KARAR TARİHİ : 20.12.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil

… ile Hazine ve Şahnahan Belediye Başkanlığı aralarındaki tescil davasının kabulüne dair … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 01.03.2012 gün ve 531/112 … hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı vekili, 53 parselin çevresinde bulunan yaklaşık 8 dönümlük taşınmazın imar-ihya edilerek tarım arazisi haline getirildiğini, 40 yıldan fazla süre koşullarına uygun olarak tasarruf edildiğini, üzerine ev yaptığını ve kayısı bahçesi niteliğinde olduğunu ve bu yerin Hazine ile bir ilgisi bulunmadığını açıklayarak vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, imar-ihya ve kazanma koşulları oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Ayrıca, TMK.nun 713/6. maddesi uyarınca davaya konu yerin Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi istemiştir.
Davalı … vekili, ev yapmak ve ağaç dikmek suretiyle sürdürülen zilyetliğin imar-ihya olarak değerlendirilemeyeceğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, önceki kararda, kazanma koşullarının davacı lehine gerçekleştiği görüşünden haraketle davanın kabulüne, teknik bilirkişi raporunda A, B ve C harfleriyle gösterilen toplam 7.080 m2 yüzölçümlü yerin davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Hüküm, davalı Hazine vekili temyiz edilmiş, Dairece, çevresinde bulunan parsellere ilişkin tapu kayıtları, kadastro tutanakları ve dayanak tapu kayıtları ile sulama kanalına ilişkin harita ve belgelerin getirtilmesi, TMK.nun 713/3.maddesi uyarınca husumetin ilgili idareye yöneltilmesi, taşınmazın niteliğinin uzman kişiler marifetiyle belirlenmesi, imar-ihya olgusunun hangi tarihte tamamlandığı üzerinde durulması gerektiğine işaret edilerek bozma sevkedilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak, davanın kabulüne, 19.01.2009 tarihli fen bilirkişisi krokisinde A ile gösterilen 2.082,04 m2 lik, B ile gösterilen 2.771 m2 lik yerler ve C ile gösterilen 2.227,93 m2 lik yerin davacı … oğlu … adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller ve dosya kapsamından; dava konusu taşınmaz bölümünün 1965
yılında yapılan tapulama sırasında “taşlık” niteliğinde tespit dışı bırakılan yerlerden olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiş ise de bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmediği gibi yapılan araştırma ve incelemede karar vermeye yeterli değildir. Şöyleki; taşınmaz başında yapılan keşif sırasında dinlenen Jeolog bilirkişi ve ziraat bilirkişinin gerekçeli raporunda dava konusu taşınmazın orman amenajman haritalarında orman gözüküyor ise de esasen tarım arazisi niteliğinde olduğunu bildirmiştir. Mahkemece taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılıp-yapılmadığı sorulmamış, orman harita ve belgeleri getirtilmek suretiyle orman bilirkişi marifetiyle taşınmaz başında uygulanmamış ve dava konusu yerin orman sayılan yerlerden olup olmadığı tespit edilmemiştir.
Diğer yönden; bozma ilamında taşınmazın bulunduğu yere ait hava fotoğrafları getirtilerek, imar-ihya olgusunun araştırılması gerektiğine işaret edilmiş ise de tespit dışı bırakılma tarihinden sonraki dönemlere ilişkin hava fotoğrafları istenilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile uygulanmamıştır.
Dava konusu taşınmazın 1965 yılındaki tapulamada taşlık niteliğiyle tespit harici bırakıldığı belirlendiğine göre; bu nitelikteki yerlerin 3402 … Kadastro Kanununun 17. maddesi uyarınca emek ve güç sarfedilme, imar ve ihyanın tamamlanması ve ondan sonra aynı kanunun 14. maddesi uyarınca en az 20 yıl süre ile aralıksız-davasız kulanılması gerekir. İş bu dava, 07.02.2008 tarihinde açıldığına göre bu tarihten geriye doğru en az 20-30 yıl öncesine ait (1978-1988 yılları arası) iki ayrı zamanda çekilmiş yüksek çözünürlüklü hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığından, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftaların ise, İl Kadastro Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulması, yeniden yapılacak keşifte uzman bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı mühendis, teknik, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla uygulanması, hava fotoğraflarının çekildikleri, Kadastro Müdürlüğünden gelen paftaların ise, düzenlendikleri (1965 yılı) tarihlere göre dava konusu taşınmaz bölümlerinin kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı, imar-ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı veya hangi nitelikte bulundukları konusunda uzman bilirkişilerden tarafların ve Yargıtay’ın denetimine açık gerekçeli rapor alınması, yerel bilirkişi ve tanıkların HMK.nun 243, 244, 259 ve 290/2. maddeleri gereğince, keşif yerine davetiyeyle çağırılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle mümkün olduğunca keşif yerinde dinlenilmeleri, davacının hangi tarihte taşınmazın imar-ihyasına başladığı, ne şekilde sürdürüldüğü ve hangi tarihte tamamlandığı konularında yerel bilirkişi ve tanıkların bilgilerine başvurulması, imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar 20 yıllık kazanma süresinin dolup dolmadığının hesaplanması, daha önce götürülmeyen başka bir uzman bilirkişi ziraat mühendisi aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı incelenerek gerekçeli, denetime açık, karşılaştırmalı rapor istenmesi, yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki bulunduğu takdirde HMK.nun 261. maddesi uyarınca yüzleştirilmek suretiyle aykırılığın giderilmesi, HMK.nun 290/2. maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulması, ondan sonra elde edilecek sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 … HMK. nun geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 … HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve
HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 20.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.