Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2012/4759 E. 2012/6674 K. 03.07.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/4759
KARAR NO : 2012/6674
KARAR TARİHİ : 03.07.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

… ile … aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ….Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 29.02.2012 gün ve 319/81 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 03.07.2012 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı vekili Avukat … ve karşı taraftan davacı vekili Avukat … geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı vekili, 1441 ada 4 parseli 1993-94 yıllarında vekil edeni ile davalı …’in birlikte …’dan satın aldıklarını, aldıkları arsa üzerine davacı ve davalının iki ev inşa ettiklerini, davacının haberi olmadan taşınmazın tamamını davalı …’nin kendi adına tapuya tescil ettirdiğini, davalının vekil edenine tapuyu vermek istemediğini açıklayarak taşınmaza ait tapu kaydının iptali ile vekil edenine düşen kısmın davacı adına tapuya tesciline, mahkeme aksi kanaate varırsa yapılmış olan ev ve alınan arsanın değeri ile davacıya ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …, taşınmazı …’den aldığını, davacının iddiasının doğru olmadığını, aldığında tapusu olmadığını, …in yeri gösterdiğini ve bu yere evini yaptığını, 4 yıl sonra ise davacının gelerek ev yaptığını ancak ev yaptığı yerin kendine ait yer içinde kaldığını bilemediği için müdahale etmediğini açıklamış, davalı vekili de haksız davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 1441 ada 4 parsele ait tapu kaydının iptali ile teknik bilirkişinin 9.1.2012 tarihli krokili raporunda B harfi ile gösterilen 235 m2 kısmın ifraz edilerek aynı ada son parsel numarası ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazın evveli 1 ada 1 parsel olup 29.6.1983 tarihinde yapılan tapulama çalışmalarında dayanak tapu kayıtları ile aralarında …’ın da bulunduğu gerçek kişiler adına paylı şekilde tesbit edilmiş, tutanak 10.11.1987 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir. Taşınmazdaki 133/2448 pay sahibi …, payını 13.9.1993 tarihinde davalı …’e satmıştır. 21.6.2005 tarihinde imar uygulaması sonunda bu taşınmazdaki … payı ile 1 ada 1003 parseldeki Hazine payının tevhidi ile 1441 ada 4 parsel oluşmuş, 1955/2400 pay …, 445/2400 pay Hazine adına tescil edilmiştir. Daha sonra Hazine payını 1.8.2006 tarihinde satın alan … taşınmazın tamamına malik olmuştur. Taşınmaz, tapuda halen davalı adına kayıtlıdır.
Dava konusu taşınmaz tapulama öncesi de tapuda kayıtlı bir yerdir. Kural olarak tapuda kayıtlı bir taşınmazın TMK.nun 706, Borçlar Kanununun 213, Tapu Kanununun 26, Noterlik Kanununun 60 ve 80.maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmayan satışlar geçersizdir. Bu tür taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik hukuken bir değer taşımaz. Böyle bir satış haricen satın ve devralan kişiye herhangi bir hak bahşetmez. Bu bakımdan, kazanmayı sağlayan zilyetlikle edinmeleri mümkün değildir. Bu kuralın istisnaları var ise de temyize konu dosyada bu istisnalar da bulunmamaktadır. Mahkemece, bu yerin 20 yıl önce tarafların birlikte satın aldığından hareketle yazılı şekilde karar verilmiş ise de alım tarihi itibarıyla tapuda kayıtlı olduğu anlaşılan taşınmazın haricen satışına değer verilme imkanı yoktur. Gerek davacı gerek davalı için haricen satış geçersizdir. Ancak Nuri tarafından 13.9.1993 tarihinde tapudan satın alma yolu ile edinilen hisse ve sonrasında imar uygulaması ile dava konusu taşınmazda malik olması karşısında Nuri’nin tapudaki satın alması önem kazanmaktadır. Davacı …’nin haricen satın alma iddiası ile başlayan zilyetliğine değer verilemeyeceğine göre davacının davasının bu istek yönünden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabule karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
Ancak davacı terditli olarak yapılmış olan ev ve alınan arsanın değeri ile davacıya ödenmesine karar verilmesini de istemiştir. Davacının bu isteği TMK’nun 724 ve devamı maddelerine dayalı temliken tescil isteğini içermektedir. Dosya arasındaki belge ve bilgilerden dava konusu taşınmazdaki payı davalı …’nin satın alması sonrasında, Nuri adına tapulu taşınmaza davacının 1998 tarihi sonrası ev yaptığı ve davalının buna ses çıkarmadığı, dava tarihine kadar davacının yaptığı evi arsası ile birlikte kullandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda evin yapıldığı tarih itibarıyla tapu maliki davalı … olduğuna göre davacının bu sebebe dayalı olarak iptal tescil isteme imkanı diğer bir anlatımla muhdesattan doğan şahsi hakkını davalı …’ye karşı ileri sürme hakkı vardır. Mahkemece davacının terditli bu isteği ile ilgili taraf delilleri toplanmalı, tüm deliller birlikte değerlendirilerek bu hususta olumlu veya olumsuz bir karar verilmelidir.
Davalı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 900 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine ve istek halinde 1.305,00 TL peşin harcın temyiz eden davalıya iadesine 03.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.