Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2012/4654 E. 2012/11658 K. 03.12.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/4654
KARAR NO : 2012/11658
KARAR TARİHİ : 03.12.2012

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil

… ile Hazine ve …Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Nizip Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 06.05.2011 gün ve 961/334 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı; miras ve kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal nedenlerine dayanarak dava dilekçesinde sınırları gösterilen taşınmaz bölümünün adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup zilyetlikle kazanılamayacağını bildirerek davanın reddine, dava konusu taşınmazın Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini savunmuştur.
Davalı köy tüzel kişiliğine yöntemine uygun bir biçimde dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen yargılamaya katılmamış ve cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, teknik bilirkişinin rapor ve krokisinde A harfi ile gösterilen 9561,33 m2 yüzölçümlü taşınmaz bölümünün davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; dava konusu taşınmazın tapulama çalışmaları sırasında Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu gerekçesi ile tespit dışı bırakıldığı, Tapu Müdürlüğü’nün cevabi yazısından anlaşılmıştır. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı Hazine vekilinin aşağıda belirtilen hususlar dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmediğnden REDDİNE;
Ancak, bir arazinin kullanım süresi ve niteliğini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için tespit dışı bırakılma tarihi olan 1971 yılından sonra dava tarihi olan 07.01.2008 tarihine göre 20-30 yıl öncesine ait (1978-1988 yılları arası) ölçekli stereoskopik hava fotoğraflarının dosyada yer almış olması ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesi gerekir. Ayrıca, stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelenirse arazinin üç boyutlu olarak görülmesi, taşınmaz sınırlarının belirlenmesi ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi mümkündür. Mahkemece, uyuşmazlığın net bir biçimde çözüme kavuşturulabilmesi için gerekli ve yukarıda tarihi yazılı hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır.
Hal böyle olunca mahkemece yapılacak iş; ziraat mühendisi bilirkişiden taşınmazın niteliğiyle ilgili görüş, kadastro fen elemanı bilirkişiden de taşınmazın yeri ve yüzölçümünü gösterir kroki ve rapor alındıktan sonra; jeodezi ve fotoğrametri uzmanı marifetiyle taşınmaza ilişkin olarak kadastro tespitinin yapıldığı tarihten sonraki ve dava tarihi olan 07.01.2008 tarihine göre 20-30 yıl öncesine ait (1978-1988 yılları arası) ve iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda incelemesi yaptırılarak taşınmazın niteliğinin ve kullanımına ne zaman başlandığının belirlenmesine çalışılması gerekir. Tanık ve bilirkişi sözleri ilmi esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmaz üzerinde tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihi belirlendikten sonra iddia ve savunma çerçevesinde değerlendirme yapılarak karar verilmelidir. Mahkemece, eksik inceleme ile yeterli nitelikte hava fotoğrafı uygulaması yapılmadan yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bundan ayrı, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi hükmüne göre; zilyetliğin bu kanunda yazılı belgelerden birisi ile ispatı yoluna gidilmeyen hallerde, zilyedin aynı çalışma alanı içinde kazanabileceği miktar sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönümü geçmeyecektir. Anılan hüküm göz önünde tutularak 26.07.1972 tarihinden sonra davacı adına kadastro yolu ile veya açılan dava sonunda tescil edilmiş taşınmaz veya taşınmazlar var ise bunların miktarlarının, çalışma alanlarının, tescil tarihlerinin Tapu Sicil Müdürlüğü ile Kadastro Müdürlüğünden, açılmış dava olup olmadığının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi, sulu veya kuru arazi ayrımının 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümleri gözönünde tutularak belirlenmesi gerekirken, mahkemece bu hususlar da araştırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle usul ve kanuna aykırı olan eksik incelemeye dayalı hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK.nun 440/III-2 bendi gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunulduğuna, 03.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.