Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2012/455 E. 2012/6689 K. 03.07.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/455
KARAR NO : 2012/6689
KARAR TARİHİ : 03.07.2012

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil

… ve … ile Tazlar Köyü Tüzel Kişiliği, … ve dahili davalı Hazine aralarındaki tescil davasının reddine dair … Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 12.10.2011 gün ve 112/587 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacılardan … vekili ile dahili davalı Hazine vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR

Davacılar vekili, kadastro öncesi ve sonrası kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal sebebine dayanarak, kadastro sırasında paftasında gösterilmek suretiyle yol olarak tespit harici bırakılan ve dava dışı 129 ada 7 ve 8 sayılı parseller arasında kalan bir parça taşınmazın vekil edenleri adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı …, uyuşmazlık konusu taşınmazın yol niteliğinde olduğunu açıklayarak davanın reddini istemiştir. Dahili davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı Köy Tüzel Kişiliği temsilcisi, yöntemine uygun biçimde dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına katılmamış ve davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davacılar yararına zilyetlik yoluyla kazanma koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün esası, davacılar vekili; yargılama giderlerine yönelik bölümü ise, dahili davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bilindiği üzere ve kural olarak kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan bir yer için tespit öncesi zilyetlik hukuksal nedenine dayanılması halinde tespit dışı bırakılma tarihinden, davanın açıldığı tarihe kadar makul sürenin kaçırılmaması gerekir. Tespit sonrası imar-ihya ve zilyetlik nedenlerine dayalı tescil isteklerinde ise, tespit dışı bırakıldığı tarihten davanın açıldığı tarihe kadar, öncelikle imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten itibaren yirmi yıllık sürenin aralıksız-çekişmesiz davacı yararına gerçekleşmesi zorunludur.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, davacılar adına kayıtlı nizasız 129 ada 7 ve 8 sayılı parsellerin kadastro tespitlerinin sırasıyla 24.04.2006 ve 25.04.2006 tarihlerinde yapıldığına, eldeki davanın ise harcı alınarak 18.03.2010 tarihinde açıldığına, Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün,
2002/8-141 Esas, 2002/132 Karar sayılı hükmünde de belirtildiği gibi, tespit dışı bırakma tarihinin, bitişik ya da komşu parsellere ilişkin kadastro tutanağının düzenlendiği tarih olduğuna, somut olayda 3402 sayılı Kadastro Kanununun 7/4. maddesine göre kadastro tutanağı düzenlenmeyen ve paftasında yol olarak gösterilen bu yerle ilgili olarak kadastroya tabi olması yolunda herhangi bir iddia vaki olmadığına ve dava tarihi olan 18.03.2010 tarihine kadar geçen süre içerisinde hak arama yoluna başvurulmadığına, bu kapsamda; davanın, makul sürede açılmadığına ve dava konusu taşınmazın paftasında yol boşluğu olarak gösterildiği tarihten dava tarihine kadar 20 yıllık süre geçmediğine göre, yerel mahkemece açıklanan ilkeler gözönüne alınarak davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin yerinde olmayan tüm temyiz itirazlarının reddi ile, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün esasının ONANMASINA,
Kabule göre; dava TMK.nun 713/1. maddesi gereğince açılan tescil davası olup, Hazine ve ilgili kamu tüzel kişisi aynı maddenin 3.fıkrası uyarınca kanuni hasım durumundadırlar. Bu doğrultuda, somut uyuşmazlık kapsamında davalı … aleyhine açılan davanın, TMK.nun 713/3. maddesi kapsamında pasif taraf ehliyeti bulunmadığından reddine karar verilmesi gerekirken, değişik gerekçeyle reddine karar verilmiş olması doğru değil ise de hüküm, redde ilişkin olup sonucu itibariyle doğru görüldüğünden ve temyiz edenlerin sıfatı dikkate alınarak bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Dahili davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarına gelince; dava redle sonuçlandığına, dahili davalı Hazine yargılamada vekil ile temsil olunduğuna göre, dahili davalı Hazine yararına hüküm tarihindeki Avukatlık Ücreti Tarifesi hükümleri uyarınca; Avukatlık ücreti takdir ve tayini gerekirken bu hususta olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması kanuna aykırıdır.
Dahili davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün avukatlık ücretine ilişkin bölümünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428.maddesi hükmü uyarınca BOZULMASINA, HUMK.nun 440/III-2 bendi gereğince ilama karşı karar düzeltme yolunun kapalı bulunduğuna ve aşağıda dökümü yazılı 18,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 2,75 TL’nin temyiz eden davacılardan alınmasına 03.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.