Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2012/4184 E. 2012/4626 K. 22.05.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/4184
KARAR NO : 2012/4626
KARAR TARİHİ : 22.05.2012

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR

Sair temyiz itiratları yerinde değil ise de;
…. Aile mahkemesinin 17.05.2011 tarih ve 2009/254 Esas – 2011/415 Karar sayılı kararında … vasisi olarak …’nin davacı olduğu, hüküm kısmının 1 nolu bendinde “1.000 TL nafakanın dava tarihi olan 31.03.2009 tarihinden itibaren davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” hükmedildiği görülmektedir. Borçlu vekili takibe konu ilamda nafaka alacaklısının Ali Mete Köteli olduğu halde takibi …’nin vasi olarak değil kendi adına başlatması nedeniyle icra emrinin ilama aykırı düzenlendiğini, takip alacaklısının takip dayanağı ilamda alacaklı sıfatının bulunmadığını, ayrıca takip konusu ilamda faize hükmedilmediği halde faiz talep edilmesinin de ilama aykırı olduğunu ve istenilebilecek olsa dahi sadece 321 TL istenebileceğini belirterek faize itiraz ettiği, alacaklı vekili cevap dilekçesinde, takip talebinde alacaklının …vasisi …yerine … yazılmasının maddi bir hata olduğunu bu maddi hatanın da takibin iptalini gerektirmediğini, icra takibi ile birikmiş ve aylık işleyecek cari nafakaların talep edildiğini ancak işlemiş faiz miktarının 345 TL yazılacağı yerde sehven 3.045 TL olarak yazıldığını bildirmiştir. Mahkemece aktif husumete yönelik itirazın reddine, istenen faizin bilirkişi raporuna göre 2.885,88 TL olduğu nazara alınarak toplam alacağın 32.517,53 TL’ye tekabül ettiği ve fazla talebin 159,12 TL olduğu kabul edilerek bu miktar icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir.
Karar borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1086 sayılı HUMK.nun 92. maddesinde; “Kabul, iki taraftan birinin diğerinin netice-i talebine muvafakat etmesidir.” hükmü yer almaktadır.
Esasa ilişkin olmayan maddi hataların her zaman düzeltilebileceği mümkün olup, takibin vasi sıfatıyla yapıldığı anlaşıldığından, alacaklılık sıfatına itirazın reddi yerinde ise de, yukarıda açıklanan yasal düzenleme gereğince alacaklının işlemiş faize itirazla ilgili kabulü nazara alınmadan yazılı şekilde işlemiş faizin düzeltilmesine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz isteminin kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenle kısmen BOZULMASINA, 22.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.