Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2012/3169 E. 2012/6450 K. 28.06.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/3169
KARAR NO : 2012/6450
KARAR TARİHİ : 28.06.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali, tescil ve alacak

…, … ve birleşen dosya davacısı … ile … aralarındaki tapu iptali, tescil ve alacak davasında mahkemenin görevsizliğine dair Kayseri 1.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 14.12.2010 gün ve 1031/955 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacılar ve birleşen dosya davacısı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR

Davacılar vekili, tarafların ortak miras bırakanından intikal eden 1075 parselin kadastro çalışmalarında hatalı olarak davalı adına tespit edildiğini, davalının imzasını taşıyan 22.06.1972 tarihli anlaşma senediyle de bu hususun doğrulandığını açıklayarak, tapu kaydının iptaliyle hisseleri oranında vekil edenleri adına tescilini, olmadığı taktirde tespit edilcek değer karşılığı tazminata hükmedilmesini istemiştir. Birleşen davacı vekili, vekil edeninin de Mehmet Kuzan mirasçılarından olduğunu bildirerek, nizalı parsele ilişkin davalı üzerindeki tapu kaydının iptaliyle hissesi oranında vekil edeni adına tescilini, bu talepleri kabul edilmediği taktirde hissesi karşılığı bedele karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, dip miras bırakan Mehmet Kuzan’ın taşınmazlarını sağlığında çocukları arasında paylaştırıldığını, tespitin buna uygun yapıldığını, yakın miras bırakanları tarafından açılmayan davanın davacılar tarafından açılamayacağını, hak düşürücü sürenin dolduğunu açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece asıl ve birleşen davanın hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle reddine karar verdilmesi üzerine; hüküm davacılar ve birleşen davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar ve birleşen davacı vekili, kadastrodan önceki hukuki nedene ve 22.06.1972 günlü senede dayanarak dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptaliyle vekil edenleri adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Dava konusu parsele ait tutanak 09.04.1968 tarihinde kesinleşmiştir. İncelenmekte olan bu dava ise, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3.maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin kaçırılmasından sonra 05.11.2009 tarihinde açılmıştır. Anılan maddedeki 10 yıllık hak düşürücü süre olumsuz dava koşulu olup, tüm def’i ve itirazlardan önce nazara alınır. Davanın tespit öncesi neden bakımından hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamıştır.
Davacıların dayanak 22.06.1972 günlü anlaşma senedi başlıklı belgeye ilişkin temyiz itirazlarına gelince; söz konusu senette “…1075 parseli Hacı Memet Kuzan (davacılar yakın miras bırakanı), Yunus Topaloğlu,……’ın (davalı) ortak olarak istenildiği zaman satmaya ve bölüşmeye serbest olduğu…”nun yazılarak, altının …, şahit ve muhtar isimleri açılarak imzalandığı görülmüştür. Dava konusu 1075 parsel davada dayanılan senedin yapıldığı tarih itibariyle davalı adına tapuya kayıtlıdır. Tapuda kayıtlı bulunan bir taşınmazın haricen satışı, bağışı veya üzerinde ayni hak tesisi Türk Medeni Kanununun 706, Borçlar Kanununun 213 ve Tapu Kanununun 26. maddeleri hükümleri karşısında geçersizdir. Böyle bir satış haricen devralan kişiye tapu kaydının iptali ve adına tescili yönünde bir hak bahşetmez. Bu durumda yukarıda tarihi yazılı harici senede dayalı davanın reddine karar verilmiş olmasında da usul ve yasaya aykırı yön yoktur.
Davacılar ve birleşen dosya davacısı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasa hükümlerine uygun bulunan hükmün ONANMASINA, HUMK.nun 440/III-1.bendi gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve aşağıda dökümü yazılı 18,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 2,75 TL’nin temyiz eden davacılardan alınmasına 28.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.