Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2012/296 E. 2012/5168 K. 04.06.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/296
KARAR NO : 2012/5168
KARAR TARİHİ : 04.06.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

… ile Hazine ve Sarışıh Köyü Tüzel Kişiliği, fer’i müdahil … aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 13.07.2011 gün ve 519/675 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ile davalı Hazine vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR
Davacı vekili, imar ihya ve kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle kadastroca tespit dışı bırakılan, dava dilekçesinde mevki ve sınırlarını belirttiği taşınmazın vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. 16.8.2006 tarihli ıslah dilekçesi ile tescil konusu taşınmazın davadan sonra 10.4.2006 tarihinde 510 parsel olarak ihdasen Hazine adına tescil edildiğini açıklayarak, dava edilen bölümlerin tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tescilini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, tescil konusu taşınmazın kazanılamayacak Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden iken idari yoldan Hazine adına tapuya tescil edildiğini, kazanma koşullarının oluşmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı Köy temsilcisi, yargılama oturumlarına katılmamıştır.
Mahkemece, hükmüne uyulan Dairenin dosyada mevcut bozmasından sonra yapılan araştırma sonucunda davacı yararına kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile teknik bilirkişinin 19.1.2009 tarihli krokisinde H harfi ile gösterilen 100.000,00 m2 yüzölçümlü taşınmazın tapu kaydının davalı Hazine adına kayıtlı 510 parselden iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir. Hüküm esası bakımından davalı Hazine vekili, yargılama giderleri, harç ve avukatlık ücreti bakımından davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık konusu taşınmaz 1969 yılında yapılan tapulama çalışmaları sonucunda 766 sayılı Yasanın 2. maddesine göre taşlık niteliğiyle tespit dışı bırakılmış, dava açılmasından sonra 10.4.2006 tarihinde taşlık tarla niteliğiyle, idari yoldan Hazine adına 510 parsel olarak tescil edilmiştir. Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olan bu nitelikteki taşınmazların zilyetlik yoluyla kazanılabilmesi için emek ve masraf harcanmak suretiyle, imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesi, imar-ihya işlemleri tamamlandıktan sonra tapunun oluştuğu tarihe kadar kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesiyle iktisabı mümkün olup, bu zilyetliğin de ekonomik amaca uygun bir biçimde gerçekleşmesi gerekmektedir.
Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin ilk hükmün temyizi üzerine Dairece 22.3.2007 günlü 1052-1769 Esas ve Kararda; özetle, imar-ihya olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi, nitelik ve zilyetlik süresinin belirlenebilmesi için hava fotoğraflarının uygulanması ve kamu hizmetine tahsis edilip edilmediğinin belirlenmesi gereğine işaret edilerek bozma sevk edilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan araştırma ve inceleme sonucunda kazanma koşullarının davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmediği gibi yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Bilindiği üzere ve kural olarak, bozma ilamına uyulmakla taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar ve uyulan bozma ilamı çerçevesinde araştırma ve inceleme yapma zorunluluğu doğar. Bozma ilamında işaret edilen hava fotoğraflarının uzman bilirkişiler aracılığıyla (Jeodezi ve Fotogrametri uzmanı harita mühendisi) yöntemine uygun bir biçimde uygulattırılması gerektiği halde konunun uzmanı olmayan Ziraat Mühendisinden alınan rapora dayanılarak hüküm verilmesi doğru değildir. Keşifte yer alan ve hava fotoğraflarının dava konusu taşınmazlara uygulatılması istenilen Harita Mühendisi bilirkişi Atilla Tartan 20.7.2009 tarihli raporunda, dava konusu taşınmazın hava fotoğrafı üzerinde geometrik şekli ile belirttiğini, Kadastro Müdürlüğünde stereoskop aletinin bulunmadığı gerekçesiyle değerlendirme yapılamadığını bildirmiştir. Ne varki, ziraatçı uzman bilirkişi 15.4.2010 tarihli raporunda, dava konusu taşınmazın %10-12 eğimli, toprak derinliğinin 45-50 cm, killi tın bünyeli, % 10-15 oranında taşlılık problemi bulunduğunu, taşınmaz üzerinde yaşları 5-6 arasında değişen kapama zeytin ağaçlarının bulunduğunu, eğim, toprak derinliği ve taşlılığa bağlı olarak 4. Sınıf arazi niteliğinde bulunduğunu, ayrıca tescile konu taşınmazın 1985 yılına ait 1/35.000 ölçekli hava fotoğraflarında stereoskopla fotometri yöntemiyle değerlendirildiğini ve bu şekilde yapılan inceleme sonucu dava konusu taşınmazda uzun yıllardır tarım yapıldığının belirlendiği açıklanmış, keşif sırasında çektirilen fotoğraflarda ise taşınmazda yoğun taşlılığın bulunduğu görülmüştür. Raporlarda yer alan açıklamalara göre, iki rapor birbiri ile çelişiktir. Harita mühendisi bilirkişi stereoskop aletinin bulunmadığı gerekçesiyle inceleme yapılamadığını, ziraatçı uzman bilirkişi ise sözü edilen hava fotoğraflarının mevcut olan stereoskop aletiyle değerlendirildiğini bildirmiştir. Şu halde stereoskop aletinin temininin mümkün bulunduğu anlaşılmaktadır. Hava fotoğraflarından yararlanmanın amacı taşınmazın sınırlarının ve üzerinde hangi tarihte zilyetlik yoluyla tasarrufta bulunulmaya başlandığının belirlenmesidir. Mahkemece konunun uzmanı bulunmayan Ziraatçı bilirkişi tarafından hazırlanan ve inceleme sonucunda elde edilen görüntülere göre taşınmazda 25 yılı aşkın süreden beri imar ve ihya çalışmalarının tamamlandığı bu haliyle tarım arazisi vasfı kazandığının söylenmesi yeterli kabul edilemez. Belirtildiği gibi, hava fotoğraflarının stereoskopik olması ve stereoskop aleti altında incelenmesi, taşınmazın üç boyutlu olarak görülmesi ve uygulanan haritaya göre hangi tarihte zilyetliğe başlandığının tespiti gerekir. Mahkemece yapılacak iş; izah edildiği gibi dava tarihine göre 20-25 yıl öncesine ait (1976-1986 yılları arası) iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarını usulüne uygun bir biçimde yetkili mercilerden getirtmek (dosya arasında var olan hava fotoğrafları da göz önünde bulundurularak) ve jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisi bilirkişiler marifetiyle mahallinde yapılacak keşfi müteakip taşınmazın yeri ve hudutları belirlendikten sonra hava fotoğraflarını stereoskop aleti altında inceletmek ve sınırları itibariyle dava tarihinden geriye doğru 20 yıl önce zilyet edilip edilmediğini belirlemek olmalıdır. Belirtilen eksiklik giderildikten sonra dosya içinde bulunan ve taraflarca itiraz edilmeyen fotoğraflar ile diğer deliller birlikte değerlendirilerek imar-ihyanın başlayış ve bitiş tarihi ile davacıların ekonomik amaca uygun zilyetliklerinin olup olmadığının değerlendirilmesi, taşınmazın ağaçlandırma sahası olarak tahsis edildiği de Hazine tarafından ileri sürüldüğüne göre, kamu hizmetine tahsis edilip edilmediğinin de saptanarak bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırmaya dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davalı Hazine vekili ile davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle ve 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi hükmü uyarınca BOZULMASINA, HUMK.nun 388/4. (HMK.nun 297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 4.6.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.