Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2012/2382 E. 2012/9983 K. 06.11.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/2382
KARAR NO : 2012/9983
KARAR TARİHİ : 06.11.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil

… ve … ile Hazine ve … aralarındaki tescil davasının reddine dair Tunceli Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 22.12.2011 gün ve 39/516 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacılardan … vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar vekili, dava dilekçesinde; mevkii ve sınırlarını açıkladığı yaklaşık 1600 m2 yerin kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakıldığını 1984 yılından beri vekil edeninin zilyet ve tasarrufunda bulunduğunu açıklayarak vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine temsilcisi, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı … vekili, taşınmazın 1999 yılında yapılan imar planı kapsamında kaldığını, taşınmazın zilyetlikle edinilecek yerler olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, teknik bilirkişi krokisinde A harfiyle gösterilen yerin tespit harici bırakılan yer olduğunu, B ile işaretli bölümün Hıdır Parlak’a ait 629, C ile belirtilen kısmın Vedat Doğan’a ait 978 ve D ile saptanan taşınmaz parçasının ise, …’e ait 856 parseller içerisinde kaldığını, bu parsel maliklerine karşı açılan bir dava ve isteğin bulunmadığını, A ile işaretli yer bakımından davacının bu taşınmaz bölümü üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetliğinin olmadığını gerekçe göstermek suretiyle davanın tüm istek bölümleri yönünden reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, yalnızca davacı … vekili … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastrodan önceki kazanmayı sağlayan zilyetlik ve harici satın alma hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1, 996 ve 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.
Davacı … vekili, her ne kadar krokide B, C ve D harfleriyle gösterilen yerler bakımından da hükmü temyiz ettiği görülmekte ise de bu taşınmaz bölümlerinin sırasıyla dava dışı gerçek kişilere ait 629, 978 ve 856 sayılı parseller içerisinde kalan yerler olduğu, kayıt maliklerine karşı yöntemine uygun bir biçimde harcı yatırılarak açılmış bir dava ve istek bulunmadığı anlaşıldığından davacı … vekilinin bu taşınmaz bölümlerine yönelik temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan bu bölümlere yönelik hüküm fıkralarının ONANMASINA,Davacı vekilinin, A harfiyle gösterilen taşınmaz bölümlerine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; teknik bilirkişinin krokisinde A harfiyle gösterilen taşınmaz bölümü komşu parsellerin kadastro tutanaklarının tespit tarihlerine göre, 1983 yılında tespit harici bırakılan bir yerdir. Dava 07.02.2011 tarihinde açıldığına göre kural olarak, tespit dışı bırakılma tarihinden dava tarihine kadar 20 yıllık kazanma süresi dolmuş bulunmaktadır. Dava konusu yer yerleşim alanı içerisinde yer aldığına, imar ve ihyaya muhtaç yerlerden bulunmadığına göre taşınmazın imar planları içerisinde yer alması zilyetlikle edinilmesine engel oluşturmaz. Yerleşim alanı içerisinde yer alan taşınmazlar arsa niteliğinde olup, bu gibi taşınmazlar üzerinde bugüne kadar sapma göstermeyen Daire uygulaması gereğince ekonomik amaca uygun zilyetlik aranmaz. Zilyedin sahiplenmesi, taşınmazla ilgilenmesi bu açıdan yeterli görülmektedir. Keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar dava konusu yer üzerinde eski ev kalıntılarının bulunduğunu ve daha önceden bu yer üzerinde bulunan evin zilyet sahipleri tarafından kullanıldığını, halen üzerinde ev kalıntısının olduğunu, üzerindeki ağaçların davacılar tarafından sulandığını bildirmişlerdir. Bu beyanlarında da anlaşıldığı gibi taşınmazın zilyetleri tarafından sahiplendiği açıkça görülmektedir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre hükmü temyiz eden … A kısmında yer alan taşınmazın bir bölümünü, diğer davacı ve zilyet olan …’e sattığı anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında Veli aynı zamanda TMK.nun 996. maddesi uyarınca …’in eklemeli zilyetliğine dayanmakta ise de, Veli tarafından hüküm temyiz edilmemiştir.
Saptanan bu somut ve hukuki olgular karşısında yerleşim alanları içerisinde yer alan taşınmazlar bakımından ekonomik amaca uygun zilyetlik aranmadığından ve taşınmaz arsaya dönüştüğünde …’in zilyedinde bulunan ve krokide A harfiyle gösterilen yer üzerinde belirlenerek kroki kapsamına alınması, koordinatlı ve ölçekli krokinin teknik bilirkişiye düzenlettirilmesi, miktarının belirlenmesi ve Veli’ye satılan yer dışında … tarafından tasarruf edilen taşınmaz bölümü bakımından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddine karar verilmesi açıklanan ilkelere uygun düşmemektedir.
Davacı … vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve aşağıda dökümü yazılı 21,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna 06.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.