Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2012/1898 E. 2012/8791 K. 08.10.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/1898
KARAR NO : 2012/8791
KARAR TARİHİ : 08.10.2012

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı

Davacı-karşı davalı … ile davalı-karşı davacı … aralarındaki katkı payı alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair … Aile Mahkemesinden verilen 19.10.2011 gün ve 1208/1018 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı … … vekili, boşanma davasına verdiği cevap dilekçesiyle – karşı dava dilekçesinde, maktu harcı yatırmak suretiyle vekiledeninin sağlık ocağında hemşire olarak çalıştığını, maaşı ile evlilik birliğinin giderlerine maddi katkıda bulunduğunu, her ay maaşını kocasına teslim ettiğini, davalı …’nın vekiledenine ev alacağını söylediğini, evin aylık borcunun ödenmesi için tüm maaşını istediğini, vekiledeninde ev sahibi olmak umuduyla maaşını davalı …’ya verdiğini, ancak davalı …’nın …Anayurt Kooperatif payını yalnızca kendi adına yazdırdığını, vekiledeninin pay sahibi olmasını engellediğini, daha sonra kooperatif payının davalı … tarafından halasının oğlu …’e muvazaalı olarak devredildiğini, bundan ayrı vekiledeni tarafından birikimleri ile edindiği 900 gram altını da davalı …’nın araba alınması ve yine kooperatif hissesi için …’ya verdiğini, bugün itibariyle kooperatif payının 80.000,00 TL değerinde bulunduğunu, bu hissenin alımında en az yarı yarıya ve hatta yarıdan fazla vekiledeninin katkısının bulunması sebebiyle 40.000,00 TL maddi tazminatın davalı …’dan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, cevaba cevap dilekçesinde, davacı …’nin hayali kooperatif payından söz ettiğini, vekiledeninin henüz sahip olunamayan bir üyelik hakkının bulunduğunu, davacı …’nin hastalığı nedeniyle maaşından gelen parayı sağlık giderlerine harcadığını, 2003 yılından itibaren tarafların fiilen ayrı yaşamaya başladıklarını, fiili ayrılık nedeniyle boşanma davasının açıldığını davacı …’nin bu nedenle herhangi bir katkısının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, “ taraflar arasındaki evlilik birliğinin boşanma ile sonuçlandığını, eşlerin evlilik birliği içinde davaya konu kooperatif evini payına yaptıkları 6.032,50 TL‘lik ödemenin yıllar içinde değişen şartlar ve keşif tarihindeki rayiç piyasa bedeline yapılan oranlama ile bulunan 14.921,00 TL’lik eşlerin ödemesinden ½ payına düşen 7.460,50 TL’nin …’dan alınarak Radiye …’a verilmesine, fazlaya ilişkin isteğinin reddine karar verilmesi üzerine hüküm, davacı-karşı davalı … vekili tarafından esas ve vekalet ücreti bakımından temyiz edilmiştir.
Davalı …, 12.12.1995 tarihinde yukarıda ismi verilen kooperatife üye … isimli şahıstan kooperatif üyelik hakkını 20.000,00 TL’ye devralmış ve 29.04.2004 tarihinde halasının oğlu …’e 400.000,00 TL karşılığında devrettiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Saptanan bu durum karşısında dava, 743 sayılı TKM.nin 170.maddesi uyarınca mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde kooperatife ödenen peşinat ve aidatlardan kaynaklanan katkı payı alacağı ile 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden sonra yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallar nedeniyle istenen katılma alacağı isteğine ilişkindir.
Taraflar, 28.09.1990 tarihinde evlenmişler, 13.03.2009 tarihinde açılan ve kabul ile sonuçlanıp 21.08.2009 tarihinde kesinleşen boşanma davası ile boşanmışlardır. Taraflar arasında evlendikleri 28.09.1990 tarihinde 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı Kanunun 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı 13.03.2009 tarihine kadar ise, 4721 sayılı MK.nun hükümleri uyarınca yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4721 s.TMK.m.202, 4722 S.K.m.10/1). Taraflar arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2 maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı 13.03.2009 tarihinde sona ermiştir.
Yerel mahkemece, boşanma davası ile birlikte ve 17.06.2009 tarih, 2009/337 Esas – 2009/704 Karar sayılı kararı ile, TMK.nun 174/1. maddesi gereğince 5.000,00 TL maddi ve aynı maddenin 2. fıkrası gereğince 8.000,00 TL manevi tazminatın boşanma davasının davacısı olan …’dan alınarak davalı … …’a verilmesine ve fazlaya ilişkin isteğinin reddine karar verilmiş, bu kararın iki taraf vekilleri tarafından boşanma davası ile birlikte temyiz edilmesi üzerine Yüksek Yargıtay 2. H.D. 3.11.2010 tarih, 2009/16381 E.- 2010/18288 K. sayılı ilamı ile,” davalı –davacının maddi tazminat isteği eşine ait kooperatif hissesine evlilik birliği içinde yaptığı katkıya dayandığını, bunun dışında TMK.nun 174/1 maddesi kapsamına giren bir maddi tazminat isteği bulunmadığını, katkı sebebine dayanan maddi tazminat isteği boşanmanın eki niteliğinde olmadığından ayrıca nispi harca tabi bulunduğunu, dava açılırken yatırılan başvuru harcı dava dilekçesindeki isteklerin tümünü kapsadığını, o halde talep edilen tazminat miktarı üzerinden nispi peşin harcın tamamlanması için davalı- karşılık davacıya süre verilmesi (Harçlar Kanunu madde 30-32) ve sonucuna göre hareket edilmesi gerektiğini, yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağını (Harçlar Kanunu m.32) gerekçe göstermek suretiyle bozma sevk edildiği belirlenmiştir.
Yukarıda da açıklandığı gibi mal rejimi konusunda çok iyi ele alınmış ve yazılmış bir istek ve dilekçeden söz edilemez. İsteğin katkı payı alacağı ile katılma alacağını kapsayıp kapsamadığı konusunda oldukça güçlü bir duraksama söz konusudur. Bir taraftan yarı yarıya ve hatta daha fazla katkıdan söz edilmekte öte taraftan katılma alacağından söz edilmemektedir. Karşı dava dilekçesinin istek bölümleri birlikte değerlendirildiğinde davacı …’nin kooperatif üyeliğinden kaynaklanan ve 01.01.2002 tarihinden önceye ait olmak üzere katkı payı alacağı ile bu tarihten sonraya ait edinilmiş mallar nedeniyle istenen katılma alacağı söz konusu olmaktadır. Ne var ki, Yüksek 2. Hukuk Dairesi kararında açıkça; “ katkı sebebine dayanan maddi tazminat isteği boşanma davasının eki niteliğinde olmadığından ayrıca nispi harca tabidir….” ibaresi ile davacı …’nin isteğini katkı payı alacağı ile sınırlandırdığı saptanmıştır. Mahkemece, 29.12.2010 tarihli yargılama oturumunda 2. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyulmasına karar verildiğine göre, davalı taraf yararına usulü kazanılmış hakkın doğduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle Dairece, yalnızca katkı payı alacağı ile sınırlı olarak temyiz incelemesi yapılması zorunluluğu doğmuştur. Çünkü usulü kazanılmış hakkın bu aşamada aşılması olanaklı bulunmamaktadır.
Davacı …, ebe olarak çalışmakta olup belirli bir gelire sahip olduğu açıktır. Davalı … ise öğretmendir. Davalının da belirli bir gelirinin olduğu bir gerçektir. Her iki taraf çalışarak belirli bir gelir elde ettikleri anlaşıldığına göre, davacının da davalı …’nın devraldığı ve sonradan da devrettiği kooperatif üyeliğinden kaynaklanan giderlere katıldığının kabulü gerekir. Daire uygulaması bu yöndedir. Davalı … 12.12.1995 tarihinde devraldığı üyelik hakkını daha sonra 29.04.2004 tarihinde yakın akrabasına devrettiği dosya kapsamı ile sabittir. Bozma ilamı ile, istek katkı payı alacağı ile sınırlı tutulduğuna göre evlilik tarihinden TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar ki taraf gelirlerinin göz önünde bulundurulması ve katkı payı alacağının hesaplanması gerekmektedir. 01.01.2002 tarihinden sonra yapılan ödemelerden kaynaklanan istek katılma alacağına ilişkin olup bozma ilamı kapsamı ile dava konusu olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, yapılan hesap yöntemi de usulüne uygun bulunmadığından buna değer verilmesi düşünülemez.
Şu halde mahkemece yapılacak iş, tarafların evlendikleri 28.09.1990 tarihinden TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar ki gelirlerinin ayrı ayrı saptanması, tarafların sosyal statüleri ve mesleki kariyerleri gözönünde bulundurularak her birinin belirtilen dönem içindeki kişisel harcamalarının hesaplanması, 743 sayılı TKM.nin 152. maddesi gereği davalı …’nın aile masrafları yükümlülüğünden kaynaklanan harcamalarının ayrıca belirlenmesi, bulunacak miktarın …’nın kişisel harcamalarına eklenmesi böylece her birinin kişisel harcamalarının toplam gelirlerinden ayrı ayrı düşürülmesi ve tasarruflarının miktarının bulunması, toplam tasarruf miktarı karşısında davacının katkı oranının tespit edilmesi ve bu katkı oranının kooperatif üyeliğinden kaynaklanan dairenin 01.01.2002 tarihinde vardığı inşaat seviyesi veya bitmiş hali gözönünde bulundurularak gerçek sürüm değerinin saptanması ve bu sürüm değeri ile çarpılması sonucu bulunacak miktarın davacı …’nin katkı payı alacağı olarak hüküm altına alınması gerekir.
Davacı-karşı davalı … vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca, HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacı-karşı davalıya iadesine 08.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.