Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2012/1562 E. 2012/3862 K. 07.05.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/1562
KARAR NO : 2012/3862
KARAR TARİHİ : 07.05.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

… ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair …Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 24.02.2011 gün ve 163/58 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacı, eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal nedenine dayanarak 132 ada 20 ve 136 ada 130 parsel sayılı taşınmazların Hazineye ait tapu kayıtlarının iptali ile adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine temsilcisi, aleyhe olan hususları kabul etmediklerini açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 05.11.2010 havale tarihli teknik bilirkişinin krokisinde gösterdiği 136 ada 130 parselin 1.129,49 m2, 132 ada 20 parselin ise 965,89 m2 bölümlerine ait tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık konusu ham toprak niteliğinde 1.382,82 m2 miktarındaki 132 ada 20 parsel 05.05.2008, hali arazi niteliğindeki 19.927,55 m2 miktarındaki 136 ada 130 parsel ise 18.06.2008 tarihinde yapılan kadastro çalışmalarında senetsizden Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerlerden olduğu, hiç kimsenin zilyetlik iddiasında bulunmadığı açıklanarak Hazine adına tespit edilmiş, her iki taşınmaza ait tutanak da itiraz edilmeksizin 06.12.2008 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edilmişlerdir.
Davacı dava dilekçesinde, kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanmış, miras ve taksimden söz etmemiştir. Keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar dava konusu taşınmazın davacının babasından kendisine kaldığını, davacı tarafından zilyet ve tasarruf edildiğini ifade etmişler ancak babasından davacıya intikal şekli konusunda herhangi bir açıklamada bulunmamışlardır. UYAP sisteminden alınan nüfus aile kayıt tablosuna göre, davacının babası muris…’nin 12.01.2003 tarihinde öldüğü ve davacı … dışında başka mirasçılarının da bulunduğu anlaşılmaktadır. TMK.nun 640/2 ve 702/2. maddelerine göre, miras bırakan Ahmet’in ölüm tarihi itibariyle mirasçılar terekeye elbirliği ile sahip olurlar ve bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. Murisin terekesi üzerinde mirasçıların TMK.nun 701 ve 702. maddelerine göre, belirlenmiş payları olmayıp, her birinin payı, taşınmazın tamamı üzerinde söz konusudur. TMK.nun 702. maddesi uyarınca tasarrufi işlemlerde oybirliği aranır. Dava da bir tasarrufi işlem olduğundan tüm mirasçıların üçüncü kişi durumunda bulunan Hazine ve köye karşı birlikte dava açmaları zorunludur. Davacı, dava konusu parsellere ait tapu kayıtlarının iptali ile sadece adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir. Bu haliyle davacının tek başına davalı Hazineye karşı dava açma sıfatı ve yetkisi bulunmamaktadır. Dava dışı kalan mirasçıların, böyle bir davada 11.10.1982 gün ve 3/2 sayılı YİBK’na göre, sonradan muvafakatlarının alınması ya da miras şirketine mümessil tayini suretiyle dava koşulunun yerine getirilmesi de mümkün bulunmamaktadır. Davacının böyle bir dava açma yetkisi bulunmadığı dikkate alınarak davacının davasının dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken uyuşmazlığın esası hakkında inceleme yapılarak yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün diğer yönleri incelenmeksizin açıklanan nedenden ötürü 6100 sayılı HUMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.