Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2012/15268 E. 2013/18222 K. 02.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/15268
KARAR NO : 2013/18222
KARAR TARİHİ : 02.12.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil

… ile … ve … Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair … Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 14.06.2012 gün ve 191/205 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı dava dilekçesinde mevki ve sınırlarını açıkladığı, 700 m2’lik yerin 30 yılı aşkın bir süreden beri zilyet ve tasarrufunda olduğunu, aralıksız çekişmesiz malik sıfatıyla zilyet bulunduğunu açıklayarak dava konusu yerin adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı … Tüzel Kişiliğine dava dilekçesi tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına katılmamıştır.
Mahkemece, “davacının 01.04.2009 tarihinde aynı taşınmazın adına tescilli iken … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/112 Esas sayılı dava dosyasıyla dava açtığını, 02.06.2014 tarihinde bu davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, TMK’nun 713.maddesinde belirtilen davasızlık şartının 2009/112 Esas sayılı dosya ile bozulmuş olduğunu gerekçe göstermek suretiyle davanın reddine “karar verilmesi üzerine; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kazanmayı sağlayan zilyetlik ve harici satın alma hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunun 14.maddesi gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, HUMK’nun 409.maddesi gereğince 02.06.2011 tarihinde açılan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi ve davasızlık koşulunun gerçekleşmediği görüşüyle davanın reddine karar verilmiş ise de Mahkeme’nin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. İlk dava 01.04.2009 tarihinde açılmış olup, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 01.04.2009 tarih ve 2009/112 Esas, 2011/86 Karar sayılı kararıyla HUMK’nun 409/5.maddesi gereğince ve takipsiz bırakılma sebebiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Bu karar temyiz edilmediği gibi, herhangi bir şekilde davalılar tarafından derdestlik itirazında da bulunulmamıştır. Davacı bu kararın verildiği tarihten yaklaşık 1 ila 15 gün sonra harcını yatırmak suretiyle 26.07.2011 tarihinde eldeki davayı açmış bulunmaktadır. Dosyadaki bilgi ve belgeler ile keşif tutanağı kapsamına göre davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin aralıksız çekişmesiz ve malik sıfatıyla devam ettiği anlaşılmaktadır. Yani dava açılmamış sayılmasına karar verilmiş olmakla beraber davacı taşınmazla ilgisini ve bağını kesmemiştir. Bu bakımdan davasızlık koşulunun oluştuğundan söz edilemez. Açılmamış sayılmasına karar verilen dava hiç açılmamış sayıldığından TMK’nun 713/1. fıkrasında öngörülen 20 yıllık kazanma süresinin kesintiye uğradığından söz edilemez.
O halde Mahkemece yapılacak iş iddia ve savunma doğrultusunda taraf delillerinin toplanması, açılmamış sayılmasına karar verilen dosyadaki delillerin de gözönünde tutulması, TMK’nun 713/1ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14.maddesinde öngörülen tüm olumlu ve olumsuz koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin keşfen belirlenmesi, evin bitişiğinde bulunan arsadan ne şekilde yararlandığının açıklığa kavuşturulması, TMK’nun 996.maddesi gereğince eklemeli zilyetliğinin de gözetilmesi ondan sonra tüm delirin birlikte değerlendirilerek sonucunu göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm kurulmuş bulunması doğru değildir.
Davacının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 02.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.