Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2012/1442 E. 2012/9168 K. 12.10.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/1442
KARAR NO : 2012/9168
KARAR TARİHİ : 12.10.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil

… ile Hazine ve Yastıktepe Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Pasinler Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 16.12.2010 gün ve 330/254 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı, dava dilekçesinde; mevkii ve sınırlarını açıkladığı 30000 m2 yüzölçümlü yerin kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakıldığını açıklayarak adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiş, yargılama oturumlarında ise, tescilini istediği taşınmaz bölümlerinin 1 parselin çevresinde bulunan taşınmaz bölümleri olduğunu bildirmiştir.
Davalı Hazine vekili, tescili istenen taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu bildirerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, teknik bilirkişi … 13.4.2010 tarihli rapor ve krokisinde B ve D harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümleri hakkındaki davanın kabulüyle bu taşınmazların davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, davacının fazlaya ilişkin isteğinin reddine karar verilmesi üzerine; hükmün kabule ilişkin bölümleri Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1, 996 ve 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi gereğince açılan tescili isteğine ilişkindir.
Mahkemece, B ve D harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümleri üzerinde davacı yararına kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davalı Hazine vekili ile köy tüzel kişiliğinin temsilcisi yargılama oturumlarında dava konusu ve tescili istenen taşınmazların “mera” olduğunu ileri sürdüklerine göre mahkemece, tahsisli ve kadim mera araştırmasının yapılması zorunludur. Bundan ayrı çifte tapunun önlenmesi açısından teknik bilirkişinin rapor ve krokisi eklenmek suretiyle tescili istenen B ve D harfleriyle gösterilen yerlerin tapuda kayıtlı yerlerden olup olmadığının Tapu Sicil Müdürlüğünden ayrıca sorulması gerekmektedir. Mahkemece, bu husus üzerinde de durulmamıştır. Aksi halde, çifte tapuya yol açar. Taraflara 21.6.2007 tarihli yargılama oturumlarında delillerini bildirmesi için süre verilmiş ancak, kesin süre olduğu hatırlatılmadığı gibi bu konuda uyarı da yapılmamıştır. Bu nedenle, alınan ara kararı yerinde değildir.
Öte yandan, davacı dava dilekçesinde tescilini istediği taşınmaz bölümlerinin atalarından kaldığını bildirmiş, intikal şekli konusunda herhangi bir açıklamada bulunmamış, keşifte dinlenen yerel bilirkişiler de dava konusu taşınmazların davacının babasından kendisine kaldığını bildirmişler, ancak, hangi şekilde davacıya intikal ettiği konusunda herhangi bir açıklamada bulunmamışlardır. Davacının babası Mahmut, Uyaptan alınan nüfus aile kayıt tablosuna göre 10.6.1987 tarihinde öldüğüne göre terekesi elbirliği mülkiyet hükümlerine tabidir. Elbirliği mülkiyetine tabi bir taşınmaz için TMK.nun 701 ve 702. maddeleri uyarınca tek başına bir veya birkaç mirasçının üçüncü kişilere karşı aktif dava açma sıfat ve hukuki ehliyeti bulunmamaktadır. Taşınmaz bölümleri, terekenin paylaşımı sonucu ya da satış, bağış veya miras payının devri yoluyla davacıya kalmış ise davanın bu haliyle yürütülmesi ve aşağıda belirtilen eksikliklerin yerine getirilmesi zorundadır.
Şayet taşınmaz bölümleri paylaşım, bağış, satış ya da miras payının devri ile davacıya kalmamış ise, davacı dışında başka mirasçıların da olduğu gözetilerek davacının tek başına üçüncü kişiye karşı aktif dava açma ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi düşünülmelidir.
Mahkemece yapılacak iş; Hazinenin ve köy tüzel kişiliğinin savunması gözönünde bulundurularak meranın yararı bulunmadığı komşu köyler halkı arasından yaşlı bilirkişilerin mahkemece belirlenmesi, aynı biçimde taraflara dava konusu yerleri bilen yaşlı tanıklarını bildirmeleri konusunda süre ve imkan tanınması, Yastıktepe köyüne ait tahsisli ve kadim mera kayıtlarının olup olmadığının İlçe, İl Özel İdare, Tapu Sicil ve Kadastro Müdürlüklerinden sorulması, varsa kadim ve tahsisli meralara ait kayıt ve belgeler ile haritalar getirtilerek dosya arasına konulması, bundan ayrı taşınmazın çevresinde bulunan 1, 2, 420 ve 421 sayılı kadastro parsellerine ait kadastro tutanakları ve ekleriyle kadastro sırasında bu parsellere revizyon gören tapu ve vergi kayıtları ilgili kurumlardan getirtilerek dosyayla birleştirilmesi, kabulüne karar verilen B ve D harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümleri arasında sulama kanalı geçtiğinden bu kanalın hangi kurum tarafından yapıldığının tespitiyle ilgili kurumdan varsa kamulaştırma evraklarıyla paftasının getirtilerek dosya arasına konulması, ondan sonra sulama kanalına ait harita ve belgeler ile komşu parsellerle ait tapu ve vergi kayıtları, kadim ve tahsisli meraya ait harita ve belgeler, teknik, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla zemine uygulanması, dava konusu ve kabulüne karar verilen taşınmaz parçalarının kadim ve tahsisli mera kayıtlarıyla kamulaştırma paftasında kalıp kalmadığının belirlenmesi, söz konusu sulama kanalı herhangi bir Devlet kurumu tarafından yapılmış ise, TMK.nun 713/3. fıkrası uyarınca yöntemine uygun bir biçimde davanın bu kuruma yöneltilmesi, davaya katıldıkları taktirde delillerini sunmaları için süre ve imkan verilmesi, komşu parsellere revizyon gören tapu ve vergi kayıtlarının taşınmaz bölümlerini ne gösterdiği üzerinde durulması, teknik bilirkişiye kroki üzerinde işaret ettirilmesinin sağlanması, yerel bilirkişi ve tanıkların HUMK.nun 243, 244 ve 259. maddeleri gereğince davetiye ile keşif yerine çağrılmaları, uyuşmazlığın taşınmazlara ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenilmeleri, teknik bilirkişiden gerekçeli rapor alınması gerekmektedir. (Murise ait veraset belgesinin dosyaya eklenmesi gerekir.).
Öte yandan dava konusu taşınmaz bölümlerinin davacının babasından kaldığı gözetilerek davacı miras bırakan babası Mahmut Tatar ve diğer tüm mirasçılar bakımından 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi gereğince miktar araştırmasının yapılması, belgesizden taşınmaz edinip edinmediklerinin Tapu Sicil ve Kadastro Müdürlüğü ile, zilyetliğe dayalı tescil davası açıp açmadıklarının o yer Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulması, belgesizden edinilen taşınmazlara ait tapu kayıtları ve kadastro tutanaklarıyla zilyetliğe dayalı açılan tescil dosyaları ait oldukları mahkemelerden getirtilerek gözönünde bulundurulması, teknik bilirkişinin rapor ve krokisi esas alınarak TMK.nun 713/4 ve 5. fıkraları uyarınca yöntemine uygun bir biçimde gazete ve yerel ilanların yapılması, üç aylık yasal sürenin dolmasının beklenilmesi, 3402 sayılı Kanunun değişik 14/2. fıkrası uyarınca kuru-sulu araştırmasının yapılması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 12.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.